Meral Okay da öldü…
Sinema ve televizyonumuzun önde gelen senarist ve oyuncularından olan Meral Okay’ın ayrıca şarkı sözü yazarlığı konusunda da çok başarılı çalışmaları var.
İzlediğim filmleri ve televizyon dizileri içinde, özellikle “Beynelmilel”deki oyununu unutmam…
Meral Okay ölünce, birçok gazete ve televizyon kanalı kendisine özel bir yer verdi. Politikacılardan sanatçı dostlarına kadar herkes ona ve başarılarına içtenlikle yaklaştı.
Örneğin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay yayınladığı mesajda, “Okay, ülkemize kazandırdığı birbirinden değerli eser ve canlandırdığı başarılı karakterlerle kalbimizde özel bir yer edinmiştir,” demiştir. (Cumhuriyet, 10.4.2012) Örneğin bazı şarkıları birlikte yazdığı dostu Sezen Aksu, “Gitti ömrümün geri kalanı,” derken Mahsun Kırmızıgül, “Olmadı be ablam! Gidişin çok erken oldu. Oyunculuğun, yazmış olduğun şarkı sözlerin, senaryolarınla yerin hiç dolmayacak,” diyordu (Posta, 10.4.2012). Daha başka dostları da, arkadaşları da, düşüncelerini belirtmiş, yayın organlarında.
Çeşitli ödüller kazanan Meral Okay, tehditlerle de karşılaşmıştı. Arkadaşı Melek Ulagay şöyle diyordu: “Arkadaşım geçen yıl ‘Muhteşem Yüzyıl’a gelen eleştiri ve tehditler yüzünden o kadar çok üzülmüştü ki…” (age)
Meral Okay bir söyleşisinde ölümünden sonra yakılmak istediğini söylemiş ve şunları demiş: “Beni yaksınlar, küllerimi de götürüp Gökova’ya bıraksınlar, yoksa kavanozda durayım, kütüphanede başköşede durayım gibi fetişlerim yok yani… Ne Budizme yakınım, ne de İslam’a uzağım. Üstelik son derece inançlıyım. Ben sadece şunu savunuyorum: Öldükten sonra bedenimizle ne yapacağımız bizim tasarrufumuzda olmalı. Devletin değil! Kim, nasıl karışabilir benim ölüm biçimime ve ritüelime? ‘Günahtır, ayıptır,’ gibi kavramlar bile sadece beni bağlar.” (Cumhuriyet, 10.4.2012).
İşte Meral Okay’ın bu vasiyeti bile fena halde kızdırmış, bizim dinci taifesini. Evrensel’in Medya sayfasında, Meral Okay’ın öldüğü gün, bir İnternet sitesinde çıkan haber yer alıyordu, “ ‘O kadın öldü’ başlığını kullandılar” ana başlığıyla (Evrensel, 10.4.2012).
“ ‘O kadın öldü/ Kocası ile aynı kaderi paylaştı’ başlığını atan” site altına da M. Okay’ın senaryosunu yazdığı ve muhafazakâr kesimin tepkisini alan “Muhteşem Yüzyıl” dizisinden bir kareyi almış. (age)
Haberin devamı şöyle: “Özellikle Twitter’da yükselen tepkiler üzerine sitede bir Meral Okay haberi daha yer aldı. ‘O kadın camiye mi gidecek, fırına mı?’ başlığıyla verilen Okay’ın vasiyetinde ‘yakılmak istediği’ yer aldı.” (Age)
Evrensel bu çirkin manşete sosyal medyadan gelen tepkilerin bazılarına yer vermiş. Örneğin Civan Emre, “...ölmüş birine saygıları yok, terbiyesizler” diyor. Bir başkası İsmail Mandıracıoğlu, “Ölümünde bile kin kustular,” derken, İnci Tulpar, “..Meral Okay’ın vefatını, M. Yüzyıl fotosu üstünde, ‘O kadın öldü’ şeklinde vermiş!.. Ne kin, ne ayıp, ne, ne, ne…” diyor. Salih Cem, Fatih Köstem, Ozan Sezgin de çeşitli eleştirilerde bulunuyor. (age)
Can Dündar da “O kadın” başlıklı yazısını şöyle bitiriyor:
“Meral, bonkör kahkahası, dost sıcaklığı ve paylaştığımız güzelim anıları ile daima yaşayacak bende…
“Oyunculuğu, yazarlığı, insancıllığı, cesareti ile her daim parıldayacak insanların zihninde, yüreğinde…
“Onu yobaz bir tarih zihniyetinin ateşine atanlar, canıyla uğraşırken canını yakanlar, ardından ‘O kadın öldü’ diye haber yazanlar mı?
“Muhtemelen onlar için hayat, ‘ağır ve uzun bir şey’ olacak.
“ ‘İnsanları dinden soğutma’ diye bir suç varsa, bunun cezası ahrette boyunlarına asılacak ve belki de Tanrı onları bu yaftayla karşılayacak…
“Meral gibi yazamayan, tarihe meydan okuyamayan, kabaramayan kel Fatmalar!
“Siz, ‘Ölülerinizi hayırla yad ediniz’ buyruğunu dahi çiğneyecek kadar kindar, bir o kadar da çirkinsiniz; yuh olsun!
“Sevgiyle uğurladığımız ‘O kadın’, ‘yine güzel, yine çiçek…
“Hamdolsun!” (Milliyet, 10.4.2012)
Okuduğum birkaç gazeteden aldım, yukarıdaki alıntıları. İnternetle de bir ilgim olmadığı için, başka yazılar, notlar var mı, bilmiyorum. Ama eminim “Çakma dinciler”, biraz yüzleri varsa, onları saklamak için gerekeni yaparlar.
--------------------------------------------------------------------------------
BÜYÜYEN TÜRKİYE’DEN 2 FOTOĞRAF
Bildiğiniz gibi çöken Çaycuma Köprüsü’nden çaya düşen 15 kişi kaybolmuştu. Çaycuma Belediye Başkanı AKP’li Mithat Gülşen şöyle demiş: “Çöken köprü 60 yıllıktı. Ömrünü tamamlamış. Ama bizim köprüye bakacak gücümüz yoktu.” Birinci fotoğraf bu.
İkinci fotoğraf da şöyle: Muğla Belediyesi kenti güzelleştirmek için yeşil alanlara, parklara, anayol kıyılarına 15 bin lale dikmiş. Bir süre sonra bir de ne görsünler, lale soğanlarının üçte biri çalınmış… Büyüyen Türkiye’den 2 fotoğraf… Nasıl büyüdüğümüzden iki detay, o kadar
|