|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Başkanlık rejimi ve CHP tabanının geleceği
10 Mayıs 2012 Perşembe, 09:41
Veysi SARISÖZEN
|
|
AKP Kürt sorununda “anayasal çözümü” reddetti, bunun yerine “anayasal diktatörlüğe” yol açacak “Başkanlık Rejimine” geçiş kararını resmen açıkladı.
Bu Anayasa konusunda her türlü uzlaşma şansını ortadan kaldırdı. Eğer tekrar “uzlaşma” imkanı doğacaksa, bu, ancak AKP’nin “Başkanlık rejimine” geçişini önleyerek gerçekleşebilir.
Hükümet sözcüleri “dil sürçmesi” dese de, üst üste iki kere “tek din” diyen bir kişinin, parlamenter rejim yerine başkanlık rejiminde “tek şef” olması korkunç sonuçlar doğurur. Ortada “laiklik” kalmaz, “tek din” lafını “tek mezhep” izler. Parlamenter rejimde zaptedilemeyen kişiyi Başkanlık Rejiminde hiç kimse durduğu yerde durduramaz. Yalnız ve esas olan bu değil. Türkiye bütün büyük devletler arasında çıkar kavgasının düğüm noktasında bir ülke. Kendi içinde Türk-Kürt savaşı sürüyor, bu, iç savaşa evrilme potansiyeli taşıyor. Suriye topraklarından “iki Kıbrıs ya da Hatay” büyüklüğünde bir toprağın “tampon” adı altında Suriye’den koparılması ve “ilhak” edilmesi için savaş çığlıkları atılıyor; Federe Kürdistan üzerinde İran’la amansız bir nüfuz kavgası tırmanıyor; Türkiye bir “bölgesel devletler arası savaşın” eşiğinde bulunuyor. İran’la rekabet silahlanmayı “nükleer silah edinme” kulvarına doğru sürüklüyor -atom reaktörlerinden bu nedenle söz ediliyor- ve Kürecik bu savaşta ABD’nin çıkarları adına Türkiye’nin felakete doğru gidişinin ilk adımını oluşturuyor. Ve nihayet artık görülüyor ki, Türk ekonomisi ilk büyük şokta derin bir krizle yüz yüze gelme riski taşıyor, bu risk yüzünden uluslar arası finans çevreleri Türkiye’nin “kredi notunu” düşürüyor. Ve CHP “çökmüş; toplumun üstünde hızla askeri vesayetten “cemaatçi polis-yargı vesayetine” geçiş süreci amacına doğru hızla yürümekte. Medya zincire vurulmuş ve hiç kimse yarın kapısının çalınıp çalınmayacağından emin değil.
Bu ortamda “Başkanlık rejimi”nin anlamı nedir?
Bu ortamda Başkanlık rejimi, hızla yaklaşan istikrarsızlık ve kriz koşullarında, iç savaşa ve bölgesel savaşa hazırlık anlamına geliyor. Anayasal diktatörlük ve buradan “tek millet, tek devlet, tek din ve tek şef” sloganının işaret ettiği faşizme yönelme riski büyüyor.
Anayasa konusu artık “nasıl bir anayasa?” sorusu olmaktan çıkmış; Erdoğan diktatörlüğünü resmen ilan edecek bir Anayasa çizgisine karşı kitlesel mücadele konusu olmuştur. “Anayasal diktatörlük” yeltenişini durdurmak, iç savaşı ve bölgesel savaşı, hızla yaklaşan kriz koşullarında krizin yükünü emekçilerin sırtına yükleme siyasetini önlemenin en önemli adımıdır.
“Parlamenter rejimde”, bütün anti demokratik özüne rağmen özgürlükleri savunmak için varolan imkanlar, Başkanlık rejiminde Anayasaya ne yazılırsa yazılsın, ortadan kalkar.
Başkanlık rejiminde Türkiye’yi iç savaştan ve bölgesel savaştan korumak, çok büyük zorluklarla karşı karşıya kalacak. Anayasaya “en ultra özgürlük” lafları yazılsa da böyle olacak. Hitler Avrupa’nın en demokratik Anayasası olan Weimar Anayasasıyla holokost yaptı, 50 milyon insanın ölümüne yol açan savaşa neden oldu. “Anayasal diktatörlük”, anayasal yoldan dikta rejiminin egemenliği demektir.
Asıl şimdi “çok dinli ve çok mezhepli” toplum, bürokratik laikliğin iflas ettiği şu sırada, bunun yerine “özgürlükçü laikliği” inşa edemediği için, dinler ve mezhepler “devlet hakemliği” ile değil, aşağıdan yukarıya kendi aralarında “uygar bir barış” yaratarak bu laikliği yenilmez bir güç haline getiremedikleri için, şimdi bu “dinler ve mezhepler arası barış” tehlikededir.
Bu tesadüf değildir. “Kemalist-laik askeri vesayet”ten, “Cemaatçi polis-yargı vesayetine” geçiş sürecine girildi. Bu süreçte Başbakanın “tek din” lafı, yaratılmak istenen “anayasal diktatörlüğün” ideolojik yapısına işaret ediyor. Böyle bir diktatörlük, ancak “Türkleştirilmiş, devletleştirilmiş ve kapitalistleştirilmiş bir İslam” ideolojisini zorunlu kılar.
Fırat’ın Doğusunda şimdi “yeni anayasayla” yaratılmak istenen Başkanlık Rejimi zaten yürürlükte. Bölge düpedüz dikta rejimlerine özgü bir egemenlik altında. Polis istediğini tutukluyor. Asker istediğini öldürüyor. Kürt halkı, ezici çoğunluğu ile bu saldırılara göğüs geriyor.
Kürt halkının büyük direnişi, Fırat’ın Batısında AKP’yi geriletmek, “askeri vesayetten, cemaatçi polis-yargı vesayetine geçişi önlemek ve bu “yeni vesayetin” altına girecek olan Erdoğan’ın “anayasal diktatörlük” yeltenişini yenilgiye uğratmak için büyük olanaklar veriyor. Fırat’ın Batısındaki laik, demokratik, barışçı güçler ve emekçiler AKP’yi durdurabilir.
CHP çöküyor. Kendi iç kavgalarıyla tehlikeli gidişi yalnızca seyrediyor. Ordunun desteğini yitirmiş olmak, geleneksel CHP bürokrasisini felce uğrattı. O gözünün önünde AKP-Cemaat devlet güçlerine karşı Kürt halkının verdiği mücadeleyi göremiyor.
CHP tabanı ya bu “iç kavgalarla” oyalanacak ve asıl yenilgiye o zaman uğrayacak; ya da artık kendi bağımsız iradesiyle harekete geçecek
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|