Bölge organ mafyası bölgesi yapılacak

04 Haziran 2012 Pazartesi, 07:44

Halk sağlığını ticarileştiren hükümet şimdi de organ mafyasını Kürt coğrafyasına yerleştiriyor. Açık arttırımayla insan organlarını satılığa çıkaracak olan “Serbest Sağlık Bölgesi”nin Amed’de kurulması planlanıyor. SES ise emek örgütlerini, halkı ve yerel yönetimleri uyardı: “Bu bir organ mafyasıdır.”



Organ mafyasının hedefi Amed

Sağlığı bir meta olarak serbest piyasaya teslim eden AKP rejimi şimdi de insan ticaretine başlıyor. Antalya’dan sonra Amed’te (Diyarbakır) Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında kurulmak istenen, hukuki ve idari yasal denetime tabi olmayan “Serbest Sağlık Bölgesi”yle, sağlığın metalaştırılacığına ve insanların köleleştirileceğine dikkat çeken SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, “Organ mafyasının rahatlıkla cirit atacağı” bu projeye Amed halkının, sendika ve meslek örgütlerinin, yerel yönetimlerin buna karşı ortak bir tavır geliştirip, mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

İstihdam koca bir yalan

Organ satışını meşrulaştırmak için istihdam söyleminin kullanıldığını ifade eden Erdolu, “Genellikle burada kayıt dışı çalışmadan tutun, kayıt içi olsa bile taşeron sisteminin ötesine geçmeyecek bir çalışma sistemi şeklinde yürütülecek bir bölgedir. Güvencesiz istihdamın had safhaya çıkacağı, büyük ölçüde emek iş gücü maliyetinin düşürülmesine dayanan, reel ücretlerin sömürüden büyük pay aldığı, ücretlerin düşük olduğu sistemle karşı karşıya kalacağız. Bunun Diyarbakır’ın gelişmesine katkı sağlamasının ötesinde, halkın buradan hizmet alamaması, halkın şu an da karşı karşıya kaldığı sağlığı değerlendirmeye ilişkin uluslar arası bilimsel kriterlere göre bebek ölüm hızında, anne ölüm oranındaki yüksek oranların ortadan kalkmasına yönelik önlem alacak bir uygulama değil. İkincisi orada istihdamı artırmak adına yapıldığı ifade edilse de bu şekilde artması bir yana sömürünün artmasına dönük bir uygulamadır. Böyle bir şeyin mutlaka ve mutlaka sağlığı ticarileştiren, sağlık hizmeti veren sağlık emekçilerinin güvencesinin ortadan kalktığı, kayıt dışı çalışmanın artacağı hakim olacağı bir sistem. Sağlık serbest bölgeleri sağlığı tamamen meta, ticari mal alınıp satılması gibi bir sürece evrilir. Özellikle emek örgütleri, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, halkın bütününün o istihdamı artıracağı, sağlık teknolojisinin artacağı kandırmacasına inanmadan mücadele etmesi gerekiyor. Burada hedeflenen Suriye, Irak, Lübnan, İran, hatta daha kuzeye gidecek olursak Ermenistan ve Gürcistan’ın hastalarının büyük ölçüde oraya çekilmesi ve tedavi edilmesidir. Yöre halkına hizmet verecek bir durum değil. Sağlık emekçileri açısından da öncelikli olarak yatırımı yapan sermayenin kendi seçeceği çalışanlar olacağını söylemeliyiz. İster içerde ister dışarıda sağlansın, kesinlikle kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırılacaktır” dedi.

İnsanlar denek olacak

Serbest sağlık bölgelerinin idari ve hukuki açıdan yasaya tabi olmadığının altını çizen Erdolu, projenin esas amacını şu sözlerle açıkladı: “Bu durum, oradaki insanların bedeninin denek olarak kullanılmasına ve bunun kontrolünün ortadan kalkmasına neden olabileceği anlamını taşır. Organ mafyasının rahatlıkla cirit atacağı, çok geri kuşakların teknolojisinin yeniymiş gibi pazarlanacağı, büyük ölçüde ilaç ve tıbbi teknolojinin kâr alanı haline getireceği, insan vücudunun da meta olarak kullanılacağı bölgeler olarak algılanması gerekir. En önemli özelliği ülkenin yasalarına tabi değil. Hukuk ve idari yasaya tabi değil. Buraların tanımı şöyle; ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla birlikte gümrük hattı dışında sayılan, ülkece geçerli mali, ticari ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler. Bu şekilde tanımlanan yerin gümrük muafiyeti var. İdari ve hukuk kuralları geçerli değil. Vergiden muaf. Ayrıca alabildiğine teşvik verilen yerler. Tamamen ticaretle alakalı yerler olarak tanımlanıyor. Bunu sağlığa uyarlamaya çalışıyorlar. Sağlık ticarettir diyorlar”

Belediye oyuna gelmemeli

Yerel yönetimlerin ise sağlık gibi temel hak olan bir konuda ticarileştirmenin ortağı, bu uygulamanın yer alacağı platformun ortağı olmaması temenni eden Erdolu, “Diyarbakır’da kurulması tasarlanıyor. Çalışma başladı. Büyük ölçüde bununla ilgili bir yer belirleme çalışması yapılıyor. Bir yerde meskun mahal oluşturacaksanız oranın yerel yönetimleri altyapı hizmetlerini götürür. Belediyenin çalışmaya katılması konusunda böyle bir durum yatar. Wan depremi gibi önemli bir konuda belediye ile ilişki kurmayan merkezi yönetim, ‘sağlık serbest bölgesi’ konusunda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile ilişki geliştirip onunla ortaklık kurmaya çalışmasının ardında bir art niyet olduğunu ve soru işareti koymak gerekir diye düşünüyoruz” diye konuştu

Kaynak : İbrahim AÇIKYER /Özgür Gündem