CHP'nin 34. Genel Kurulu'nu sitemizden ve gazetemizden tüm ayrıntıları ile aktarmaya çalıştık. Yazarlarımız kurultayı yerinde izledi, izlenimlerini yazdı. Bugünkü manşeti 'CHP'de liste savaş' olarak çıktı. İkinci günde damgasını vuran liste savaşında Genel Merkez, Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesinin karşısına yeni bir listeyle çıktı. Delegeler bu girişimi, 'gizli sağ blok liste' olarak değerlendirdi. Kılıçdaroğlu'nun listesinin ardından; koyu mavu, sarı ve beyaz listeler havalarda uçuştu. Yaşanan bu gelişme, 'çarşaf listenin bir kandırmacadan ibaret olduğu' yorumlarını da beraberinde getirdi. Partinin sağa çekilmeey çalışıldığını savunan kimi delegeler, genel merkezin tavrına sert tepki gösterdi..
Gazetemizin başyazısı, 'Yurt'un Sesi CHP kurultayını şöyle değerlendirdi:
KURULTAY SİYASET VE SOL
Bu yazıyı kaleme aldığımız saatlerde henüz CHP Kurultay’ında Parti Meclisi (PM) seçim sonuçları belli olmamıştı. Ancak biz bu başyazıda çok daha önemli bir sorun üzerinde durmak istiyoruz.
İki gün süren kurultayda bir eksik vardı. Belki garip gelebilir ama “siyaset” konuşulması gereken kurultayda siyaset yoktu. Zenginleştirici hiçbir ideolojik tartışma olmadı.
Oysa iktidara aday olan bir partinin öncelikle siyaset konuşması, ideolojik bir tartışma yapması gerekiyordu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve bazı delegelerin konuşması bir kenara bırakılırsa, kurultayda en az konuşulan şey siyaset oldu.
Oysa CHP’nin sağa ya da ulusalcı bir çizgiye çekildiği iddialarının yaygın olduğu bir ortamda, öncelikle siyasetin tartışılması beklenirdi. Daha da önemlisi, örgütün ve toplumun önüne taşıyıcı siyasal hedeflerin konulması gerekirdi.
Öyle ki, parti yönetimi tarafından hazırlanan Kurultay Bildirgesi, delegeler ve izleyiciler tarafından en az okunan metindi. Çoğunun bu bildirgeden haberi bile yoktu.
Genel tablo böyle olsa da örgütte sol ve yurtsever bir duyarlılığın bulunduğu hemen dikkati çekiyordu. Nitekim partinin daha liberal bir çizgiye çekilme girişimine karşı delegenin direndiğini ve bu direnişin kurultaya damga vurduğunu söyleyebiliriz.
YAZARLARIMIZ KURULTAYI ŞÖYLE DEĞERLENDİRDİ
Cüneyt Ülsever CHP'nin ev ödevi değişirken devam etmek : http://www.yurtgazetesi.com.tr/chpnin-ev-odevi-degisirken-devam-etmek-makale,1449.html
Nahit Duru Buruk Kurultay http://www.yurtgazetesi.com.tr/buruk-kurultay-makale,1438.html
Necdet Saraç En önemli bildirge unutulduhttp://www.yurtgazetesi.com.tr/en-onemli-bildirge-unutuldu%E2%80%A6-makale,1451.html
Yaşar Seyman Değişi ve Demokrasi http://www.yurtgazetesi.com.tr/degisim-ve-demokrasi-makale,1436.html
Yazarımız İdris Akyüz de kurultayı öncesinden itibaren takip etti. Onun liste savaşlarına dair yorumu ise şöyle
MATRUŞKA MİSALİ LİSTE OYUNU
CHP’de Parti Meclisi seçimlerinin “çarşaf liste” ile yapılacak olması, örgütte müthiş bir heyecan ve dinamizm yarattı. Bir ölçüde parti örgütü ayağa kalktı! 60 kişilik Parti Meclisi’ne girmek için 434 başvuru oldu… Parti içi demokrasi adına çok önemli bir fotoğraftı bu tablo… Bu satırların kaleme alındığı saatlerde, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun 98 kişilik “anahtar listesi” belliydi ama kimin sandıktan çıktığı, kimin sandıkta kaldığı belli olmamıştı… Kılıçdaroğlu, 8 kişi seçilecek Bilim ve Kültür Platformu’ndaki 12 kişiyi belirlemişti zaten.. Orada fazla bir sorun yoktu. Ama 52 kişinin belirleneceği PM’ye girebilmek için kıran kırana bir mücadele yaşanacağı açıktı. Zira, “anahtar liste”y girmek önemliydi ama listede kalmak daha önemliydi…
98’E DIŞ, 52’YE İÇ KAPI ANAHTARI
Buraya kadar herşey normal sayılabilirdi… Ancak öyle bir listeler oyunu oynandı ki değme sihirbazlara taş çıkartır. Bir sürü anahtar liste çıktı ortaya… Derken; Genel Başkan’ın 98 kişilik listesini elimine edi 52’ye indiren “sarı liste” dağıtıldı salona, dendi ki “En hakiki Genel Başkan listesi budur!” Matruşka misali liste içinden liste çıktı, anlayacağınız. Bir başka ifadeyle, “dış kapı anahtarı” 98 kişiye dağıtıldı ama iç kapıdan geçme izni 52 isime verildi! Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “twit” attı internet ortamına; “benim 98 isimli beyaz liste dışında bir başka listem yok” diye… Ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti… Sarı liste, hemen her delegenin eline tutuşturulmuştu… 52 kişilik “ikinci anahtar” liste, bir iki değişiklikle mevcut yönetimi koruyan, arada bir birkaç isimle de renklendirilmeye çalışılan bir listeydi… Ve ne değişimi ne de arzu edilen sol dönüşümü işaret ediyordu… Kısacası, tam bir hayal kırıklığı!
