1-Sünnet ve hadis.
Aslında her iki grubun da Allah, Peygamber ve Kuran inancında bir farklılık göremedim. Fakat İslamiyet’te bunlara ilaveten bir de sünnet ve hadis kavramı var. Sünni mezheplerin, Hz. Muhammed’in sünneti ve hadisler üzerine bina edildiği ileri sürülür ki, Şiiler de peygamberin sünnetini kabul etmektedir.
Fakat sünnet ve hadis olarak ortaya konan belgelerin bir kısmı Şiilerce kabul görmediği gibi, Şiilerin kabul ettiği bazı sünnet ve hadisler de Sünni mezhep mensupları tarafından kabul edilmemektedir. Buna rağmen üzerinde anlaşma sağlanan pek çok sünnet ve hadis de vardır.
Şiraz’da Şah Çerağ
2-Halifelik.
Şiiler halifeliğin Hz. Muhammet soyundan (Ali ve Fatıma’dan) gelenlere ait olduğunu savunduklarından, Bekir, Ömer ve Osman’ın halifeliğini tanımazlar ve bunların halifelik makamını gasp ettiklerine inanırlar. Şiilere göre Hz. Muhammed’in halefleri, ilki Ali olan ve onun soyundan gelen 12 imamdır.
3-Miras sorunu.
Şiilerin, Ebubekir’in hilafetine karşı çıkmalarının bir nedeni de, Hz. Muhammed’in mirasının bir bölümüne el konulmasıdır. Çünkü Peygamber öldüğü zaman geride önemli bir mal varlığı bırakmıştı. Ebu Bekir bu mal ve arazilerin bir kısmının peygamberin özel mülkü olduğunu, fakat bir bölümünün, özellikle tartışma konusu olan Fedek Arazisinin Peygamber tarafından halkın yararına idare edildiğini söyledi. Bu yüzden bu arazilerin devlete ait olduğunu ileri sürmüş, peygamberin dul eşlerine maaş bağlamış, ama kızı Fatıma’ya o kadarı da verilmediğinden, Ali bu duruma itiraz etmişti.
Kum’da Hz. Masume
Ömer halife olunca, Medine’deki arazileri, Haşimoğulları adına Ali ve Abbas’a verdiyse de, Hayber ve Fedek Arazisini devlet malı kabul etti. Şiilere göre bu durum Ali’ye yapılan bir baskı ve haksızlıktı.
4- On iki imam ve Mehdi inancı.
Halifelik bölümünde de bahsettiğim gibi, peygamberin halefleri Ali soyundan gelen 12 imamdır. Fakat bu İmamların da sünnet koyma ve dine ait yorum ortaya koyma yetkisi vardır. Çünkü Şii inancına göre imamlar, her ne kadar peygamber olmasa da, sıradan insanlar da değildir. Tanrının görevlendirdiği, seçilmiş çok özel ve günahsızlık vasfına sahip insanlardır.
Ayrıca iktidar bir inanç meselesi olduğundan, İmamın aynı zamanda devlet başkanı da olması gerekmektedir. Sünnilerde ise, iktidar dini değil, siyasi bir meseledir. Bu yüzden de bir soy meselesi olamaz. Ümmetin kendi içinden istişare ile çözeceği bir konu olup, devlet başkanına itaat esası vardır.
Kum’da Cem Keran
12. İmamın ise ölmediğine, gaip (saklı) olduğuna, kutarıcı (mehdi) olarak tekrar geri döneceğine inanılmaktadır ki, Sünni mezhepler bunu kabul etmez.
On iki imam şunlardır.
1. Ali bin Ebu Talib (600–661), \'Emir ül-Mü'minin\' olarak da bilinir
2. Hasan bin Ali (625–669), Hasan al Mücteba olarak da bilinir.
3. Hüseyin bin Ali (626–680), Husayn al Şehid, veya Şah Hüseyin, veya Husayn al Şaheda olarak da bilinir.
4. Ali bin Hüseyin (658–713), Ali Zeynel Abidin olarak da bilinir.
5. Muhammed bin Ali (676–743), Muhammed el-Bakır olarak da bilinir.
6. Cafer bin Muhammed (703–765), Cafer-i Sadık olarak da bilinir.
7. Musa bin Cafer (745–799), Musa el-Kâzım olarak da bilinir.
8. Ali bin Musa (765–818), Ali er-Rıza olarak da bilinir.
9. Muhammed bin Ali (810–835), Muhammad el-Cevad olarak da bilinir. Taki olarak da bilinir.
10. Ali bin Muhammed (827–868), Ali Naki, veya El-Hâdî olarak da bilinir.
11. Hasan bin Ali (846–874), Hasan el-Askeri olarak ta bilinir.
12. Muhammed ibn Hasan (868—)
Muhammed Mehdi olarak da bilinir. Şii inancına göre halen kayıp (Gaiba) ve kıyamet yakılaşınca ortaya çıkacaktır.
Şiraz’da Seyit Mir Muhammet Cami
5-Muta nikahı
Hz. Muhammet döneminde, Mekke’den apar topar hicret eden Müslümanların, karıları Mekke’de kaldığı için, Peygamber Medine’de belli bir süre için evlilik yapabilmelerine izin vermişti. Şiilere göre bu yüzden süreli evlilikler dinen caiz kabul edilirken, Sünni mezheplere göre Peygamber bu uygulamayı sonradan kaldırdığı gerekçesiyle geçersiz kabul edilmektedir.
Fakat Şiilere göre Muta nikâhının yasaklanması Peygamber değil Ömer zamanında olmuştur. Bu yüzden peygamberin koyduğu bir kuralı Ömer’in kaldırması dine aykırıdır.
6-Uygulama farkları.
Ehli Beyt (Şia) ile Ehli Sünnet (Sünni) mezhepler arasında yukarda sayılanların dışında, bazı ufak tefek değişiklikler de vardır. Örneğin, Sünni mezheplerde olduğu gibi Şiilerde de, günlük namaz beş vakit ve 17 rekâttır. Fakat ikindi namazı öğleye, yatsı namazı ise akşama eklenerek (cem edilerek) kılındığından, seher, orta ve akşam olmak üzere günde üç kez namaz kılınmaktadır.
Tahran’da Abdülazim
Tekbir getirip namaza başladıktan sonra eller bağlanmadan serbest bırakılmakta ve secdeye varıldığında alın bir taşa değmektedir. Fakat uygulamadaki bu farklar temel farklar olmayıp, Sünni mezheplerin kendi arasındaki farklılıklar düzeyinde olduğunu, yani inanç ve ibadet bazında büyük farklılıklar olmadığını düşünüyorum.
Dünyadaki tahmini Şii nüfusu ve ülkelere dağılışı Vikipedia’da şöyle gösterilmektedir.
Ülke Toplam Nüfus Şii nüfusu Şii nüfus'un oranı
İran 74,000,000 66,600,000 90
Pakistan 165,800,800 23,200,000 20
Irak 31,234,000 20,302,000 65
Türkiye 74,517,100 500,000 0,3
Hindistan 1,009,000,000 11,000,000 1
Azerbaycan 9,000,000 7,650,000 85
Afganistan 31,000,000 3,900,000 19
Suudi Arabistan 27,000,000 3,000,000 15
Lübnan 3,900,000 1,700,000 45
Kuveyt 2,400,000 730,000 30
Bahreyn 700,000 520,000 75
Suriye 18,900,000 190,000 1
BAE 2,600,000 160,000 6
Katar 890,000 140,000 16
Umman 3,100,000 31,000 1
|