|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Ağıt
09 Nisan 2012 Pazartesi, 10:39
Nagihan AKARSEL/Özgür Gündem
|
|
Bu hafta bir ağıt yakılıyordu Ankara’da. Öyle bir ağıt ki hüzün, hayal kırıklığı, güvensizlik, umut, acı birlik olmuştu adeta. En çok acı ve hayal kırıklığı vardı ama. Anlatıla anlatıla akıtılamayan, hâlâ kanayan yaralar vardı bu ağıtın içinde. Kanayan içe doğru akan, hesabı sorulamayan, dışa kendini atamayan acılar...
Türkiye’nin dört bir yanından gelmişlerdi. Kimi okuduğu kitaptan dolayı işkencelerden geçen oğlunun, kimi uğradığı tecavüzden dolayı hamile kalan ve o çocuğu doğurup başkalarına verdikten sonra ortadan kaybolan kadınların -kız kardeşlerinin-, kimi koyunlarını otlatırken alınıp götürülen çocuğunun, kimi kafasına çivi çakılarak öldürülen arkadaşının hesabını soruyordu. Kimi Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde tek tip elbise giymediğini vasiyet eden Necmettin Büyükkaya’nın -can yoldaşının- o tek tip elbiseyi giymediğini söylemek için oradaydı. Kimi de gözleri açık giden sevdiği için oradaydı.
Çocuğunun mezarını öğrenmeden bu dünyadan göçmeyeceğini söyleyen adeta hayatla inatlaşan 105 yaşındaki Berfo Ana’nın 32 yıldır kapanmayan kapısı gibiydi o yara. Çocuğunun mezarının nerede olduğunu öğrenmedikçe kapanmayacaktı Berfo Ana’nın gözleri. Bu dünyadan göçmeyecekti. Evet tıpkı Berfo Ana’nın kapanmayan kapısı, kapanmayan gözleri gibi o yarada kapanmıyordu. Hepsinin gözlerindeki o hüzün bunu anlatıyordu sanki.
“Eşim Enver Karagöz öldüğünde 3 defa gözlerini kapatmaya çalıştık. Ama kapanmadı. Enver gözleri açık gitti. Benim de, bizim de gözlerimiz açık gitmesin istiyorum. Bu nedenle buradayım. Onun için tek yumruk olalım” diyordu Işılay Karagöz. Yoldaşlarına sesleniyordu. Ama hayal kırıklığı yaşıyordu. Ankara Adliyesi’nin önünde duran binlerin iki ayrı platformdan yönlendirilmesi buldozer gibi toplumun üzerinden, toplumun vicdanı olan solun üzerinden geçen 12 Eylül darbesinin resmiydi adeta.
12 Eylül ile hesaplaşmak için orada olan ve adalet nöbeti tutan her 5 kişiden birinin elinde bir bayrak vardı. Renkleri farklı olan. Ama acıları ortaktı, kendilerini ait hissettikleri temsiliyetler farklı olsa da... “Darbeciler bizi ayırırken aramızda ayrım yapmadılar. Biz de onlara karşı birlikte olalım. Tek yumruk olalım” diye haykırıyordu Işılay Karagöz. Çığlık atıyordu adeta. Darbenin yarattığı en büyük yenilgi buydu. Ve darbecilerin her ne şekilde olursa olsun yargılandığı o gün bu fotoğraf gözlerinin içine içine batıyor, sözcükleri boğazında düğümleniyordu sanki. Mevlana’nın ağıtı dilime dolandı o an, “Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı, uçan kuş avlanacağını bilseydi, gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı, uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı”...
Evet belki de kendimizi ait hissettiğimiz yerlerdeydik. Bu gayet doğal bir durum elbette. Ama ‘Bu aidiyetin ölçüsünü belirleyen nedir?’ sahiden. Burada durup bir kez daha kendimizi sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Belki bu ölçünün bireysel yaşam anlayışları, Türkiye’de bulunan sorunlara farklı bakış açıları olduğunu söyleyeceğiz. Nitekim böylesi farklı yaklaşımlarda son derece doğal bir durumu ifade ediyor. Ancak acısı ortak olan ve bu acıları aynı ağıtta vücut bulan insanlar olarak birlik olmak o kadar zor değil. Birlik olmak için gerekçelerimiz daha fazla çünkü. Yıllardır sürgünde eşiyle birlikte mücadele eden, sonra onu son yolculuğuna uğurlayan Işılay Karagöz’ün çığlığı da bunun bir ifadesiydi aslında.
Sahiden de bu coğrafyanın acısı da, direnişi de, yargılama usulleri de, işkenceleri de nev-i şahsına münhasır. güçlü bir siyasal ve askeri geleneği sahip olan bir iklimin insanları olmakla bağlantılı bir durum belki de. Herşeyi siyasal bir ölçü ile değerlendirme anlayışının bir sonucu ya da. Bu çok uzun bir mesele aslında. Ancak acılarını güce dönüştürememiş bunun yerine bölünerek güç kaybetmiş bir sol geleneğin 12 Eylül davası sırasında yansıyan fotoğrafının bu davada devleti aklamak isteyenlerin işine yarayacağı da apaçık ortada. Onun için ‘Birlikten güç doğar’ sözünün önemsenmesi gerektiğine inanıyorum
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|