1 Ekim’de okurla buluşacak olan soL gazetesine ilişkin hazırlıkları gazetenin Yayın Kurulu Üyesi Kemal Okuyan ile konuştuk. Okuyan soL adının bir dezavantaj oluşturduğuna hiç katılmıyor.
soL Gazetesi dayanışma sayısı çıktı. Gazetenin hazırlıkları nasıl gidiyor? Hazırlıklar 1 Ekim tarihine yetişecek mi?
Gazete, yayınlanmaya başladıktan sonra da gelişecek, iyileşecektir. Bununla birlikte 1 Ekim’de içimize sinen bir gazeteyle yola çıkmak istiyoruz. Hazırlıklar çok yönlü sürdürülüyor. İçerikle ilgili yayın kurulu sorumluluk üstlenirken, gazete için gerekli kaynağın yaratılması için farklı bir organizasyona gidildi. Bir de gazetenin basımı, dağıtımı gibi işler var. Onun için de ayrı bir ekip kuruldu. Önümüzdeki süreyi en iyi biçimde değerlendirmek istiyoruz. 1 Ekim Pazartesi günü farklı ve adına uygun bir gazete ile karşılaşacağımıza inanıyorum.
Dayanışma sayısında da soL adına ilişkin bir yazı var. Siz bu adın bir handikap oluşturacağına inanıyor musunuz?
O kadar yayın çıkarıldı ve o kadar isim kullanıldı ki şimdiye kadar, tamamen özgün, yeni ad bulmak neredeyse olanaksız. Bir günlük gazetenin adından ne beklenir? Kendini anlatması, okurun ilgisini çekmesi, kapsayıcı olması ve belki de ilk mesajı vermesi... soL elbette çok şey ifade ediyor ve bence ilgi de çekiyor. Kapsayıcılığa gelince... “Bu adla gazeteyi az kişi alır” iddiası, inandırıcı olabilmek için başka adlarla çıkan gazetelerin geniş halk kitleleri tarafından okunuyor olmasına gereksinmekte. 70 milyonluk bir ülkede 10 binin, 20 binin altında okur sayısı kanıksanmışken, ada ilişkin “insanlar ürker” rezervini anlamak mümkün değil. Ürkmeyen birkaç on bin, ürkmeyen 50 bin, 100 bin kişi bulmalıyız o halde. Açıkçası tersi de geçerli. soL adı, kendi başına büyük ilgi çekiyor. Ülkede kendini solcu olarak tanımlayan azımsanmayacak sayıda kişi var. “Ya ötekiler...” sorusuna gerçekten anlam veremiyorum. Sayılar ortada. Kapsayıcılık bana göre yanlış algılanıyor. Ve bunun yayıncılıkta da tuhaf örnekleri var karşımızda.
Sol’un muğlaklık içerdiği, kirletilmiş bir kavram olduğu da ileri sürülüyor...
Buna hak vermemek mümkün değil. Ancak kirletilmeyen hangi kavram kaldı? “Devrim” sözcüğü Hillary Clinton’un ağzından düşmüyor örneğin. Siz irkilmiyor musunuz bundan? Evet “sol”, birbiriyle ilgisiz, hatta karşıt siyasi akımların kullandığı ya da bu akımlara yakıştırılan, belirsizlik içeren bir kavram. Öte yandan, belli bir yelpazeye bu adın yakıştırılması tarihsel bir olgu ve bütün çabalara karşın negatif bir anlam yüklenemiyor “sol”a. O halde burada bir mücadele yürütmek, bazılarını “sol”dan düşürmek, kavram üzerinde bir hegemonya tesis etmek neden önemsiz olsun ki! soL’a ilişkin tanıtım çalışmaları henüz dün başladı ve bu adın ne kadar anlamlı olduğu hemen ortaya çıktı.
Daha önce solun günlük gazete deneylerinin başarılı olduğunu düşünüyor musunuz? Okur sayısı açısından soL daha ötesine geçebilecek mi?
Emekten yana güçler için günlük gazete çıkarmak başlı başına saygıyı hak eden cüretli bir adım. Bu nedenle daha önceki deneylerin her birini anlamlı buluyorum. Eleştirilecek çok yan bulunabilir ancak kendi yapacaklarımızı soldaki başka gazetelerin değerlendirilmesi üzerinden ifade etmek pek doğru değil. Okur sayısı açısından daha ötesine geçme iradesine sahip olmasak, böyle bir beklentimiz olmasa, günlük gazete işine kalkışmazdık.
