Prof. Evan Stark, kadının hem çocuk doğurup, hem her işi yaptığı sürece erkeklerin eşitlik istemeyeceğini söylüyor. Amerikalı profesör, erkeklerin neden ayrılırken şiddete başvurduğuna dair farklı bir yorum getiriyor
Prof. Evan Stark, kadına şiddet konusunda dünyadaki pek çok ülkede örnek alınan kitabın ve çalışmaların sahibi. Dün Milliyet’te yayımlanan röportajımızın ilk bölümünde, erkeklerin kadınlar üzerinde uyguladığı denetlemelerin neden şiddet olduğunu anlattı. Kaldığımız yerden devam...
Kadın cinayetlerinde çoğunlukla kadın, ayrılmak istediği için veya ayrılma arifesinde öldürülüyor... Bazen de sırf bir telefon mesajından şüphelendiği için erkek, cinayet işliyor.
Böyle vakalar, kadının erkeği fiziksel olarak terk ettiği anda değil... Gerçekten erkek, terk edildiğine inandığı zaman oluyor. Erkekler, kadınlar için belirlediği alanın dışına çıktığını düşündüğü anda bunu tehdit görüyor... Bu illa kadının başkasıyla olduğu anlamına gelmiyor. Dış dünyayla temasa geçmesi, adamın dışında bir gerçeklik kaynağının olması yetiyor. Ha, kendisinin devamlı başkalarını araması, SMS atması sorun sayılmıyor!
Sığınmaevi sayesinde erkekler yaşıyor!
Peki kadın öldürmüyor mu?
İlginçtir, ABD’de ev içi şiddet meselesi ortaya çıktığında, kadın ve erkeklerin birbirini öldürme oranı yakındı. Sığınmaevleri açtığımızdan beri erkeklerin evde öldürülme oranları yüzde 80 kadar düştü. Cinayet istatistikleri tarihindeki en dramatik düşüş! Neden? Çünkü kadınlar, başka çare kalmadığına inandıkları zaman erkeği öldürüyor. Ya kendileri, ya çocuklarını korumak için... Onlara yer verip, polisi aramalarını sağladığımızdan beri alternatif oldu. Yani erkekleri koruduk! Ancak erkekler, kontrolü kaybettiklerini düşündükleri zaman öldürüyor. Yani kadını koruyacak sistem, bazen bir tehdit... Çünkü adamların hepsini hapse koyamıyoruz.
O zaman tüm bunların ne yararı var?
Adam bir gece karakolda kalıyor, danışmanlık programına sokuluyor ama kimse ciddiye almıyor. Bu yüzden kadın cinayetleri oranları değişmedi. Bunu durdurmanın iki yolu var. Ya adamlara bu cezaları vermeyeceğiz, kadınları sığınmaevine almayacağız ki adamları öldürsün... (Gülüyoruz) Ya da uygulamaları daha sıkı yapacağız.
Kemik kırma noktası değil
“Ev içi şiddette tek kriter fiziksel şiddet değil” diyorsunuz. Neden?
Türkiye’de kadınların yarısı, her gün şiddet gördüklerini söylüyor... Bu tip ilişkilerin ortalama süresi dört yıldır. Şiddette aslolan, kemikleri kırma noktası değil. Zaman içinde olayların, küçük saldırıların üst üste binmesidir. Bu kadınlar bu çarkın içinden çıkamıyor, çünkü adam, aynı zamanda parasını alıyor. Git bir hakimin cüzdanını al bakalım ne yapacak?
Kadınlarin parasını kontrol etmek, hak görülüyor...
Bu suç olmalı. Kadınların parasını alamazsınız. Yaşamlarını kurallarla belirleyemezsiniz. Ve üzerine de cinsel şiddeti ekleyin... Buna karşılık dayak attığı için bir geceyi karakolda geçirmesi, bileğine elektronik kelepçe takılmasının anlamı ne? Burada çok ciddi suçtan bahsediyoruz. Aynı zamanda erkek çocuklarını eğitmek istiyorsun... Erkeklerin bunu yapmasına izin verirken “Değişmen lazım” diyemezsin.
“4 çocuğa ben baktım”
Neden?
Hiçbir aklı başında erkek, oturup maç seyrederken kadının hem çocuk bakıp, hem evi temizlemesine “Yok bunu istemem” demez! “Eşitlik istiyorum” demez! Deli olmak lazım... Bunu durdurman lazım. Kadın üç çocuk doğursun, aynı zamanda para kazansın mı istiyorsun? Benim dört çocuğum var! Bayılıyorum onlara. Karım çocuk istedi, ben de şişman adam olarak çocukların bakımını üstlendim. (Gülüyoruz) Ben de evde çalışıyorum. Karım yardım ediyor. Benden daha fazla para kazanıyor, çünkü benden daha zeki ve genç!
SENİ FEMİNİST O...PU!
- Şiddet konusunda herkes kadınları korumaya odaklanmış vaziyette. Oysa konu, kökten bir insan hakları ihlali.
- Kocalar, kadının kucağında üç çocuk varken “Masaya tabakları getir” diyebiliyor... Böyle bir adamla çalıştım. Katiller, tecavüzcülerle dolu bir gruptu. Karısından “Şu feminist o...pu” diye bahsediyordu.
- Kadın grubu bir yan odadaydı. Merak ettim, nasıl biri olduğunu sordum. Ortodoks bir kadındı ve tanrının kadını, erkeğe hizmet emek için dünyaya yolladığına inanıyordu. Küçücüktü!
- Ara sıra “John, tabakları şuraya koyar mısın?” gibi isteklerde bulunduğunda adam “Seni feminist o..pu” diye başlıyordu.
- Kadınlar bir şey istediğinde feminist olmaları gerekmez.
- Erkek, elini verirse kolu gidecek sanıyor! Aslında tepkileri, kadınlar özgür olduğunda açılan alandan duydukları korkudan.
“EV İÇİ ŞİDDET YÜZDE 200 ARTAMAZ”
- Türkiye’de son 4 yılda ev içi şiddetin yüzde 200 arttığını söyleyen istatistikler gördüm. Bu çok, çok yüksek. İnanmıyorum.
- Ankara’da sivil toplum örgütlerine, bizim nasıl insanlarla bir araya gelip konuştuğumuzu anlattım. ABD’de özel ve kamu organizasyonları belirli aralıklarla bir araya gelip ev içi şiddet meselesini tartışır.
- Bence arkasında siyasi irade olma-dığı sürece hiçbir şey fark etmiyor. Dünyanın en iyi yasasına sahip olabilirsiniz. İspanya örneğin. Kağıt üzerinde en iyisi. Ama ardında toplum düzeyinde güçlü bir organizasyon yoksa, bu yasa kadınların lehine olacak şekilde uygulanmaz!
- Bizde cinsel eşitlik komitesi yok. Türkiye, cinsiyet eşitsizliğini kabul etmiş, bu çok büyük bir adım. ABD hâlâ imzalamadı bunu, yavaş yavaş olacak.
|