BİRBİRİNE KIRDIRMAK
Tabi eleştiriler yağmur gibi başladı… Madem böylesine ikinci bir liste çıkaracaksın, ne diye örgütü birbirine kırdırıyorsun? Yaparsın, 52 kişilik, “blok” bir liste ve örgüte, “Ben bu arkadaşlarla çalışacağım, onlara yetki istiyorum” dersin. Buna hiç kimse ses çıkarmaz, çünkü bu örgüt sizi neredeyse oy birliği ile Genel Başkan seçti. Ama siz; anahtar içinden anahtar çıkarır da bunun adına; çoğulcu, katılımcı, kucaklayıcı bir demokrasi örneği derseniz, bunun inandırıcılığı olmaz. Gerçi delegenin, 98 kişilik liste dışındakilere çok fazla itibar ettiği söylenemez. Oy kullanacakları kabinlere, bütün listeleri ellerine alıp girdiler.
Ve bu yazıyı kaleme aldığım, dün gece saat 21.30 sıralarında sandıktan hangi sonucun çıkacağı henüz bell değildi. Ancak, yaşananların hoşgörüyle karşılanacak bir yanı yoktu!
ÇARŞAF GÖRÜNÜMLÜ BLOK LİSTE
Ömer Ödemiş'in kurultaya dair izlenimleri ise şöyle
CHP’nin 34. Değişim ve Demokrasi Kurultayı,ikinci gününde tartışmalara sahne oldu. Kurultay delegeleri, Parti Meclisi’ne girmesini istemedikleri isimleri yüksek sesle dillendirerek, bunu Kılıçdaroğlu’na ve partinin etkin isimlerine duyurdular. Özellikte sağ bir anlayışa sahip olduklarını düşündükleri kimi isimlerin Genel Merkez listesinde olması halinde tavırsız kalmayacaklarını belirterek bu yönde girişimlere yöneldiler.
Delegelerin bu çıkışı ile önce 98 kişilik çarşaf liste çıkartıldı. Hemen arkasından ‘anahtar listenin anahtar listesi’ olarak adlandırılan ‘sarı liste’ çıkartıldı. Tabanın tüm ısrarına rağmen daraltılmış anahtar listede soldan isimlerin yer almaması tepkilere neden oldu. Parti tabanının demokrasi beklentileri boşa çıkarken, listede yer alan isimler de ayrı bir tartışma konusu oldu. Delegeler, Genel merkezin listesi diye sunulan sarı listede Sol’un olmadığı, parti tabanına yine liberal bir yönetimin dayatıldığını ifade ettiler. Oy kullanmak için kabinler önünde sıraya giren delegelerin elinde sarı listenin olmaması, 98 kişilik ilk listenin ağırlıklı olarak görünmesi, ‘delegelerin sarı listeyi ciddi almadıkları’ şeklinde yorumlandı. Bir kısım delege ise bu durumun delegelerin iradesine müdahale olduğun belirterek, parti içi demokrasi beklentilerinin tükendiğini belirttiler. Sol beklerken sağ bir liste ile karşılaşan bir kısım delege ise parti tabanının tüm dayatmalara rağmen doğruyu bulacağına inandıklarını belirterek, ‘sarı listenin’ geri tepeceğini iddia etti. Genel Merkezin kendi anahtar listesine anahtar çıkarmasının hiçbir dönemde yaşanmadığını söyleyerek, “Tam anlamıyla ters köşeye yatırıldık”, “Partinin yüzünü sola döneceğini beklerken sağcılarla dolu bir blok listeyle karşılaştık” şeklinde değerlendirmelerde bulundular. Genel merkez listesinin delineceği beklentisi içerisinde olanlar, bu beklentilerini yüksek sesle dillendirdiler. Bu karmaşa ortamında delegelerin duyarlı davranıp, isimler konusunda dikkatli oy vereceğini belirten delegeler, “Partiyi sağcıların yönetmesine izin vermeyeceğiz” diyerek tepki koydular.
|