Farklı bir gazete deniyor. Bu nasıl sağlanacak? Tam olarak ne kastediliyor?
Gazeteleri de ideolojileri belirler. Haber üretimi, aktüel olanla ilgisi oranında, alabildiğine ideolojik bir işlem. soL’un farkı öncelikle ideolojisinde olacak. Onu saklamayan, ondan utanmayan, onun gereklerini yerine getiren bir gazete. Böyle bir gazetenin tutmayacağı ya da haberciliğin ideoloji kaldırmayacağını söyleyenler arasında solcuların olması da ilginç. İdeolojisiz gazete olur mu? Bunu iddia ederseniz yalan söylemiş olursunuz.
Öncelikle bu: soL taraf olduğunu, yanlı olduğunu açıkça söylüyor. Üstelik de soL’un ideolojisi, gerçeğin peşine düşmek ve onu yakalamak açısından büyük avantaj sağlıyor. Türkiye AKP açılımlarıyla, Ergenekon ve benzeri operasyonlarla, Davos’la, Arap Baharı’yla uyutulmaya çalışılıken, biz hep aykırı bir noktada durduk. Bu yalnızca siyasal ve ideolojik bir tutum değil. soL Haber Portalı’na bakarsanız, bu doğrultuda ciddi miktarda haber üretildiğini görebilirsiniz. Ortalamaya ayak uydurursanız o gazetecilik oluyor, farklı yaklaşırsanız “ideolojik tutum”! Bu tam bir saçmalık.
Bunun dışında gazetenin çalışma tarzından sayfa dağılımına, katkıcılarından görselliğine varıncaya kadar hemen her başlıkta farklı olanı deneyeceğiz. Doğrudur her gazete farklı olma iddiasıyla çıkar, bu nedenle öncelikli farkımız ideolojimiz demek durumunda kaldım. İnsanları o kadar şartlamışlar ki, solda durduğu belli olan bazı dostlarımızdan “ideolojik bir yayın olmayacak değil mi” mesajları alıyoruz. İdeolojik olmaktan korkmayan bir gazete olacak ya da ideolojik olmadığı yalanını atmayan!
Bu kadar “ideoloji” vurgusu, haberciliği geri plana itmez mi?
“Esad’ın sonu geldi” manşeti ideolojik değil mi? Üstelik burada haber filan da yok. Biz bunu yapmayacağız. Irkçılık, gericilik, piyasacılık, savaş çığırtkanlığı soL’dan içeri giremez. Giremediği için gerçeğin önü açılır, gerçeğin üzerine düşürülen gölge kalkar, habere alan kalır. Solcular habercilik yapamaz yargısını da ortadan kaldıracağız.
Az önce soL Portal’a değindiniz. Portalla ilişkiler nasıl olacak? Belli bir okuru var portalın. Buna mı güvenildi?
soL Portal ile gazete kardeş yayınlar olacak. Alışılmışın dışında bir durum ortaya çıktı. Şimdiye kadar hep basılı gazeteden internet yayıncılığına geçildi. Bizim örneğimizde tersi gerçekleşiyor. Portalın deneyiminden fazlasıyla yararlanacağız ama ikisi farklı kulvarlar. Birbirine yardımcı olan farklı ekipler çıkaracak gazete ile portalı. Gazeteyi eline alanlar “ben bunları okumuştum zaten” diyemeyecekler. Her iki soL arasında bir eşgüdüm olacak, yardımlaşma olacak ama mükerrer yayınlar hazırlamayacağız.
Gazetenin kadrosu belli mi?
Kadro şekilleniyor. Dostlarımızla görüşüyoruz, gönüllü çalışmak isteyip başvuran yüzlerce kişiyle temas halindeyiz. Birkaç hafta içinde gazetenin ana kadrosu şekillenmiş olacak.
Köşe yazarları?
Köşe yazılarının mantığını değiştirmek için yol arıyoruz. Gazetenin içeriğiyle daha fazla iletişim kuran, köşe yazılarının gazetenin içinde adacıklara dönüşmesini engelleyen bir biçim hedefliyoruz. Bu nedenle şu ana kadar çok az köşe yazarı kesinleştirildi. Ancak şöyle söyleyeyim: soL’da etkili isimler yazacak. Bunlardan biri, dayanışma sayısında ilan ettiğimiz için örnek verebilirim, İlhan Cihaner.
|