Çaycuma'da Filyos Çayı'nın üzerindeki köprü çöktü. İnsanlar öldü. Çoğunun cesetleri hala bulunamadı.
Neden çöker köprüler ülkemde? Demokrasi bu ülkede neden yoksa ondan.
Binalar yapılır, sel gelir, toprak kayar, zelzele olur yıkılır. Neden? Demokrasi bu ülkede neden yoksa ondan.
Trafik kazaları olur hem de pek sık. Ölüler yaralılar yollara saçılır. Yardım çok geç gelir, insanlar yardıma koşar ambulans gelinceye dek, yol yordam bilmezler, kalan yaralıların da birkaçını kurtaralım derken öldürürler. Neden? Demokrasi bu ülkede neden yoksa ondan.
Bu ülkede yargı iktidar tarafından kuşatılmıştır. Özellikle muhalefette kalanların vicdanları sızlamakta, iktidar yanında olanların bile zaman zaman içini sızlatmaktadır. Neden? Demokrasi bu ülkede neden yoksa ondan.
Sağlıkta ne kadar çok hasta bakılırsa, yargıda ne kadar çok dosya karara bağlanırsa bir 'başarı' kazanılacağı sanılıyor. Sayılarla daralmış bakışlarla, sığ bir mühendis kafasının sorun çözeceği umuluyor. Eğitimdeki dönüşümleri bile sayılarla anlatıyoruz: 4+4+4. Peki, değişen sayılar mı yalnızca? Bu değişimin niteliksel bir adı yok mu? Yaşamın göz önüne alınmayan niteliğinin yarattığı eksiklik ve özrün, nicelik hesaplarıyla kapatılacağı umuluyor. Neden? Demokrasi bu ülkede neden yoksa ondan.
Haber kaynakları, medya büyük ölçüde iktidarın yönlendirmesi altındadır. Neden? Demokrasi bu ülkede neden yoksa ondan.
İktidarın eleştiriye tahammülsüzlüğü onu saldırgan, kindar kılmaktadır zaman zaman. Neden? Demokrasi bu ülkede neden yoksa ondan.
***
'Demokrasinin olmadığını nereden çıkarıyorsun? Sandık var. Meclis var' diyebilirsiniz. Demokrasi sandıktan ibaret değildir. Bir saygı, bir edep ikliminde gerçekleşir. Bu saygı öncelikle gerçeğe saygıyla başlar. Bundan dolayı, gerçeği çarpıtan haberler yapmama, gerçeğin üstünü örtmeme demokratik terbiyenin en önemli özelliğidir.
***
Demokrasi sürü insanının yaşayabileceği bir hayat tarzı değildir. Kendi iradesi, kendi gözü, kendi aklı olan, değer yaşayan bireylerle gerçekleşebilir. Ancak böyle bireyler yurdundan, dünyadan, birlikte yaşadığı insanlardan yaptığı işlerden sorumludur. Böyle insanlar, kendilerine verilen işleri hakkıyla yapmaya çalışırlar. Yapacağım derler, yapmaya çabalarlar. Biliyorum derlerse biliyorlardır. Demokrasi terbiyesiyle yetişmiş teknik insanların yaptığı köprü, üstünde insanlar varken çökmez. Böyle insanların yönettiği kurumlar, ehil olmayan insanları içlerine almazlar, verilen görevleri yapmayanları dışlarlar. Cana saygı, işe saygı iş ahlakının temel ilkeleridir. Bireysel karar alma, sorumluluk alma yatkınlığı olmayan; yukarıdan emir almaya alışmış, emir kulu insanlar, demokratik yaşamın içinde olamazlar. Onların yaptığı köprüler, üzerinde insanlar varken çöker.
***
'Bu bu özelliklerde bir ürün yapmayı, bir yapı kurmayı üstleniyorum' derler. Üstlendiklerini yapmazlar. Sorumluluk ahlakı yoktur onlarda. Gerçeğe saygıları yoktur. Demokrat değildirler çünkü. O terbiyeyi almamışlardır. Bozuk çıkar ürettikleri, yaptıkları yapılar kayar, yıkılır, çöker
***
Birlikte yaşamayı bilmezler, 'öteki'ne saygıları yoktur çünkü. Kendilerine saygıları yoktur. Bir saygı rejimi olan demokrasi havasını koklayamadıkları için, trafikte bir şeytan kesilirler. Kendileri ölür, insanları öldürürler.
***
'Sen de demokrasi diye büyülü bir sözcük bulmuşsun her derdin devasını onda arıyorsun' diyebilirsiniz. Eleştireceksiniz elbette, hah şöyle, demokratik tavra bu yakışır!
***
İlkelere saygı: Kurallara yasalara. Bizim gibi ülkelerde pek bulunmaz. Biz yasalara, ilkelere, hukuka saygılı olacağımıza, hukuk bize saygılı olur. Kitabına uydurma, bizden olanı başa getirme, yönetimi ehil olsun olmasın bizden olanlardan oluşturma. Yasa koyar, deleriz. Özel durumlarımıza göre yasa çıkarırız. Demokratız deriz sonra göğsümüzü gere gere. Bu, demokrasiyi tanıyamamanın, kendimizin farkında olamamanın bir göstergesidir. Bu günleri yazan farklı görüşlerden tarihçiler olacaktır, eğer bir ölçüde günün birinde bu ülkeye demokrasi gelirse. Bazıları bu günleri demokrasi makyajı altında belli bir gücün egemen olduğu dönem olarak anacaklardır.
***
Şekilde kalma, nicelikle; niteliği birbirine karıştırma. İdeolojimize bilimsellik giysisi giydirme. Gerçeğe olan saygımızın eksikliğinin göstergeleridir. Eğitimin niteliğini geliştirmeyi değil de belli bir inancın kurallarını yerine getirmeyi hedefleyen dönüşümlerle kendi yandaşlarınıza özgürlük sağlayabileceğinizi düşünüyorsunuz. Demokrasilerde özgürlük, yalnızca bir kesimin özgürlüğü olamaz. Sizin gibi yaşamayanın inancına, hayat tarzına müdahale ediyorsanız, kendi kesiminize 'özgürlük' veriyor gibi görünseniz de özgür olamazsınız. Bizde bir söz vardır: Komşunuz aç yatıyorken sizin tok olmanız ayıptır. Size oy vermeyen milyonlarca kişiyi oy verenleri memnun etmek için rahatsız etmeniz ayıptır. Eğer demokrasiden nasibiniz var ise
|