|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Risk almak kendi insanını ölüme göndermek değildir
16 Nisan 2012 Pazartesi, 09:21
Can Ataklı/VATAN
|
|
Sevgili okurlar; geçen hafta Suriye konusunda yaşanan tuhaflıklar, 28 Şubat soruşturmasıyla biraz geri plana düştü ama, zaten sanki 28 Şubat soruşturması bu sorunu bir parça halkın gündeminden çekmeye yönelik gibi geliyor bana. Oysa sorun çok büyük.
Farkında mıyız?
Suriye’de her an sıcak bir çatışma yaşanabilir. Buna karşı Türkiye’de fazla bir heyecan yok. Galiba TV başında oturup savaş izlemeye bizi öyle alıştırdılar ki, burnumuzun ucundaki savaş tehlikesini görmezden gelmek, yok saymak daha işimize geliyor.
Ne biliyoruz?
Suriye’de sözde “Arap Baharı” yaşanıyor. Ama gerçekte ne oluyor, kamuoyu ne kadarını biliyor. Açıktan söylenen şu; “Esad özgürlük ve demokrasi isteyen halkına saldırıyor, her gün yüzlerce kişi öldürülüyor, şehirler acımasızca bombalanıyor.”
Gerçek bu mu?
Peki bu gerçek mi? Esad’ın bir diktatör olduğu kesin. Diktatör olmasa, babasıyla birlikte 40 yılı aşkın süre iktidarda kalabilir miydi? Ancak halkını katlettiği, acımasız bir cani olduğu kanıtlanmış bir gerçek mi?
Çelişkili haberler
Suriye ile ilgili haberler genellikle bazı Batılı haber kaynaklarından ve Arap kökenli El Cezire televizyonundan geliyor. Ama iki kaynağın da birçok yalan haber yaptığı, sahte görüntüler yayınladığı da ortaya çıktı. Bunlara neden gerek duyulmuş olabilir?
Esad bir caniyse
Mantıklı bakarsak, Esad’ın eli kanlı bir katil, bir cani olduğu, halkını gaddarca öldürdüğü gerçekse, bu yalan haberlere ne gerek var? Demek ki asıl amaç Esad’ın gitmesi ve bunu sağlamak için her türlü hileye hurdaya başvurulacak.
Aynen kabul ediyoruz
Ortaya çıkan sahtekârlıklara rağmen, iktidar ve yandaşları başta olmak üzere medyada bir kabullenme söz konusu. Esad’ın halkını katlettiğine inanmışız artık, geri dönüşü yok. Ancak sorun bununla bitmiyor, savaş çığırtkanları da hiç susmak bilmiyor.
Müdahale baskıları
Suriye’deki olaylara serinkanlı biçimde bakmak yerine nedense etkili bir kesim ısrarla “müdahale edilmesi” yönünde görüş bildirerek hükümeti cesaretlendirmeye çalışıyor. Bu şahin politikayı anlamak mümkün değil. Kimin ne çıkarı var acaba?
Müdahalenin sonuçları
Kimse “Türkiye insan haklarına çok saygılı. Katliamlara sessiz kalamaz” diyerek Suriye’ye müdahale edilmesine bahane aramasın. Suriye’ye müdahalenin bölgeyi bir anda kan gölüne çevireceği ve Türkiye’nin zarar göreceği unutulmasın.
Gücümüz yetecek mi?
Suriye’ye müdahale, Güneydoğu’da kendini mutlaka hissettirecek ve PKK eliyle yürütülen terör faaliyetlerine meşruiyet kazandıracaktır. İran müdahil olacak ve muhtemelen sınırımıza yığınak yapacaktır. Rusya da öyle. Peki bu kadar gücümüz var mı?
Üçüncü Dünya Savaşı
Farkında mıyız bilemem, Suriye’ye yapılacak bir Türkiye müdahalesi bölgede “mini bir üçüncü dünya savaşının” fitilini ateşleyebilir. Bu durumda Türkiye savaşın merkez cephesi olacaktır ki, uğrayacağımız zararı düşünmek bile insana kâbus gibi geliyor.
Nedir bu şahinlik?
İktidar ve yandaşlarıyla medyanın içindeki şahinler, bu kuşkuları taşıyanlara ve soru soranlara yönelik adeta bir terör fırtınası estiriyor. Suriye’ye derhal müdahale edilmesini isteyenler, soru soranları neredeyse vatan haini ilan edecek.
