İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

12 Eylül'ü önce çoğumuz alkışladık, sonra pişman olduk...

12 Eylül'ü önce çoğumuz alkışladık, sonra pişman olduk...

04 Nisan 2012 Çarşamba, 10:03

Mehmet Ali BİRAND /POSTA

Hiç birbirimizi aldatmayalım. 12 Eylül müdahalesi olduğu gün, bu ülkenin önemli kesimi derin bir “Ohh” çekmişti. Üstümüzden kara bir bulut kalkmıştı. Ancak sonradan baktık ki, darbenin hiç de iyisi olmazmış… Meğer asker, bize “Ohh” dedirtmek için darbe öncesi parmağını kıpırdatmamış…


12 Eylül 1980 gününü çok iyi hatırlıyorum.

“ Nihayet kardeşim, nihayet akan kanı durdurdular…” hissi hakimdi.

1977-80 dönemini hatırlayanlarımız hala ayakta.

Müthiş bir ekonomik kriz, hiçbir şeyin bulunmadığı kapkaranlık bir dönem.

Gündüz işe gidenlerin ne zaman döneceklerinin, hatta dönüp dönmeyeceklerinin bilinemediği bir korku ülkesinde yaşıyorduk. Hergün müthiş cinayetler işleniyordu. Biri sağdan, diğeri soldan…Yetmiyor, grup halinde baskınlar ve toplu katliamlar…. Kurtarılmış bölgeler.

1 Mayıs 1977 olayları.

1978 Sivas olayları.

1978 Kahramanmaraş olayları…

1979’ da Abdi İpekçi’ nin öldürülmesi.

Türkiye’nin en karışık, en tehlikeli yıllarıydı.

Bütün bunlardan sonra, derin bir “Ohhh” çekenlerin sayısı da giderek arttı ve 12 Eylül günü darbe alkışlarla karşılandı. Darbeye karşı çıkanlar dinlenmedi, itiraz edenler gözardı edildiler.

O günlerde kimseler, “Asker neden daha önce müdahale etmedi, neden bekledi?” diye sorgulamadı. Sonradan, 12 Eylül 04.00 kitabını yazarken Bedrettin paşadan öğrenmiştim, kamuoyunun daha da iyi hazırlanması için darbe Mayıs ayından Eylül ayına ertelenmişti.

Hele darbenin kısa süren balayı döneminden hemen sonra başlayan işkenceler, idamlar ve ülkeye giydirilen çelikten yelek, o ilk havayı dağıtıverdi. Baskın Oran’ ın verdiği şu örnek 12 Eylül kafasını anlatmaya yeter. Askeri Yargıtay’ın işkenceye nasıl hak verdiğinin kararı:

“…Bir an için işkence yapıldığı kabul edilse bile, işkence sanıktan doğru cevap almak için yapılmaktadır. Eğer doğru olmayan uydurma cevaplar verilirse, işkencenin gayesi doğru cevap almak olduğuna göre, işkence daha da artacaktır. O halde bu durumun sanıklarca da bilinmesi tabii olduğuna göre, bu önermenin mantıklı sonucu, işkenceye maruz kalanın doğru cevap vermesidir…”

Böyle bir mantığı düşünebiliyor musunuz ?

TEK SORUMLU ASKER DEĞİL…

12 Eylül darbesinde bu ülkenin çoğunluğunun da sorumluluğu vardır.

- Dönemin iki lideri Demirel ve Ecevit, gereken sağduyuyu ve politik öngörüyü gösteremediler. Askerin gelişini engelleyecek adımları atmadılar veya atamadılar.
- İşadamları darbe için ellerinden geleni yaptılar. Önemli bölümü hala yaşıyor, sorulabilir.
- Sandıkta kazanamayan politikacılar bütün güçleriyle askere destek vermişlerdir.
- Medya deseniz aynı. “Hadi ne bekliyorsunuz?” başlıklı yazıları ve haberleri unutmak imkansızdır.
- Emekli asker-polis-yargı lobisi elinden geleni ardına koymamıştır.
- Başta ABD ve Avrupa olmak üzere, batı dünyası adeta darbeyi körüklemiştir.

Şimdi bütün bunlara bakıp “ Canım, aradan o kadar zaman geçti. Zaten böyle bir darbe gerekiyordu ” denemez. Eğer Türkiye geçmişe bir sünger çekecekse, 12 Eylül ve 28 Şubat müdahaleleriyle hesaplaşmalıdır. Bunlar sembol davalardır.

Herkes şunu bilmelidir ki, darbe yapan eninde sonunda hesabını verecektir.

12 Eylül davası, bu ülkede yepyeni beyaz bir sayfa açmalıdır.

KILIÇ’I DİNLEYİN…

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, şimdiye kadar hiçbir başkanın göstermediği veya gösterme cesaretinde bulunamadığı bir noktaya dikkat çekti. Hepimizin konuştuğu, hepimizin tartıştığı ve kamuoyu vicdanını rahatsız eden gelişmeye değindi.

Bugün kamuoyundaki genel izlenim -doğrudur veya yanlıştır- siyasi iktidarın yargıyı yönlendirdiği ve hukuk uygulamalarını kendi politikaları için kullandığı şeklindedir.

Dün, yargı siyaseti kuşatmıştı.

Hukuk değil, asker gibi, laik sistemi koruma ve kollama görevini üstlenmişti.

Şimdi ise tam tersi yaşanıyor. Yargımız son derece hoyratça davranıyor; uygulamalarıyla vicdanları zedeliyor.

Kılıç’ı herhalde, Ak Parti düşmanı olarak niteleyemeyiz. Tam aksine, kapatma davasındaki son derece kritik oyuyla, bu partinin ayakta kalmasını sağlamış ve ülkeyi de büyük bir kaostan korumuş bir insandır.

Bu çıkışına burun kıvırmak ve art niyet aramak yerine, siyasi iktidarın bir an için durup
“Acaba Kılıç’ın dediklerindeki sakıncaları nasıl gideririz” demesi gerekir.

Kılıç, tarihi bir görev yapmıştır.

ŞAHANE BİR İNSANI KAYBETTİK…

Şimdi geriye dönüp bakıyorum da, geçmişini böylesine hoyratça harcayan, yerden yere vuran başka bir toplum var mıdır, diye düşünüyorum.

Neslişah Sultan ile ilk defa Kuşadası Kısmet Otel’de karşılaşmıştım. Yaz aylarında Hümeyra Özbaş’ı ziyarete gelirlerdi.

Bazı insanlar vardır; duruşlarıyla, bakışlarıyla, konuşmalarıyla, bilgileriyle sizde derin bir saygı uyandırır. Neslişah Sultan işte o insanlardan biriydi. Son derece ölçülü, son derece kibar ve ince bir güzelliğe sahipti. Masasına davet edilip sohbetine dahil olmak, adeta bir tarih dersi almakla eşitti.

Neslişah Sultan benim için Osmanlıların sembolüydü. Son Osmanlı olarak da aramızdan ayrılıp gitti.

Gençlik dönemimizde Osmanlı’ yı sevmek çok kötü birşeydi.

Cumhuriyet yeni kurulmuş, eski imparatorluk inkar ediliyordu. Keşke bu süreç daha kısa sürseydi de, bizler de bu insanlarımızın keyfine varabilseydik.

Gurur duyacağımız, şahane bir insanı kaybettik

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız