BAŞBAKAN’DAN İŞARET BEKLİYORLAR

24 Nisan 2012 Salı, 08:07

Mehmet Tezkan /Milliyet

Başbakan çizgiyi çekti.. ‘Üç dönem milletvekilliği yapan bir dönem ara vermek zorunda’ dedi..
AKP’nin ağır topları.. İlk günden beri sırtlayanlar seçimde aday olmayacak.. Kimi istirahat edecek kimi başka işlerle uğraşacak, kimi parti işlerine yönelecek, kimi düşünce kuruluşlarında görev alacak..
Ara verecekler listesinde Başbakan da var..
Gerçi Başbakan’ın evine gidip oturacak hali yok.. Zaten kendine yeni bir adres çizdi..
Çankaya..
Hedefine ulaşırsa AKP Genel Başkanlığı’nı bir dönem için değil, ebediyen bırakacak..
Başka bir elbise giyecek..
Neyse bu ayrı konu..
Gelelim asıl meseleye.. Soru şu; Erdoğan’ın bıraktığı koltuğa kim oturacak?
İnceden inceye konuşulmaya başlandı.. Herkes birbirini kolluyor, kimse riske girmek, hata yapmak istemiyor..
Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken aman ha!..
*
Başbakan’a da soruyorlarmış.. Sen gidersen ne olacak diyorlarmış.. Çok soruluyor ki partisinin il kongrelerinde ne olup bitmesi gerektiğini anlatıyor..
Tabana mesaj veriyor:
“Bizler faniyiz, her an ölmek bizim için hak mıdır? Haktır. Öldüğümüz anda AK Parti’nin yöneticileri, delegasyonu ne yapacaksa onu yapacak..”
Bu sözlerin tercümeye ihtiyacı var mı?
Yok.. Açık net..
Ne olup biteceğine, kimin genel başkan olacağına örgüt karar verir diyor..
Doğru yaklaşım bu..
Peki Erdoğan böyle düşünüyor da parti yöneticileri, belediye başkanları, ağır toplar ne düşünüyor?
Nasıl olsa giderken işaret verir diye düşünüyorlar.. En son Melih Gökçek söyledi.. Birini işaret eder herhalde dedi..
Hani vesayetçi anlayışa karşıydılar!..
*
10 yıldır Türkiye’yi yöneten parti kurmaylarının şöyle demesi lazım değil miydi?
‘Partiyi sürükleyecek yeni bir isim buluruz.. İddiası olan meydana çıkar, delegeler kararı verir..’
Doğrusu bu değil mi?
Doğrusu da reel olanı değil.. Çünkü bugüne kadar hiç böyle olmadı.. Bu sebeple olsa gerek AKP kurmayları, olması gerekeni değil olacağı söylüyor..
Başbakan birini işaret eder herhalde..



İşaretli demokrasi örneği
ANAP’ta yaşandı.. ANAP tek başına iktidarken yaşandı..
Turgut Özal cumhurbaşkanı olunca, genel başkanlık makamı boşaldı.. Koltuğun göz kamaştıran bonusu da vardı..
Başbakanlık..
ANAP’ın başına geçen zahmetsiz başbakan olacaktı.. Özal işi sulandırdı, aday listeleri yaptı, o mu bu mu diye kafaları karıştırdı sonunda Yıldırım Akbulut’u işaret etti..
Sesini çıkaran olmadı.. Akbulut iki koltuğa oturdu..
Özal bunu niye yaptı?
Yukarıdan hem partiyi hem hükümeti idare etmek için..
Bu amacına ulaşamadığı gibi ANAP da tepe taklak gitti.. Eşi bile olağan kongrede Akbulut’un karşısına dikilen Mesut Yılmaz’ı destekledi..
(Bunda ANAP içindeki muhafazakâr-liberal kavgasının da rolü var.. Neyse konumuz bu değil)
Demem o ki işaretle oy ANAP’a yaramadı.. Bir daha iflah olmadı.. Seçim kazanamadı..



Armudun sapı da üzümün çöpü de önemli
Ergenekon’dan başlayıp Balyoz’a uzanan süreçte birçok hatalar yapıldı..
Hoyrat davranışların ötesinde.. Hukuk ihlalleri yapıldı..
Türkiye böylesine büyük hesaplaşmayla ilk defa karşılaşıyor, önemli olan büyük manzaradır denildi..
Olacak o kadar; böyle durumlarda kurunun yanında yaş da yanabilir politikası izlendi..
Teferruat sayıldı..
Hukuk dışılıklar görmezden gelindi..
Sonuç ortada.. Şikâyet etmeyen yok gibi.. Adalet Bakanlığı sempozyum düzenleyip yapılan hukuk hatalarına dikkat çekti..
Savcılara, hâkimlere armudun sapı deyip geçmeyin uyarısı yaptı..
H
Balyoz davasının hali ortada..
Armudun sapına dikkat edilmediği için herkese tek tip ceza verildi.. Üzümün çöpü dikkate alınmadığı için o tarihlerde yurtdışında olanlar bile, uzaktan yakından ilgisi olmadığını kanıtlayanlar bile tutuklandı.. Delillerin sağlıklı olup olmadığı doğru dürüst incelenmedi..
Ne bekliyoruz ki!..
H
Yıllardır ‘aman dikkat’ diyenlere ‘sulandırma’ dediler, hataları dile getirenleri yaftaladılar..
Vicdanları rahatsız eden uygulamaları küçük öğeler olarak gördüler..
Sonuç..
Genar’ın yaptığı araştırmadan çıkan tablodur..
Herhangi bir suçtan cezaevine düşerseniz adil yargılanacağınızı düşünüyor musunuz sorusuna yüzde 62.6 oranında hayır yanıtı gelmiş..
Yüzde 62.6..
H
28 Şubat benzeri olmasın.. Hem suçluların üzerine gidilsin hem de üzümün çöpüne dikkat edilsin..
Edilsin ki; normalleşelim..
Batı standartlarında yargılamayla tanışalım