Global bakmak gerek
Suriye konusunda komşuluk bahanesiyle duygusal bakmak bizi yanlışa götürür. Öncelikle ABD ve Batı’nın Suriye yönetimini neden yıkmak istediğini iyi anlamak gerek. Suriye Batı’nın hangi çıkarlarına engel oluyor, bunu biliyor muyuz? Hayır.
Asıl hedef İran
Gelişmeleri mercek altına aldığımızda Suriye rejimini yıkmanın arkasında asıl hedefin İran olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü Batı’nın çıkarlarını Suriye değil, asıl İran engelliyor. Suriye sanki İran’a giden yolda bir atlama taşı.
Erdoğan’ın siyaseti
Başbakan Erdoğan yakın bir geçmişe kadar “kucaklaşacak” kadar dost olduğu Suriye’ye karşı bu kadar şahin davranıyor ama, açıkçası, asıl İran hedef tahtasına oturtulduğunda Türkiye’nin alacağı pozisyonu da gerçekten çok merak ediyorum.
Türk halkına anlatmak
Suriye’nin ardından İran’a bir müdahalede yine Türkiye’nin rol alması istenecektir. Esad Türk kamuoyunda “eli kanlı diktatör” olarak tanıtılabilir ve müdahale için destek sağlanabilir. Peki İran’a yönelik operasyonda Türkiye’nin bahanesi ne olacaktır?
Orta Doğu’nun lideri
Anladığım kadarıyla Erdoğan başta Davutoğlu olmak üzere kurmaylarının “risk almazsak bölgede lider olamayız” tezinden çok etkilenmiş durumda. Arap kamuoyundaki popülaritesine güvenerek Orta Doğu bölgesinin lideri olmayı şiddetle düşünüyor.
Tehlikeli oyun
Ama Orta Doğu’da oynanacak her oyun tehlikelidir. Bugün arkanızda duran halklar basit bir gerekçeyle bir anda ortadan yok olabilir. Tarihte bunun örneği çok. Risk almak büyük hedefler için elbette çok önemli ama, bu kadar tehlikeli oyun ters de tepebilir.
Ölümüne risk olmaz
Suriye konusunda alınacak risk sayısı şimdiden kestirilemeyecek kadar insanımızın ölümüne de neden olacaktır. Hiçbir iktidar “risk alıp bölge lideri olacağım” diyerek kendi insanlarını ölüme gönderme kararı alamaz. Bunun bedelini ödeyemez.
Hatay’daki kamplar
Kamuoyunun pek dikkatini çekmiyor ama, güya Suriye’den kaçanlar için kurulan çadır-konteyner kentler müthiş. Van’a çadır yetiştiremeyen ve halkını perişan eden iktidar nasıl oldu da bu kadar hızlı biçimde olağanüstü kentler kurmayı başardı?
İnsanın içi sızlar
Türkiye büyük devlet olarak muhtaç olan kim olursa olsun yardımına koşacaktır. Buna karşı kendi halkının deprem acılarını saramayan bir devletin ne amaçla kaçtığı belli olmayan bir kısım Suriyeli’ye sağladığı olanaklar da insanın içini sızlatıyor.
Kamplarda yaşam
Ne kadar saklanmaya çalışılsa da bu kamplardaki yaşam ister istemez medyaya sızıyor. Anlatılanlara göre Türkiye’ye gelenlerin gerçek bir kaçış nedeni yok. Saldırıya uğrayıp uğramadıkları bile kesin değil. Üstelik bölgede sürekli sorun da yaratıyorlar.
Daha sakin olmalıyız
Türkiye komşularında veya yakın çevresinde bu tür olayları ilk kez yaşamıyor. Daha önce on binlerce Kürt ve Bulgaristan’da yaşayan Türkler akın akın Türkiye’ye gelmişlerdi. O zamanlar savaşmayı hiç düşünmemiş ve sakin durmuştuk.
Şimdi de öyle olmalı
Türkiye Suriye’ye karşı daha sakin ve soğukkanlı bir politika izlemelidir. Türkiye Batı ülkelerinin taşeronu olmaya değil, akıllıca ve güvenilir kararlarıyla bölgenin gerçek lideri olmaya soyunmalıdır. Bir evladımızın bile ölmesine tahammülümüz olamaz.
Ve savaş çığırtkanlarına
Son olarak savaş çığırtkanlarına ve onların propagandalarına karşı çıkanlara hain gözüyle bakanlara seslenmek istiyorum. Savaş sandığınız gibi popcorn yiyerek seyredilen bir film değil. Hiçbiriniz savaşa gitmeyeceğiniz gibi gidecek çocuklarınız da yok. Başkasının ölümüne karar vermek haddiniz değil.
Hepinize iyi haftalar dilerim.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|