MURAT Karayılan, Cemil Bayık, Fehman Hüseyin gibi PKK’nın yönetici kadrosu yıllardır Irak’ta. Hepsi su katılmamış terörist. Hepsi kırmızı bültenle aranıyor. Türkiye hepsini Irak’tan istiyor.
Sadece Irak’tan mı? Pek çok PKK’lı İsveç’te, Avusturya’da, Belçika’da, Almanya’da yaşıyor. Çoğu kırmızı bültenle aranıyor. Ya da katil olduğu yargıyla sabit kişiler, kırmızı bültenle aranıyor. Çoğu Avrupa’nın değişik ülkelerinde. Türkiye bunları istiyor. Hiç birini vermiyorlar.
O kadar uzağa gitmeye gerek yok. Öcalan Suriye’den çıkmak zorunda kaldığında, Rusya, Yunanistan ve İtalya’ya gidiyor. Hiç kimse, onu Türkiye’ye vermiyor.
Gerekçe çok basit. İstenen kişi, “ben siyasi suçluyum” dedi mi, kapılar kapanıyor. Onun ötesinde, ülkelerin birbirlerine karşı, diplomasiden ayrı, farklı tutumları var. Birbirlerine bu alanda yardıma o kadar hevesli değiller.
Bir ülkenin kırmızı bültenle aradığı bir kişiyi, başka ülke bağrına basıyor.
İNCE HESAPLAR
Irak kırmızı bültenle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’yi arıyor, kendisine verilmesini istiyor. “Terörü finanse etmek, terör saldırılarına yardım etmek” suçlamasıyla.
Haşimi bir aydır Türkiye’de. Vermek bir yana, Türkiye Haşimi’ye zırhlı araç ve on yedi korumayla gözü gibi bakıyor. Haşimi’nin Irak’a verilmesi söz konusu değil.
Kırmızı bültenle aranan birine kucak açmak ne kadar doğru? Dış politika koşullarına göre değişen bir soru.
Türkiye’nin, Haşimi’ye kımızı bülten çıkartan Irak Başbakanı Maliki ile arası kötü. Haşimi’nin düşmanı, Ankara’nın dostu olamaz.
Türkiye’nin Kürt lider Barzani ile arası iyi. Barzani’nin Maliki ile kötü. Ankara, Amerika’da devlet başkanı gibi karşılanan Barzani’nin de şu sıralarda canını sıkmaz.
Maliki ile Amerika’nın arası soğuk. Ankara bunu da dikkate alır.
Bu ince hesapların dışında, çok daha geçerli bir gerekçesi var Ankara’nın. Haşimi’nin diplomatik dokunulmazlığı var, kırmızı bülten, Interpol hikaye.
HEP MUHALİFLERLE
Haşimi’ye dönük Ankara’nın tavrını anlamak mümkün. Sorun başka yerde.
Bir kaç yıl önce kırmızı bültenle aranan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir Türkiye’ye geliyor. El Beşir sadece aranmakla kalmıyor, hakkında Uluslarası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararı var. Adam İstanbul’a geliyor, uluslararası bir toplantıya katılıyor ve ülkesine dönüyor.
Başka bir örnek, uzun süre Orta Doğu’da terör eylemlerine girişen Hamas ve lideri Halit Meşal’e Amerika ve Avrupa iyi gözle bakmıyor. Ama, Meşal’in bizim iktidarla arası çok iyi.
Başka bir örnek, başta Suriye ve Libya, Arap Baharının çarptığı ülkelerde Ankara hep rejim muhalifleri ile dostluk kuruyor, o ülkelerin iç politikasında taraf konumunda.
Kırmızı bülten var ya da yok, ama muhaliflerle işbirliği yapmak gibi Ankara’nın bir kuralı var sanki.
Asıl rahatsız eden bu fotoğraf.
“Askere gidiyoruz, memur olamıyoruz”
DİNİ bayramlarını, paskalyalarını kutluyor CHP bir süre önce Müslüman olmayan azınlık liderlerinin.
Ziyarete cemaatlerden sorumlu CHP Parti Meclisi üyesi İlay Aksoy ile Gurup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi gidiyor.
Daha sonra o dini liderlerle buluşmak düşüncesi çıkıyor ortaya. Önceki akşam Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu partili bazı arkadaşlarıyla birlikte dini liderlerle yemekte bir araya geliyor.
Din adamlarından biri Hamzaçebi’ye teşekkür ediyor. 1998’de Hamzaçebi İstanbul Defterdarı. O kilisenin mülkiyet sorunu var. Hamzaçebi bunu çözüyor ve geçen akşam kendisine teşekkür ediliyor. Bu sıcak ortamda din adamlarının vurguladığı bir gerçek var:
“Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Biz vergi veriyoruz, biz askere gidiyoruz ama, biz devlet memuru olamıyoruz. Bunun önünde hiç bir yasal engel yok ama, olamıyoruz. Biz ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz, bu algıyı siz yok edin”.
Dini liderler haklı. Bu kötü bir algı. Oysa, Müslüman olmayan azınlığa devlet memuru olabilme hakkı Lozan Anlaşması’nda tanınıyor. Ne var ki, anlaşma ayrı, uygulama ayrı.
Suriye ile ilgili bölge insanlarıyla toplantı, Sosyalist Enternasyonal’in İstanbul’da yine Suriye tartışmasına ev sahipliği, azınlıklarla buluşma, AB temasları gibi etkinlikler CHP’de belli bir dinamizmi sergiliyor.
Bu etkinlikler ne ölçüde oya dönüşüyor? Soru bu
|