Başbakan Erdoğan, son dönemlerde Türkiye’nin bütün önemli meselelerinde izlediği formül basit. Ayrışmayı artıracak sinir uçlarıyla oynayarak, toplumu karpuz gibi ikiye ayıran bir siyaset oyunu oynamak.
AK Parti ve Başbakan Erdoğan, son dönemlerde Türkiye’nin bütün önemli meselelerinde çözümsüzlüğe saplanmış durumda. Kürt sorununda barışçı çözümü başaramamanın maliyetinin yüksek olacağı zaten biliniyordu. Bugün bu yüksek maliyetin sonuçları kendini bariz şekilde gösteriyor. Çözümsüzlük, başka bir sürü alandaki reformları engelliyor; Türkiye’de değişimi belli bir noktaya taşıyan AK Parti, türlü kaygılarla demokratikleşme adımlarını atmaktan kaçındığı için, fena halde batağa saplanıyor.
Artık iyice net bir şekilde görünen o ki, Başbakan Erdoğan, bu tıkanmışlığın oy kaybına neden olmaması için çareyi, ülkeyi gerecek, var olan kutuplaşmayı keskinleştirecek tartışmalar yaratmakta buluyor. Siyasi çözüm zemininde sağlayamadığı başarıyı, ülkenin sosyolojik ve kültürel gerçekliğini suiistimal ve ajite ederek devşireceği kitle desteğiyle sağlamayı umuyor.
Formül basit. Kürt sorununda, laik-muhafazakâr kutuplaşmasında, dış politikada, kültürel meselelerde, ayrışmayı artıracak sinir uçlarıyla oynayarak, toplumu karpuz gibi ikiye ayıran bir siyaset oyunu oynamak. Bunu yaparken, sosyal, kültürel ve tarihsel nedenlerle, karpuzun iri parçasını kendi saflarında tutarak, gücünü tahkim etmek. Böylece seçim başarılarını garantiye almak. Son zamanlardaki bir sürü tartışmada, bu taktiğin etkisi, üzeri örtülemeyecek kadar belirgin.
Erdoğan, belki şimdilerde gündemin tek belirleyicisi olmakla, geniş halk kesimlerinin nabzını tutmakla övünüyor. Ama onun ve partisinin yararına görünen bu taktik, şüphesiz ki ülkenin ve bu toplumun zararına. Çünkü bu yolun herhangi bir derde deva olması bir yana, sorunların arttırması, daha da kangrenleştirmesi kaçınılmaz.
Gündemi belirleme ve polemik merakı, bir çözüm üretme sanatı olan siyaseti dışlarken, ülkede gerilim artıyor. Bu tablo, karanlık bir geleceğin habercisi. Çıkmazdan çıkış yolu ise, her zaman olduğu gibi tek: Demokrasi, daha fazla demokrasi.
|