Darbelerden konuşuyoruz. Öyle anlaşılıyor ki daha çok konuşacağız. İktidarın demokrat olduğunu göstermek için sık sık gündeme getireceği konu olacak darbeler. Geçmişle hesaplaşıp, darbecileri cezalandırarak darbecilerin önünü keseceklermiş. Ceza vererek bir daha yapmalarını engellemek gerekirmiş. Bunda hiçbir intikam duygusu yokmuş. (4+4+4'ün pedagojik olması gibi!) Kim intikamdan söz ediyorsa darbecilerin hası olurmuş. Darbecilerden yana olanlar, Ergenekoncular, balyozcular böyle konuşurmuş.
Bu darbe takıntılı ruh haliyle insanımız demokrasiyi nasıl yaşayacak?
Elbette darbeleri yalnızca askerlerin seçilmişlere müdahalesi olarak anlarsanız, oradaki haksızlıkları, işkenceyi, zulmü yalnızca askerin içindeki çetelere bağlarsanız askerin darbesini engelleyecek anayasal, yasal değişikler yaparak demokrasiyi getirdiğinizi sanırsınız.
Askerin ya da başka güçlerin seçilmişlere müdahalesini engellediğinizde demokrasi geliverecek midir? Demokrasi önünde yegane engel darbeler midir? (Bu sorumla örneğin 28 Şubat yargılanmalarını sulandırmaya çalıştığımı düşünebilirler, iktidarı sevenler. Benim neyi sorgulayıp neyi sorgulayamayacağım üzerine ipotek koyarsanız; şunu sorabilirsin bunu soramazsın, benim partimin adını şöyle şöyle okuyamazsın dediğinizde, bu tavrınız hiç de demokratik bir tavır olamaz.) Darbeler elbette demokrasi için büyük bir tehlikedir. Şu soruyu neden sormuyoruz: Darbe ne demektir ve bu ülkede neden darbeler vardır? Şu soruyu da: Amacımız demokrasi mi? Yoksa düşlediğimiz bir yönetimi kurmak için demokrasi şimdilik bir araç mı? Kafamızdaki yönetim, yaşama biçimi bizden farklı olana ne kadar tahammül edebilir? Darbeleri engelleyelim, milletin sesini dinleyelim diyorsunuz. Böyle homojen bir millet mi var? Tek sesli bir halk mı düşünüyoruz? Bu demokrasiye uygun bir tavır mıdır? Sonra neden darbeleri iktidarı sevenler gibi tartışmalıymışız?
Muhalefete tahammül edemeyen, kendine yapılan eleştirileri aşağılayarak, alay ederek, her zamanki kibir içinde cevaplamak, demokratik tavra uygun mudur?
***
Bu ülkede demokratik tavrı yok çoğu siyasetçinin? Adalete güvenelim diyorlar. Adaleti sağlayacak organlara kendi yandaşlarını atıyorlar. Hapisteki muhalifleri, üniversite rektörlüklerine yapılan atamaları, yeni kurulan üniversitelerin kadrolarına doldurulanları düşündüğümüzde nasıl bir demokrasiye gittiğimizi görebiliriz. Hukuka güveniyorsanız, bilime inanıyorsanız, neden bu kurumlara müdahale ediyorsunuz?
***
Ben şöyle görüyorum Türkiye'deki siyasi resmi: Taraflar var kavga ediyorlar gizli ya da açık: Kendilerine 'meşru zemin' bulmuşlar kendilerince. Bütün taraflar haklı. Haksız yok bu kavgada. Bundan dolayı birbirlerinden öğrenemiyorlar. Oysa kavgalar ne güçlü öğretmendirler!
***
Görünen darbeler vardır: Asker, medya, işadamları, ülke dışındaki güçlerin işbirliği gerçekleşir. Daha doğrusu birbirlerine ortam yaratırlar, sonuçta asker yönetime karışır.
Görünen darbeler vardır: Büyük bir çoğunlukla iktidara gelir bir parti, kendi dışındaki seslere aldırmadan bildiğini okur. Bu bir seçimle gelen darbedir: Çok sesliliği öldürdüğü için. Muhalefeti yok ettiğinden dolayı.
***
Görünmeyen darbeler vardır. Bu farkına varmadığımız şiddet uygulamaya benzer. Bir insana selam vermemek, görmezden gelmek örneğin, onu dövmekten daha ağır bir şiddet olabilir.
Demokrasi incelikler rejimidir. Bir zihniyetin adıdır. Bu zihniyete bağlı bir tavrın, bir duruşun adıdır.
Darbeci zihniyet diye bir zihniyet vardır. Bu zihniyet kendi bildiğini tek doğru sanan, kendisi gibi olmayanları kullanamazsa eğer, küçümseyen, aşağılayan, kendi inançlarını haklı kılmak için gerçekleştirdiği eylemleri meşru sayan bir zihniyettir.
Müdahaleci askere ve onun işbirlikçi darbecilerine karşı olanların çoğunun zihniyeti darbeci zihniyettir. Sürekli planlar yapıp, gücü ele geçirmeye çalışırlar. Karşılarındaki muhalifleri damgalarlar, aşağılarlar, ortadan kaldırmaya çalışırlar.
Medyadaki kimi köşe yazarları arasındaki kavganın kabalığına, sığlığına bir bakın: Kripto darbeciler, darbecileri yargılıyorlar. Gizli darbeciler görünen darbecilerden daha tehlikelidir. Görünen darbecilerin işkencecileri, yargıçları, iş alanında, medyadaki maşaları çoğunlukla gizli darbecidir, sanıyorum.
Bu insanların hayata bakışlarında, özel ilişkilerinde gizlenmiş bir hınç duygusu, hayata bakışlarında kendilerine itiraf edemedikleri nefret vardır.
***
Görünen darbecilerden arındırdık diyelim ülkemizi. Oradaki siyasetçiler, yöneticiler, güvenlik güçleri hatta yargıçlar, savcılar, akademisyenler, medya mensupları birer gizli darbeci olarak dolaşacaklar aramızda: Demokrasi her zaman tehdit altında olacaktır. İnsanlar yaşayışlarında birbirlerine darbe uygulayacaklar: Birbirlerinin dünyalarını yıkmaya, kendi dünyalarını egemen kılmaya çalışacaklardır.
İçimizde gizlenmiş darbeci zihniyetten kurtulamazsak, bu dünyada darbeler ortadan kalkmaz.
Allah bizi görünen ve görünmeyen darbecilerden korusun, amin.
|