Gürsel Tekin’in, Ecevit’e saldırısına Kemal Bey,
Rahşan Hanım neden tepkisiz?!
CHP’nin 2 numarası “kara çarşaf açılım”cısı Gürsel Tekin, televizyon ekranına
çıkıyor (23 Mart 2011 Çarşamba), türbanlı milletvekili adayı konusunda
“Anayasal sorun var mı onu bilmiyorum” diyor, “Ancak Gürsel Tekin
olarak benim için hiçbir sakıncası yok” diye ekliyor. Bu kadarla kalmıyor…
Kamutay’a (Meclis’e) “türbanlı” bir adayın girmesi durumunda, Merve
Kavakçı’ya yapılan “muamele”yi yapmayacaklarını söylüyor!
“AKP bu
şansını deneyebilir, biz de zorluk çıkarmayız” tümcesini de!..
Merve Kavakçı’nın şahsında, Atatürk ve Atatürk Türkiyesi karşıtlarının
siyasi simgesi “türban”a karşı dik duruşuyla tarihe geçen rahmetli
Ecevit’e, “..türbanlı bir adayın girmesi durumunda, Merve Kavakçı’ya
yapılan muameleyi yapmayacaklarını…” dilendirerek, “saldırı”
niteliğinde “yergi”de bulunan CHP teşkilatının ve tabanının sevmediği
Gürsel Tekin’e… Her nedense… Kemal Bey ve Kemal Bey yönetimiyle flört
eden Rahşan Ecevit’ten, Ecevit çiftinin oğulları kadar sevip kolladıkları
Ankara Milletvekili CHP Bilişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Emrehan Halıcı’dan tepki gelmedi!..
Rahşan Hanım ve
Halıcı hala suspus oturuyorlar!
Başbakan gibi ağzından çıkanların ayırtında
olmayan Gürsel Tekin’e sözünü yalatmıyorlar!..
“Saldırı” mayalı “yergi”nin
ayırtında değiller mi?!
CHP kurultaylarında ve CHP mitinglerinde, Bülent Ecevit’ten övgü ile
söz eden Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu neden tepkisiz?!.
Neden,
içinde bir yığın çelişkiler bulunan ve yardımcısı Gürsel Tekin’i üstü kapalı
uyaran şu “İnsanlar başörtülü olabilirler, engel yok ki zaten.
Geçmişte
de vardı. MHP'den bir arkadaş başörtülüydü, İçtüzüğe uygun olarak geldi
Genel Kurul Salonu’na girerken başını açtı, kimse de bir şey söylemedi.
Yani dışarıda herkesin giyimi kuşamı özgürdür, ona kimse müdahale
edemez, ama ben de Meclis Genel Kurulu'na kravatsız giremem. Kadın
milletvekilleri pantolonla giremez. Belli kuralı vardır.
Devlet dediğin belli
kurallar bütünüdür. Biz de o kurallara saygı duyacağız, uyacağız.
Bir
kişinin dışarıda türban, başörtüsü takması, pantolon, manto giymesi çarşaf
giymesi bizim ilgi alanımızın dışında.
Ama devlet dediğimiz kurumun içinde
olacaksa, konulan kurallara hepimizin uyması gerekiyor” sözleri etti?!.
Neden, “TBMM Genel Kurulu’na, türbanla giriş olursa, aynen rahmetli
Bülent Ecevit gibi davranırız…” demedi, diyemedi?!
Neden, yardımcısı
Gürsel Tekin’e, CHP ahlakını, terbiyesini, ekinini anımsatmadı?!
Bülent Ecevit’in uzun yıllar koruma müdürlüğünü yanan İzmir bağımsız
Milletvekili Recai Birgün neden, Gürsel Tekin saldırısından rahmetli Bülent
Ecevit’i “koruyamadı”?!
Gürsel Tekin’e tek tepki DSP’den geldi. O da, “yazılı açıklama”
niteliğindeydi!
