Küresel güçlerin dünyayı daha iyi sömürebilmek için dinleri farksızlaştırma planları hız kazandı. Şeytani tezgahın yeni bir adımı Münih’te Protestan Sankt Mathaeus Kilisesi’nde düzenlenen “Tek Tanrıya Müzik” konseriyle atıldı
Sanatla maskelendi
Önümüzdeki yüzyıllarda dünyanın kontrol ve yönetimini elinde bulundurmanın dinsel çatışmaların ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini öngören küresel güçler bu amaca yönelik eylemlerini sürdürüyor. Üç semavi dinin ilahi grupları, Almanya’da “Tek Tanrıya Müzik” konserinde buluşturuldu.
Kur’an’sız İslam
Türkİye ve AB’nin desteklediği “Tek Tanrıya Müzik” projesi için düzenlenen konserin arasında ezan okundu ve izleyicilere verilen iftarda su, hurma, sandviç ikram edildi. “Tek Tanrıya Müzik” projesine tepki gösteren CHP’li eski müftü İhsan Özkes, “Bu tür faaliyetler, Muhammedsiz ve Kur’an’sız İslam anlamına gelir” dedi.
İLAHİYATÇI VE UZMANLARDAN TEPKİ YAĞDI
Prof. Dr. Yümni Sezen - İlahiyatçı / Sosyolog
Kesinlikle İslamiyete aykırı
Bu, Batı’nın, özellikle ABD’nin bir projesidir. İslam dünyasını kendileri için iyi bir iş arkadaşı yapmak, zararsız hale getirmek için. Daha ileri projeleri için engel teşkil etmesini önlemek bakımından bir projedir. Bizimkilerde buna bilerek, bilmeyerek uyuyorlar. Bu üç dinin bir arada olması ve bir dinmiş gibi takdim edilmesi yanlıştır. Buna makyaj lazım, süslemek lazım. Bu da müzikle, sanatla, insani bir takım etkinliklerle süslersiniz ama altta yatan gerçek çok kötüdür.
Prof. Dr. Mustafa Erdem - İlahiyatçı / MHP Milletvekili
Farzları olmayan inanç
İslam’ın başkalarının da hidayete muhtaç oldukları konusundaki daveti Hıristiyan dünyasını tedirgin etti. Özellikle AKP iktidarı döneminde Diyanet’ten de buna uygun denilebilecek sıcak mesajlar verildi. Ülkemizde misyonerlik faaliyetleri İslam ile diğer dinler arasında ortak bir nokta olduğu konusunda yoğunlaştırılmakta. Farzları ve haramları olmayan bir din oluşturulmak isteniyor. Ilımlı İslam adı altında dişleri ve tırnakları olmayan bir aslan olması isteniyor.
Aytunç Altındal - Araştırmacı yazar
İslam protestanlaştırılıyor
Kültürlerarası diyalog değil ama dinler arası diyalog adı altında yürütülen bazı girişimler var. Batı medeniyetine ait olan değerler İslam dininin uygulamasıymış gibi aktarılıyor. Türkiye’de İslam dininin protestanlaştırılması sürüyor. Avrupa da bundan yararlanıyor. İbrahim’i dinler palavrası ile batı medeniyetinin değerleriyle donatılmış İslamiyet ortaya getiriliyor. Hıristiyanlaştırma değil ancak, Hıristiyan dünyasına ait değerleri olduğu gibi Türkiye’ye aktarma var.
Emperyalist uşaklar değirmene su taşıyor!
AB tarafından desteklenen “Tek Tanrıya Müzik” projesine tepki yağdı. Eski müftü CHP’li Özkes,
“Bu tür faaliyetler, Muhammedsiz ve Kur’ansız İslam anlamına gelir” dedi
Almanya’nın Münih kentindeki Protestan Sankt Mathaeus Kilisesi’nde, üç semavi dinin ilahi müziklerinin seslendirildiği “Tek Tanrıya Müzik” adlı konserin arasında ezan okundu ve izleyicilere iftar verildi. Türkiye ve AB tarafından desteklenen “Tek Tanrıya Müzik” projesi kapsamında düzenlenen konserde davetlilere hurma, sandviç ve su ikram edildi. Münih Belediye Başkanı Christian Ude’nin ev sahipliğinde, dini cemaat ve sosyal kurum temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen konserde, Mehmet Yeşilçay yönetimindeki 35 kişiden oluşan müzik topluluğu, tek tanrılı semavi dinlerin ilahi müziklerini bin kişi kapasiteli kilise salonunda seslendirdi. Müzik topluluğu, Hafız Aziz Hardal, Francesca Lombardi Mazulli, Valer Berna-Sabatus, Bizans Korosu, Yahudi Hazan Yako Taragano, Ermeni Muganni Nisan Çalgıcıyan, Süryani Solist Sarah Ego, Cantilena Sacra Korosu ve İstanbul Tasavvuf Müziği Korosu’ndan oluştu.
