Bugün bazı yerlerde çıkan CHP’de ‘tanım çatlağı’ haberine, CHP Genel Başkanlık İletişim Koordinatörlüğü’nden yalanlama geldi.
CHP’den yapılan açıklama şu şekilde oldu:
Bugün bazı gazetelerde, “Vatandaşa ne diyeceğiz”, “CHP’de vatandaşlık krizine zirve” ve “Ana muhalefette 'tanım' çatlağı” v.b başlıklı yorum haberler eyer verilmiş bulunuyor
Öyle anlaşılıyor ki, CHP’nin son derece demokratik ve görkemli Kurultayı’nda aradığı, beklediği çatlağı bulamayanlar, gerçekdışı yakıştırmalarla bu arayışlarını sürdürüyorlar.
Beş gün önce kesinleşen sonuçları açıklanan Kurultayımızın dosta düşmana gösterdiği gibi, CHP’de çatlak değil, birlik ve bütünleşme söz konusudur.
Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin hukukçu milletvekilleriyle sık sık bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunması da, çatlak peşinde koşanların öne sürdüğü gibi, “Krize zirve” toplantıları değildir.
Hukukçu Milletvekilleriyle yapılan toplantılar başta Anayasa değişikliği veya yeni bir Anayasa yazımıyla ilgili olarak TBMM’de sürdürülen çalışmalar olmak üzere, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu çok ciddi iç ve dış sorunların hukuki temeliyle ilgilidir.
Ana muhalefet Partisi’nin böylesine ciddi, demokratik ve bilimsel toplantılarını, bu toplantılarda ortak akıl oluşturmak için yapılan özgürce değerlendirmeleri “Çatlak” edebiyatıyla kamuoyuna duyurmak, elbette basının işleviyle, saygınlığıyla, kamuoyunu doğru bilgilendirme göreviyle bağdaşmamaktadır
Halkın haber alma gerçekleri öğrenme hakkı ve iletişim özgürlüğüne saygımız nedeniyle, CHP’de çatlak arayışında olanların yakıştırma haberlerinin gerçekle hiçbir ilgisi olmadığını belirterek saygılarımızı sunuyoruz.
Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu müzakerelerinde, kartlar açılıyor. CHP'de vatandaşlık tanımına ilişkin madde üzerinde uzlaşı sağlanamadı.
Akşam'dan Ebru Toktar Çekiç'in haberi şu şekilde:
Parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin hukukçu isimlerini toplantıya çağırdı. Bugün gerçekleşecek toplantıda, “vatandaşlık” tanımı konusunda görüş ayrılıklarının giderilmesi ve parti adına önerilecek tanımın netleştirilmesi planlanıyor. Bu konuda nasıl bir formüle varılacağı merakla bekleniyor.
-Irkçılık temelinde değil-
Toplantıya çağrılan ulusalcı isimlerden CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, “Türk ulusu kavramından vazgeçemeyiz” dedi.
Irkçılık temelinde bir ulusçuluğu savunmadıklarının altını çizen Yılmaz, “Bu ülke toprakları üzerinde Misak-ı Milli sınırları içinde kendisini Türk ulusuna ait hisseden herkesin Türk olduğunu söylüyoruz. Kendisini Kürt, Laz, Çerkez olarak ifade eden insanların varlığı kabul edilebilir, ama Türk ulusu kavramından vazgeçilemez. Aksi halde aynen Sevr Anlaşması'ndaki gibi bir parçalanma söz konusu olabilir. Zaten istenen şey de ülkeyi etnik temelde parçalamak” diye konuştu.
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum'un da aynı görüşte olduğu biliniyor.
-Vizyon ilkelerine sadakat-
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kürt kökenli İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise bu görüşe katılmıyor. Tanrıkulu, 25 Haziran 2011'de CHP'nin açıkladığı ve altında Süheyl Batum'un da imzası olduğu “Anayasa Vizyonu” ilkelerine sadık olunmasını talep eden isimlerin başında geliyor. Tanrıkulu'nun yakın çevresine, \'Bu belgede anayasal vatandaşlık deniyor. Seçimden önce açıklanan CHP'nin tutum belgesine, PM ve MYK'de aksi kararlaştırılmadığı sürece aynen uyulmalıdır\' görüşünü savunduğu biliniyor.
Belgede, “bir arada yaşama arzusuna dayalı ulus tanımı ve yurttaşlığın ırk, etnik köken veya dine dayanmayan hukuksal bir bağ olduğu” açıklanmıştı. CHP'li Rıza Türmen gibi çok sayıda vekil de bu görüşe aynen katılıyor.
-Peki tutuklular?-
Toplantıya çağrılan CHP'nin hukukçu vekillerinden Ali Rıza Öztürk ise “Boş şeylerle uğraşacak zamanım yok. Anayasa'ya kabul oyu da vermeyeceğim. Poşu takanların örgüt üyeliğinden ceza aldığı, HES'e karşı çıkanların yargılandığı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullananların örgüt üyeliğinden yargılandığı bir ülkede demokratik Anayasa yapılamaz” dedi.
Kılıçdaroğlu dahil herkes önce tutuklu vekil sorununun aşılması için kafa yorması gerektiğini söyleyen Öztürk, faşist bir Anayasa olan 1982 Anayasasından kaynaklı temel hak ve özgürlüklerin kullanılamadığı bir ülkede demokratik Anayasa'nın da sorunları çözemeyeceğini savunarak, “Çünkü yaşadığımız sorunların hiçbiri Anayasa'dan kaynaklanmıyor” dedi.
-Irkçı da şeriatçı da kapatılsın-
CHP, laiklik karşıtı partilerin yanı sıra ırkçı partilerin de kapatılmasının önünü açan bir teklifte tam uzlaşıya vardı. Teklifte, tüzüğü laikliğe aykırı, ırkçı ve suç işlenmesini teşvik eden partilere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından ihtar verileceği, ihtarı yerine getirmemesi halinde partiye idari para cezası verileceği belirtildi. Anayasa Mahkemesi'nin bu idari para cezasına karşın, tüzüğünü düzeltemeyen partinin gelecek genel, ara ve yerel yönetimler seçimlerine katılmasını yasaklayacağı ifade edilerek, “Partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanır” denildi.
|