Ve… Basında hak ettiği yeri almadı! “Yazılı açıklama” ile
yetinilirse, almaması çok doğaldı!
Yazılı açıklamayı, DSP’nin İstanbul Milletvekili ve DSP Genel Başkan
Yardımcısı Ayşe Jale Ağırbaş yaptı.
Gürsel Tekin’in adını anmaktan “kaçınan” ya da “çekinen” Ağırbaş, “12
Haziran seçimlerine iki buçuk ay gibi kısa bir süre kala bazı partilerin, bir
takım çevrelere şirin gözükme gayreti içerisinde ilkelerini çiğnedikleri,
yenileştiklerini yazılı ve görsel basına verdikleri amacını aşan aykırı
beyanatlarla kanıtlamaya çalıştıkları bir süreç yaşanmaktadır.
Kamuoyunun tedirginlik ve dikkatle izlediği bu gelişmeler bazı konularda
yanlış ve saptırıcı bilgi kirliliğine sebep olmakta, bazı hususlar özellikle
halkın gözünden kaçırılmak istenmektedir” dedi, şöyle sürdürdü:
“12 Haziran seçimlerinde gündeme getirilmeye çalışılan konuların
başında, başörtülü milletvekili adayı gösterilmesi gelmektedir. Bu konuda,
partilerinde yetkili konumda bulunan bazı kişilerin ‘Meclis’e başörtülü
bir adayın girmesi durumunda Merve Kavakçı’ya yapılan muameleyi
yapmayacaklarını’ ifade ederek zamanın Başbakanı Sayın Bülent Ecevit’i
eleştiren açıklamalarını hayretle ve şaşkınlıkla karşılamaktayız.
DSP
olarak bu açıklamayı şiddetle kınıyoruz.
Merve Kavakçı’ya gösterilen
tepkinin sebebi başörtülü olması değil, Kavakçı kullanılarak Türkiye
Cumhuriyeti’ne meydan okunmak istenmesiydi.
Bunu zamanın tanıkları
açıkça ifade etmelerine rağmen hala bazı partilerin yetkililerinin din
istismarı yapması, ‘laiklik, irtica önemli değil’ diyerek yenilenmiş
olduklarını ispatlamaya çalışmasını doğru bulmuyoruz.
Biz Demokratik
Sol Parti olarak hala Bülent Ecevit’in dik duruşunun arkasındayız.
Biz
devlete meydan okumaya çalışanlara, çeşitli çevrelere şirin gözükme
gayretindeki çözüm içermeyen popülist politikalara ve inançların siyasete
karıştırılmasına karşıyız.
DSP ulusal duyarlılıklar kadar dinsel duyarlılıklara
da önem veren, Atatürk’ün yolunda bir partidir.
Laikliğin Türkiye’deki en
büyük güvencesi olan DSP inançları sömüren değil, inançlara saygılı laikliği
esas alan Ecevit çizgisini sürdürmeye kararlıdır.”
İnandırıcı değil!.. Ama… “Hadi bakalım… Yapın, görelim… ” diyelim.
….
Kamutay’a, “türbanlı bir adayın girmesi durumunda, Merve Kavakçı’ya
yapılan muameleyi yapmayacaklarını” söyledikten sonra, “AKP bu şansını
deneyebilir, biz de zorluk çıkarmayız” diyen Gürsel Tekin’e, en başta
Kemal Bey ve öteki yönetici arkadaşları neden, “Gürsel Tekin… Parti
yönetim organlarının üstünde değilsin.
Parti yönetim organları adına karar
veremez, konuşamazsın.
Kendine gel…” içeriğinde çıkışta bulunmadılar,
bulunmuyorlar?!. Gürsel Tekin o denli mi güçlü?! Hadi canım!..
CHP’de
güçlü olmayanın, CHP dışı güçlerden güç almasını kim takar?.. CHP tabanı
hiç takmaz…
|