|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
|
|
|
|
|
HABER |
|
Babamı umut ve özgürlük olarak görüyorum
17 Haziran 2012 Pazar, 10:05
|
|
Babalar günü nice evlatlar için eksik, buruk geçiyor. Düşünsenize; bu ülkede en uzun süre cezaevine mahkum edilmiş kişi sizin babanız. Belki siz doğduğunuzda kucaklayan, kardenişinize demir parmaklıklar ardından öpücük yollayan babanız. 12 Eylül döneminde cezaevine giren ve 1991-1993 arasındaki iki yıl dışında cezaevinde kalan ve hâlâ Bandırma Cezaevi’nde bulunan Tahir Canan’ın çocukları olduğunuzu bir düşünün. Babanıza böyle absürt bir rekorun reva görülmesi bir yana, hayatınızda neler yarım, hangi kareler boş kalırdı? Evet bugün Babalar Günü ve biz Tahir Canan’ın çocuklarıyla 32 yıldır bekledikleri babalarını, yaşadıkları sıkıntıları ve bugün taşıdıkları umutları konuştuk. İmran Canan, Gökhan Canan ve İlhan Canan’ın Gebze’deki evlerine konuk olduk. 4 kardeşten Cahit Canan ise, Elazığ’da olduğu için söyleşimizde eksik kaldı... Tahir Canan’ın çocukları ve torunları Babalar Günü’nde şu çağrıyı yapıyorlar; “Bizim için Babalar Günü ancak Tahir Canan özgürlüğüne kavuşur ve çocuklarıyla özgürce buluşursa anlamlı olacak”.
BABAMIN NEYİ SEVİP SEVMEDİĞİNİ BİLE BİLMİYORUM
Çocukken zaman zaman cezaevinde babasıyla kalan evin en küçüğü İmran Canan’la başladık sohbete. Baba deyince İmran, Tahir Canan’ın cezaevinde yapmış olduğu şal, anahtarlık, tespih, gelen mektuplar, çekilen fotoğrafları masanın üzerine koyarak başlıyor söze...
İmran Canan: Babamın en küçük oğluyum. 18 yaşına girdim. Benim için Babalar Günü bir şey ifade etmiyor. Çünkü biz hiç baba-oğul ilişkisini yaşayamadık. “Babalar Günü”nde sadece babamın cezaevinde olduğu aklıma geliyor. Artık “Babalar Günü”nü doyasıya yaşayamayacağımı biliyorum. Bugün herkes babasına hediyeler alır, ben bunlara uzağım. Babamın neyi sevdiğini, neyi sevmediğini bile bilmiyorum. Sürekli gündelik hayatımda bir baskılama yaşadım, küçükken babamın cezaevinde olduğunu herkesten saklıyordum.
Çünkü, o zaman nedenini açıklayamazdım. Terzi olduğunu söylüyordum o kadar. Şimdi açıklayabiliyorum ama eski alışkanlık da sürüyor; emekli ve terzi. Cezaevine görüşe gittiğimde devamsızlık yaptığım ve telefon görüşmelerimden dolayı okul yönetimi biliyordu. Bir de cezaevinde babamla kaldığım zamanlar var. Babamın içerdeki arkadaşları benimle çok şakalaşırlardı, onları çok iyi hatırlıyorum. Onlar oradan kurtulmanın yollarını ararken, benim de içim hep umut ve özgürlük duygularıyla dolardı.
BABALAR GÜNÜ’NDE AÇIK GÖRÜŞ OLDUĞU İÇİN İPLE ÇEKERDİK
Tahir Canan’ın üçüncü oğlu. 32 yaşında. Babası cezaevine girdiğinde Gökhan Canan 6 aylıkmış...
