Dün TRT Haber TV, CHP’nin Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli’nin
konuk olduğu Nuriye Akman’ın “Akılda Kalanlar” adlı programını büyük bir dikkatle izledim…
“Çok ama çok eğitici” olduğunu söylemeliyim…
Sağolsun, gazeteci dostum İhsan Bölük, arayıp “Gül Abla, çabuk TRT Haber’i aç senin adın geçiyor” demeseydi, bu büyük fırsatı kaçırmış, bu büyük dersi alamamış ve “eğitilmemiş” kalacaktım…
Ne demişler “Eğitim şart!”
Hele bizim gibi Sena Kaleli’nin ithamıyla mobing tacizcisi, otokontrolsüz yazarlara daha bir şart!
Tüm memleket, CHP cemaati de dâhil neler öğrendik neler!
Nuriye Akman, programda Kaleli’ye benim yazdığım "Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyetin bekçisi değilim, olmak da istemiyorum" sözlerinin anlamını ve arkasında durup durmadığını sordu.
Bu arada, “Bir AKP’li bunu söylemiş olsaydı, manşetlere çıkardı” diye yazdığımı da anımsattı…
Ardından bildik söylemi “Aslında ben öyle demedim… Bu sözlerin benimle alakası yok! Ben söylemedim” gelecek diye beklerken…
Kaleli ise; ikrar getirdi:
"Sözlerimin arkasında her zaman durdum. Bu defa da duruyorum" dedi.
Şaşkınlığım çok kısa sürdü… Aslında ne söylemek istediğini şöyle açıkladı:
"Orada söylemek istediğim, aslında bizim bekçi değil, yönetici konumunda olmamız gerektiği.
Artık sadece koruyan, muhafaza eden konumunda olmayalım, iktidarda ve yöneten konumunda olalım.
Türkiye'nin gelişmesine, değişmesine katkı sunalım. Artık statükoyu veya birtakım değerleri savunurken, gelişmenin önündeki engelleri kaldıralım anlamında söylemiştim. Bunun da arkasındayım. Hiçbir şekilde de reddetmiyorum.” diye açıkladı.
Madem aslında bunu söylemek istiyordu, o halde böyle söyleseydi…
Yine de büyük aşama!
Hatırlatayım:
200 kişinin de hazır bulunduğu CHP Danışma Kurulu Toplantısı’nda aynen söze şöyle girmişti:
“Ben Atatürk’ün bekçisi olmayacağım, olmak da istemiyorum. Eskiden mahalle bekçisi vardı, sokak aralarında düdük çalardı. Şimdi Mobese var! Çağ değişti…”
Biz Sena Kaleli’nin kapısında çoktan bu eşikleri geçtik…
Yenileri eskilerine nal toplattırdı…
Hele önceki akşamki “CHP’lilerin yazıp çerçeveletip duvara asması gereken veciz sözleri”nden sonra…
Ama önceki gün iyice anladım ki; “Her şeyin kaynağı” o sözleri…
Akman, Kaleli’ye din konusunda ne düşündüğünü sordu:
“Din hayatımıza ışık olan, renk olan bir bilimdir!!!”
Eğitimci Sena Kaleli; dini konulardaki derin bilgilerinden dolayı neredeyse deneyimli gazeteci Nuriye Akman’a küçük dilini yutturacaktı: “Din bilim midir? “
Kaleli yineledi: “Evet…”
Akman’ın tarikat ve cemaatlerle ilgili sorusuna ise “Tarikat ve cemaatler sivil toplum kuruluşudur.
Biz CHP olarak sivil toplum kuruluşlarından yanayız” diye yanıtladı…
Tam olarak anlayamadım ama çocuklarda aidiyet duygusu oluşturması açısından yararına da değindi galiba…
Ey CHP cemaati! Bence bu konuşmanın CD’sini bastırın!
“Mustafa Kemal Atatürk, 30 Haziran 1925 tarihinde şöyle konuşmuştu “Efendiler ve ey millet! iyi biliniz ki, Türkiye cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz” diyerek hala Atatürk’ün bekçisi olmakta inat edenlere dağıtın ki; eğitilsinler!
Akman’ın “Elektrik kesintisi olunca sandıkların üstüne oturun” dediğini vurguladığı diyaloglar hakikaten ironikti (!)…
Akman, 12 Haziran’da günlerin çok uzun olduğunu, sandıkların ise saat 17.00 kapandığını hatırlattı…
Öte yandan eşinden dayak yediğine yönelik haberi yapan Sabah Gazetesi muhabiri uydurmuştu, öyle bir şey yoktu…
Ergenekon sanıklarından Haberal ve Mustafa Balbay’ın Milletvekili seçilmesine de karşıydı.
Bu konuyu şöyle gerekçelendirdi:
“Biz adaylardan dokunulmazlıkların kaldırılması için dilekçe alıyoruz. Bu insanlaraysa dokunulmazlık kazandırıyoruz.
Onaylamıyorum” dedi..
İşte bu noktada ben Sena Hanım’a eğitici bir bilgi aktarayım…
Ağır Ceza’da yargılananların milletvekili seçilseler bile yargılanmaları sürüyor.
Dün sayamadığım kadar çok haber sitesinde konuyla ilgili adımın da geçtiği haberler yer aldı!...
Sağ olsun, var olsun Sena Kaleli…
Sayesinde tüm memleket, Bursa’da Gül Kolaylı diye bir gazetecinin var olduğundan haberdar oldu…
(Dün sayamadığım kadar çok haber sitesinde “Sena Kaleli, Gül Kolaylı’nın gündem16’da yazdığı yazıya ilk kez cevap verdi” diye geçti.
Kesinlikle ilk kez değildi.
Daha önce de, hem TV kanalında hem de CHP’nin ikinci adamı olan Genel Başkan yardımcısı Gürsel Tekinle ilintili olduğu iddia edilen Gerçek Gündem internet sitesinde ve daha farklı mecralarda hem kendi, hem de avukatlığına soyunan Dr. Bülent Aslanhan tarafından defalarca yanıt verilmiştir.
BTO başkanıyken istifa edip Nilüfer Belediye Meclis üyesi seçilen, oradan da istifa edip milletvekili aday adayı olan, daha sonra CHP MYK’ sının kararını duyunca, aday olmaktan vazgeçen, sonra da vazgeçmekten vazgeçip yeniden CHP Genel Merkezi'ne aday adaylığı dilekçesi veren Aslanhan, belli ki Sena Ablası'ndan bir ışık gördü..
Bu ışığın ne olduğuna gelince; Acaba 12 Haziran seçimlerinden sonra il başkanlığı ya da bir sonraki belediye seçimlerinde belediye başkanlığı olabilir mi?
Tabii çok zayıf da olsa, bir ihtimal de milletvekili adaylığında iyi bir yerde yer almasıdır...)
Öte yandan dünkü haber sitelerinde Gül Kolaylı'nın gundem16.com'daki yazısı diye geçti...
Ancak ben bu yazıyı Bursa Haber Gazetesi’nde yazdım.
O tarihte bursahaber.com'un yanı sıra gundem16.com'da da yer aldı.
Ancak, gundem16.com sitesi yenileniyor. Birbuçuk aydan beri yazarlar sitede yok! Ayrıca daha önceki arşiv de henüz yüklenmediğinden önceki yazılarım da orada yok...
Dolayısıyla Sena Kaleli “Bekçisi değilim” başlıklı yazının bulunabileceği tek adres; www.bursahaber.com arşivindedir. 20 binin üzerinde de hiti vardır…)
Kaynak :Huriye Gül Kolaylı/Habergazetesi
Share
|