İslamiyet’i yok sayma
Benzer girişimler geçmişte Türkiye’de de yaşanmıştı. Butün bu faaliyetler, tek din kavramını oluşturma, peygamberleri ortadan kaldırma ve İslamiyeti yok sayma olarak yorumlandı. Türkiye’de de bir benzerinin yapıldığı konserle ilgili görüşlerini belirten eski müftü CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, inancımız gereği Müslümanların Hz. İsa’ya da, Hz. Musa’ya da inandıklarını, ancak Hıristiyanların ve Yahudilerin, ne Kuran-ı Kerim’i ne de Hz. Muhammed’i kabul etmediklerini ifade etti. Özkes şöyle dedi: “Tek ilah konusunda da net değiller. Tek ilah çatısı altında toplanmak Muhammedsiz ve Kur’ansız bir İslam anlamına gelir ki, bu da İslam olmaktan uzaklaşmaktır. İçi boşaltılmış bir din isteyenler, dış güçlerin güdümünde olanlar Atatürk düşmanlığı yapıp emperyalizme uşaklık edenler bu değirmene su taşıyor.” Projenin şu anda pek başarılı olamayacağını ama Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) tam uygulamaya geçtiği zaman tehlikeli sonuçlar doğuracağını dile getiren Özkes, “Eğer BOP’ta bir mesafe alınırsa tabii o zaman inanç açısından vahim durumlar olabilir. Bunların hepsi BOP’un bir ayağı olarak yürütülen projelerdir. Bunlar boşuna rastgele olaylar değil. Planlı programlı olaylardır” diye konuştu.
Aya İrini’de de düzenlenmişti
Dünyaca ünlü müzisyenler, Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin ilahi müziklerini bir arada seslendirmek için AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın ev sahipliğinde 24 Nisan’da İstanbul’da düzenlenen “Tek Tanrı’ya Müzik” konserinde buluşmuştu. Bağış’ın ev sahipliğinde, Türkiye’deki dini cemaatlerin temsilcilerinin katılımıyla Aya İrini Müzesi’nde “Tek Tanrı’ya Müzik” konserinin düzenleneceği bildirilirken, “Tek ilah fikri altında birleşen, daha önce emsali hiç görülmemiş bu proje, dinlerin ve uygarlıkların bir aradalığını vurgulamak, Avrupa kültür mirasına katkıda bulunmak, dünya barışına ve toplumlar arası hoşgörüye sanat üzerinden destek vermek amacı ile gerçekleştiriliyor” denilmişti. Konserde Ahmet Özhan, Bizans Korosu, Yahudi Hazan Yako Taragano ve Korosu, Ermeni Muganni Nişan Çalgıcıyan ve Korosu, Süryani Solist Sarah Ego ve İstanbul Tasavvuf Müziği Korosu bu proje için bir araya gelmişti.
Hıristiyanlık adetini Türkiye’ye taşıyorlar
Hıristiyan toplumlardaki bazı uygulamaların Türkiye’de de yapıldığını hatırlatan Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, “Hıristiyanlıkta dini ilahiler ve kilise dışında bestelenmiş olan ilahiler var. Bunlar kiliselerin görüşlerini yaygınlaştırmak için halka sunulur. Halk bunları dinler ve kendini dini ilahi dinliyormuş zanneder. Bu seküler model Türkiye’de yaygınlaştı. Hıristiyanlaştırma değil ancak Hıristiyan dünyasına ait değerleri olduğu gibi Türkiye’ye aktarma var. Mesela kadınlar korosu kurulmuş. Koroda kadınlar çeşitli müzik aletleri çalıyor ve ilahiler okuyor. İslam dininde böyle bir uygulama yok. Batı medeniyetine ait olan değerler İslam dininin uygulamasıymış gibi aktarılıyor. Türkiye’de İslam dininin protestanlaştırılması sürüyor. Avrupa da bundan yararlanıyor. İbrahim’i dinler palavrası ile batı medeniyetinin değerleriyle donatılmış İslamiyet ortaya getiriliyor” dedi.
Farzı olmayan din!
MHP Ankara Milletvekili Mustafa Erdem de, İslam dininin bir tür protestan Hıristiyanlığa benzetilmek istendiğini ileri sürerek, “Farzları ve haramları olmayan bir din oluşturulmak isteniyor. İslam’ın başkalarının da hidayete muhtaç olma konusundaki daveti Hıristiyan dünyasını tedirgin etti. Özellikle AKP döneminde Diyanet’ten de buna uygun denilebilecek sıcak mesajlar verildi. Ülkemizde misyonerlik faaliyetlerinin etkin hale getirilmesindeki gayretler İslam ile diğer dinler arasında ortak bir noktasının olduğu konusunda yoğunlaştırılmakta. Hıristiyanlık alemi hakkında sağlıklı bilgi edinmek isteyenlerin kuranı Kerime bakmaları gerekir. Ilımlı İslam adı altında dişleri ve tırnakları olmayan bir Aslan olması isteniyor” dedi.
Bir araya getirmek dine aykırıdır
“3 dinin bir dinmiş gibi algılanmasını sağlamak yani diyalog eski hızıyla devam ediyor” diyen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yümni Sezen de, şunları söyledi: “Dinleri bir araya getirmek ve yeni bir din ifade etmek dinimize aykırıdır. İsa’yı daha çok sevecekse Müslüman İsa demek anlamsızdır. Diyalog yapacaksan İslam’a davet edersin. Hiç de taviz vermezsin. Üç din yoktur, tek İslamiyet vardır. Yaşanan üç inanç sistemini birmiş gibi kabul etmek tamamen cehalet örneğidir ya da art niyettir. Bu batılının hümanist tavrına bir hizmettir. Zaten batının projesidir. Ilımlı İslam da onun bir parçası değil mi? Üç dinin bir arada olması ve bir dinmiş gibi takdim edilmesi yanlıştır.”
|