BİR adam tam 11 yıldan bu yana Amerika'da,
Pensihvanya eyaletindeki görkemli çiftliğinde yaşıyor, Dönümlerce çiftlik arazisi, görkemli villalar, kuş bahçeleri, emrinde hizmetkarlan, sekreterleri, şoförleri, korumaları ve öteki görevlileriyle birlikte muhteşem bir hayat sürüyor...
Ve bu adam Türkiye'nin siyasetini taaa oralardan yönetiyor.
Adına "Fethullahçı" denilen ekibin sonsuz parası, Türkiye'de ve yurtdışında bankalan
rı, şirketleri, ticarethaneleri, okullanrı dershaneleri, hastaneleri, gazete ve televizyonları var.
Fethullah'ın yıllar önce ekibine verdiği bir direktif vardı: "Askeriyeyi, mülkiyeyi ve adliyeyi ele geçirin." Askeriye Türk Ordusu, mülkiye İçişleri Bakanlığı, valilikler ve kaymakamlıklar ve özellikle polis, adliye ise yargı!
ilki dışında öteki ikisini bugün büyük ölçüde ele geçirmiş durumdalar.
Bu alanda herkesin bilgi sahibi olması için okunması gereken iki kitap var. İlki Zübeyir Kındıra'nın "Fethullah'ın Copları", ikincisi ise Saygı Öztürk'ün "Okyanus Ötesindeki Vaiz" isimli kitapları
• • •
Kim bu Fethullah?.. İlkokul mezunu bir vaiz! Tahsili, herhangi bir konuda eğitimi yok. Ama ağzı iyi laf yapıyor, televizyonda falan konuşurken bazen ağlıyor!
Altında gerek Türkiye ve gerekse dünyanın her yerinde muhteşem bir güç var. Adam sadece Türkiye ile yetinmemiş, dünyanın hemen her ülkesine el atmış durumda. Örneğin yurtdışında 400 dolaylarında ilköğretim ve lise düzeyinde okulu, altı üniversitesi var. Türkiye'de yetiştirdikleri çocuklan buralara öğretmen olarak gönderiyorlar.
Türkiye'deki gücü ise sınırsız.
Örneğin Zaman gazetesi bunların. Her gün 840 bin dolaylarında Zaman sattıklarını iddia ediyorlar. Oysa bu gazetenin bayi satışı sadece 22 bin!
Ötesi beleş dağıtılıyor. Bu para gücünün nereden geldiğini bilen yok!
Zamanı 11 ayrı ülkede basıyorlar. Elerindeki parayı düşünün.
Fethullah ekibinin televizyon kanalları da var. Samanyolu ve Mehtap tv doğrudan onların. Öylesine uyanıklar ki, şimdi bir de Kürtçe yayın yapan Küre tv'yi kurdular. Yakında Arapça kanalı da kuracaklan söyleniyor.
Türkiye'deki özel ilköğretim okullarının, lise ve dershanelerin yarıdan fazlası Fethullah ekibine ait. Bu sayı binlerle ifade ediliyor.
Ayrıca yine binlerle ifade edilen ışık evleri var. Bu evler yurdun bazı köyler dahil her yerinde. Küçük çocukları alıyorlar, bu evlerde barındınyorlar, yedirip içiliyorlar. Evlere erkekleri eğitmek için "Abiler", kzları eğilmek için "Ablalar" gidiyor.
Kuran dersleri ayrıca veriliyor ve yetişen çocuklar Fethullah ekibine ekleniyor.
Sonra bunların bir bölümü askeri okullara, önemli bir bölümü polis okullarına sokuluyor. Yetenekli olanlar üniversite bitiriyor ve mülki idarede işe sokuluyor. Kaymakam, müfettiş ve polis oluyorlar.
Bir bölümü ise hakim ve savcı yapılıyor.
• • •
Türkiye'yi ABD'den yöneten, Türk siyasetini ABD'den biçimlendiren şahıs ve ekibi işte bu! Peki niçin uzaklarda yaşıyor? Niçin Türkiye'ye gelemiyor?
Acaba geldiği takdirde gözaltına mı alınacak? Ya da hakkında verilmiş bir tutuklama karan mı var?
Hayır, hiçbir şey yok. Sicili tertemiz! Hakkında geçmiş yıllarda örgütlü terör iddiasıyla açılmış olan bir tek dava vardı. Beraat etti, Yargıtay bu kararı onadı ve temize çıktı!
Dolayısıyla, Türkiye'ye niçin gelmediğini anlamak mümkün değil.
Ekip elemanları diyor ki "Hasta olduğu için
gelemiyor!" Ama maşallah, ekranlara çıkıp ahkâm kesmeye başladığı zaman sapasağlam duruyor. Aslanlar gibi konuşuyor, ağzından bal damlıyor!
