Darbecilerle hesaplaşalım ama dünü de unutmayalım

15 Nisan 2012 Pazar, 10:53

Mustafa ÖZDAL /Bursa Hakimiyet

Tarihin olmazsa olmaz kurullarından biri de, olayları zamana ve şartlarına göre değerlendirmektir.
Yakın tarihimizi ele alalım.
Güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanarak nice dramlara yol açtığı kanlı bastırmaları ve askeri darbeleri, ağır aksak demokrasimizin her şeye rağmen katettiği bugünün dünyasıyla açıklayabilir miyiz?
28 Şubat müdahalesine de bu pencereden bakıyorum.
Evet, darbelerle yüzleşelim, darbecilerden hesap soralım, darbecilerin taşeronluğunu yapanları deşifre edelim.
Onlarca gazeteciyi irticacı damgasıyla fişlemenin, demokratik yollarla iktidara gelen hükümeti, tüfeğin dipçiğini göstererek devirmenin, koca bir kesimi irticacı yaftasıyla ağır tacizlere maruz bırakmanın elbette bedeli olmalı.
Ancak dönemin hükümetinin uygulamalarının ve açıklamalarının; TSK'yı tahrik ettiğini, toplumu kamplaştırdığını ve müdahaleyi tetiklediğini ne de çabuk unuttuk.
Unutanlar için kısa bir hatırlatma:
-Dönemin Adalet Bakanı, aydınlık için bir dakika karanlık eylemi yapan milyonlara, \'mum söndü oynuyorlar\' demişti.
-Dönemin Refah Partili Kayseri Belediye Başkanı, 10 Kasım'da şu konuşmayı yapmıştı: Süslü püslü göründüğüme bakıp laik olduğumu sakın sanmayın. Resmi görevim nedeniyle bugün bir törene katıldım. Belki, başbakanın, bakanların, milletvekillerinin bazı mecburiyetleri vardır. Ancak sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Refah Partili olarak yeryüzünde tek başıma da kalsam, bu zulüm düzeni değişmelidir.
-Dönemin Başbakanı, Çankaya Köşkü'nde tarikat liderlerine ve şeyhlerine iftar yemeği vermişti.
-Refah Partili Sincan Belediyesi Kudüs gecesi düzenlemiş, gecede, cihat oyunu sahneye konulmuştu.
Bunlar, 28 Şubat'ı getiren öne çıkmış birkaç gelişmeydi sadece.
Hatırladınız mı?



CHP'de şok disiplin kararı!
Kongre sürecinde olan CHP'de şok disiplin kararı Orhangazi'den geldi.
CHP İl Başkanlığı, Orhangazi ilçe başkanı Osman Uçar'ı tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk etti.
Gerekçeyse, Uçar'ın geçtiğimiz haftalarda Kent gazetesinden Kemal Cankaya'ya Gemlik seçimleriyle ilgili il başkanı Gürhan Akdoğan'ın aleyhinde sayılabilecek bir açıklama yapması.
CHP kulislerinde, Akdoğan'ın bu hamlesinin Uçar'ın Orhangazi kongresinde aday olmasını engellemek olarak yorumlanıyor.


Güç odaklarına göre pozisyon almak
28 Şubat postmodern darbesini yaratan isimlerin 31'inin gözaltına alınmasının ardından yaygın gazetelerin manşetlerine bakıverin.
Çelişkiye bakın ki 28 Şubat'ı yaratan asker-sivil toplum-medya sac ayağından birini oluşturan malum gazeteler, \'28 Şubat'a balans ayarı\' başlığını manşetlerinden duyurdular.
Oysaki 15 yıl önce aynı gazetelerin manşetini, \'Demokrasiye balans ayarı\' başlığı süslüyordu.
Güç odaklarının değişmesiyle pozisyon alan medyanın, içinde bulunduğu durumu gözler önüne seren çarpıcı bir örnek bu.
Peki medya böyle de toplumun refleksleri farklı mı?
Toplumun önemli bir kesiminin yargılanmasını desteklediği 12 Eylül darbecilerinden Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 32 yıl önce ayakta alkışlanıyordu.
Dahası, darbe anayasası toplumun yüzde 91'inin desteğini almıştı.
Bugünse herkes darbe karşıtı, herkes 12 Eylül düşmanı…
Evren'e methiyeler düzen mektupları kaleme alanlar da yıllar sonra 12 Eylülcülerin yargılanmasına destek verenler de aynı gazeteciler.
Tüm bunlar tek bir sonucu doğuruyor.
Demokrasimizin kurumsallaşamaması, medyayı konjonktürel değişimlere göre güç odaklarının hizmetine savuruyor.