Balyoz ve Ergenekon davalarının ciddi bir temeli olduğu, o günleri yaşayan kişilerin yorum ve hatıralarından da anlaşılıyor.
Meselâ, Taraf gazetesinde yayınlanan Wikileaks belgelerinde, Amerikan Büyükelçisi'nin Washington'a gönderdiği raporlar, askerlerin siyasete müdahale ettiklerini ve bunu kendilerinde bir hak olarak gördüklerini belgeliyor.
Büyükelçi ve yardımcıları birebir temaslarda aldıkları duyumları naklederken, Derin Devleti, "asker+yargı+bürokratik elit" olarak tarif ediyorlar.
Ayrıca, İsmet Berkan, daha yeni yayınladığı kitabında (Asker Bize İktidarı Verir Mi?
- Everest Yayınları) o günlere tanıklık ediyor.
Dolayısıyla, kimse, söz konusu davaların ciddi bir temele oturmadığını söyleyemez.
Yalnız hemen bir hatırlatma yapalım: Maalesef Türkiye'de, bazı kesimler, askerin siyasete müdahalesini yasal, hem de meşru addediyordu.
Bu yüzden, bu gibi faaliyetlere destek verenlerin tümü, Ergenekon örgütü içinde mütalâa edilemez ya da darbenin failleri gibi gösterilemez.
Şu anda dahi, gerektiğinde askeri bir müdahale yapılmasını isteyenler hiç de küçümsenmeyecek bir oran teşkil ediyorlar.
Metropoll Araştırma şu soruyu sormuş:
"Gerektiğinde asker yönetimi ele almalı mı?
"Evet almalı % 34; Hayır almamalı % 58.2, Fikri yok/cevapsız % 7.8.
İşin şaşırtıcı tarafı, AK Parti'ye oy verenler dahi, daha küçük oranlarda, askerin yönetimi ele almasını onaylıyor. Partilere göre dağılım şöyle:
AKP: Evet, gerektiğ
inde asker yönetimi ele almalı % 29.5; Hayır % 63.5 CHP: Evet % 40.9; Hayır % 55.2
MHP: Evet % 41.4; Hayır % 50.3
BDP: Evet % 22.2; Hayır % 69.8
Bu tablo karşısında savcılara da bir uyarıda bulunmak isterim: Askeri müdahalelere destek veren, ya da onlarla dirsek temasında bulunup, işbirliği yapan herkese, "Darbeci" ve "Ergenekoncu" desek, on binlerce kişiyi hapishanelere doldurmamız gerekecek.
O zaman daha seçici davranmak, kamuoyu vicdanını rencide eden uygulamalardan özenle kaçınmak gerekiyor.
Ergenekon'un kamuoyu desteği ne kadar?
Metropoll Araştırma, Ergenekon davası konusunda da halkın nabzını tutuyor. Sonuçlardan çıkarılacak dersler var.
"Ergenekon davasının adalete ve hakkaniyete uygun bir şekilde yürüdüğüne inanıyor musunuz?"
Evet inanıyorum % 31.9; Hayır inanmıyorum % 40.1; Fikrim yok/Cevap yok % 22
Bu oranların, partilere göre derlendirilmesi de, AK Parti tabanında dahi önemli sayılacak bir kesimin, davanın adalet ve hakkaniyete uygun yürüdüğüne inanmadığını gösteriyor.
AKP: İnanıyorum % 52.2; İnanmıyorum % 26.9
CHP: İnanıyorum % 9.1; İnanmıyorum % 79.4
MHP: İnanıyorum % 18.6; İnanmıyorum % 60
BDP: İnanıyorum % 30.2; İnanmıyorum % 50.8
Görüldüğü gibi, Ergenekon ve Balyoz davalarını önemseyenler dahi, adil yargılama hususunda şüpheye düşmüşler.
Kamuoyu araştırması, başka sorularla da takviye ediliyor.
"Ergenekon davası, 'Hükümetin muhalifleri sindirme operasyonudur' şeklindeki görüşe katılıyor musunuz?"
Katılıyorum % 29.4; Katılmıyorum % 50.1; Fikrim yok/Cevap yok % 20.5
"Ergenekon davası demokrasiyi güçlendirmek için bir fırsat mıdır?"
Evet % 28.2; Hayır % 52.3; Fikrim yok/Cevap yok % 19.5
Türkiye'nin geçmişle hesaplaştığı bir noktada, insanların kafalarının ne kadar karışık olduğu ortada.
Davanın kamuoyu nezdindeki desteğini kaybetmesinin bir sebebi, yürütülen yoğun propaganda faaliyeti olabilir. Ama bir diğer sebebini de, savcıların ve hâkimlerin özensiz tutumunda aramalıyız.
Ergenekon adayları
çok sayıda Ergenekon davası sanığı CHP'den aday adayı oldu: Tuncay Özkan, Sinan Aygün, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, İlhan Cihaner, Mustafa Özbek.
Metropoll Araştırma, bu konuda da kamuoyuna sormuş: "Bazı Ergenekon davası sanıklarının milletvekili adayı olarak gösterilmesini nasıl karşılıyorsunuz?"
Doğru buluyorum % 19.4; Yanlış buluyorum % 63.8; Fikri yok/ Cevap yok % 16.8
Ama partilere göre baktığınızda, CHP'nin, doğru ve yanlışlar arasında dengeli bir bölünme sergilediği görünüyor:
AKP: Doğru % 8; Yanlış % 79.3
CHP: Doğru % 41.5; Yanlış % 44.8
MHP: Doğru % 20.7; Yanlış % 64.1
BDP: Doğru % 17.5; Yanlış % 69.8
Ergenekon sanıklarını CHP şemsiyesi altına almak, belki bu partide oy kaybına sebebiyet vermeyebilir.
Ama, tarihe karşı bir sorumluluk oluşturacağı inkâr edilemeyecek bir gerçek. CHP, Ergenekon davasına çelme takanlar arasında gösterilecektir.
Tıpkı bir zamanlar 27 Mayıs'ın failleri arasında gösterildiği gibi. Tıpkı, Doğan Avcıoğlu ve İlhan Selçuk'un, 9 Mart cuntasıyla işbirliği yaptığının hâlâ hatırlanması gibi. Tarihin yapraklarına düşecek siyasi bir sorumluluk söz konusu.
|