Sonra bir soru daha geliyor akıllara:
Bu şahıs acaba ABD'ye niçin gitti?
Efendim, 1999 yılında bu şahıs hakkında bir fezleke düzenlenmişti. Örgüt kurduğu iddiasıyla yargılanması isteniyordu. Bu fezlekeden hemen birkaç gün sonra, mart 1999 da Amerika yolculuğuna çıkrı ve gidiş o gidiş! 2000 yılında hakkında gıyabi tutuklama karan çıkarıldı, sonra beraat etti.
Yani 1999'da giderken, başka bir deyişle kaçtı mı? Kimbilir, kimbilir!
Saygı Oztürk'ün kitabında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından hazırlanmış "Çok gizli" bir belge yer alıyor. 1992 tarihli bu belgede "Fethullah Hoca'nın talebeleri" isimli bir örgütten söz ediliyor.
Hakkında hazırlanan MİT raporunda ise Hocaefendi'nin geçmişteki çalışmaları, kaçışları, saklanışları, Nurculuk çalışmaları ayrıntılı biçimde anlatılıyor.
• • •
Türkiye'den bir hakim 2001 yılında ABD'ye gidip Fethullah'in ifadesini aldı. Hakim hazırlıksızdı, elinde hiçbir belge olmadığı anlaşılıyordu. Sadece soru sormakla yetiniyordu.
Fethullah ifadesine "Doğruyu söyleyeceğime Allah huzurunda, şerefim üzerine and içerim diye başladı!" Sözleri ilginçti!
'Hiç bir örgüteüye değil, çevresinde örgüt yok... Siyasete girmedi, hep Alah'a yakın olmayı düşündü!...
Yönetimin laik yapısını ve anayasayı değiştirmeye asla çalışmadı!.. Devlet yönetimine islam unsurunu sokmaya da asla niyetlenmedi!.. Türkiye başka yerlerde kişisel olarak hiç okul kurmadı!.. Onun adına da okul açılmadı ama kendisinin cesaret vermesiyle açılmış olabilir!.. Kendisi asla şeriat istemiyor, Said-i Nursi'nin varisi hiç değil!.."
"Allah huzurunda" verdiği ifadede böyle diyordu Fethullah!
• • •
Fethullah ve ekibi şu anda gerek Türkiye ve gerekse tüm dünyada, korkunç bir para gücüne sahip. İşte bu güç, onlan siyasette etkili yapıyor. Bu gücün kaynağı, değirmenin suyunun nereden geldiği, AKP hükümetleri tarafından asla araştırılmıyor, üzerine gidilmiyor... Çünkü aralarında al gülüm ver gülüm ilişkisi var.
Fethullah'ın medyası tümüyle AKP iktidarının borazanı. Ellerinde inanılmaz bir medya gücü bulunduruyorlar.
Devletin pek çok yeri de büyük ölçüde onların elinde.
Emniyet, yargı, valiler, kaymakamlar... Zaten bunları elde edince devleti ele geçirmiş oluyorsunuz!
Geriye sadece askeri okullar ve Silahlı Kuvvetler kalıyor ki, oraya da yavaş yavaş sızdıkları anlaşılıyor.
1941 doğumlu, ilkokul mezunu bir vaiz işte bu güce sahip.
Gazeteci Ahmet Şıkın "imamın Ordusu" isimli kitabının bilgisayar çıktılarının bile yayınevleri ve gazeteler basılarak toplatılması, bunun göstergelerinden biri. Ahmet Şık o kitabında Fethullah ekibinin Emniyet'i nasıl ele geçirdiğini anlatıyormuş. "İmamın Ordusu" o imiş.
• • •
Bu ülkede Fethullah a gönül vermiş, maddi ve manevi çıkarlan nedeniyle onun izinden giden, onu savunan, onun sayesinde yükselen insanlar var. İyi de, bunların aklında bu şahsın tam 11 yıldan bu yana Amerika'da niçin yaşadığı, Türkiye'ye niçin dönmediği konusunda bir kuşku yok mu? Şu sorular kendisine niçin sormuyorlar:
"Ey Hocaefendi, hakkında yürütülen bir soruşturma yok. Hakkında açılmış bir tek dava yok. Çekilmişsin hizmetkarlarınla Amerika'daki görkemli çiftliğine, orada krallar gibi yaşıyor, Türkiye'yi uzaktan kumanda ile yönetiyorsun. Gel artık, bizi buralarda yalnız bırakma, iktidarı Tayyip'le paylaş!
Türkiye'ye niçin dönmüyorsun?
Yoksa sen Amerika'ya mı çalışıyorsun?"
Bir sorsunlar bakalım, nasıl yanıt alacaklar!.. Eğer alırlarsa!..
|