Gökhan Canan: Babasızlık duygusunu çok yaşadığımı söyleyemem. O kadar çok ziyaretine giderdik ki babamın. Babalar Günü bizim için ayrıcalıklı gündü. Çünkü açık görüş yapardık. Bu yüzden “Babalar Günü”nü iple çekerdik. Emsallerimiz babalarına hediye almak için, biz cezaevine babamızla görüşmek için sabahın erken saatinde yola düşerdik. Açık görüşlerde babamızı görüp, sarılınca dünya bizim olurdu. Diğer yandan tabii işyerinde, okulda, sosyal yaşamda bir sürü sıkıntılar çektik. Evde baba olmadığı zaman ekonomik sıkıntı da çok oluyor. Bizler okurken de hep çalıştık. Hafta sonları, tatillerde bile çalışırdık eve katkımız olsun diye. Hâlâ tatillerde çalışıyoruz. Bir de tabi çevrenizde yaşadığınız sıkıntılar oluyor. Küçükken babamla ilgili sorulara cevap veremezdik mesela. Sonra hayatı tanıdıkça, öğrendikçe ve babamızın neden cezaevine girdiğini, derdini, hedefini öğrendikçe toplumsal hayatta kendimizi ifade etmeye başladık. Evlendik, çocuklarımız oldu. Şimdi onlar da dedelerini soruyorlar, biz de anlayabilecekleri cümlelerle anlatıyoruz.
Babası içeri düştüğünde 2 yaşındaymış İlhan Canan. İlhan bu süreçte babası için dışarda hep mücadele etmiş. Babası için “Tahir Canan’a Kapılar Açılsın” kampanyası başlatmış. Milletvekilleriyle, televizyon ve gazetelerle iletişime geçen İlhan, “12 Eylül Darbesinin Yarattığı Travmayı Ortadan Kaldırın Tahir Canan’a Özgürlük” adı altında imza kampanyası başlatmış.
BABAM İÇERDE OLSA DA YOLDAŞLARI MÜCADELEYE DEVAM EDİYOR
İlhan Canan: Çocukken kavga ettiğinizde hemen babanızı çağırırsınız ya. Ne zaman bir dayanak arıyorsunuz o zaman boşluğu oluyor işte. Ama etki tepkiyi doğuruyor. Sorunların çözümünde kardeşler arasında büyük sorumluluk gelişiyor. Baba toplumsal yapıda evin reisidir. Bizde baba figürü, 32 yıldır cezaevinde... Ben babamı umut olarak, özgürlük olarak görüyorum. Hukuk bizlerde sıkıntı ve hayal kırıklığı yaratsa da umudumuzu yok edemedi. İmza kampanyaları başlattık. İlk olarak İstanbul 3. bölge Bağımsız milletvekili Levent Tüzel, parlamento da babamla ilgili “Tahir Canan’a Kapılar Açılsın” basın toplantısı düzenledi. Bu ailemize moral, motivasyon ve umut verdi. Buna bağlı olarak CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa, BDP milletvekili Hasip Kaplan soru önergeleri verdi. Yerellerde başlatmış olduğumuz girişimler Bakanlara taşındı. Avukatların uğraş ve girişimleri devam ediyor. Önümüzde yargı paketi var. AKP ve MHP kolkola girmiş eski ülkücüleri dışarı çıkarma hazırlığındalar. Babamın da bundan yararlanması için hukuk yollarını deniyoruz. Darbeler, onlarla gelen hukuk, işkenceler, baskılar, gözaltılar, cezaevleri...bunları birleştirdiğin zaman Tahir Canan belleklerde oturuyor. Babam dört duvar arasında hapsolmuş değil, belki bedenini hapsedebilirler ama fikirlerini hapsedemezler. Babam bu ülkede ve dünyada yaşanan gelişmeleri takip ediyor. Bizlerle iletişim içinde, gözlemlerini paylaşıyor, kitap tavsiye ediyor. Babam içerde olsa da onun özlemi, aynı zamanda başka bir dünya özlemidir. Yoldaşları özgür bir dünya için dışarda mücadeleye devam ediyor. Babalar Gününde yanımızda fiziken olmasa bile, fikirleri, özlemleri ve idealleri bizlerle.
TORUNLAR DEDELERİNİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYOR
Tahir Canan’ın torunları da Babalar Günü’nde dedelerine hasret. Torunlardan Umut Canan, “Dedemin özgür olmasını istiyorum” diyor. Eftelya Canan da, dedesine özgürlük istiyor ve onunla daha çok zaman paylaşabilmeyi umut ediyor. (Gebze/EVRENSEL)
|
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|