MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, oy vererek AK Parti'yi tek başına iktidara getiren ve AK Parti'ye gönül vermiş vatandaşlara seslenmek istediğini belirterek, ''AKP'nin gidişatı gidişat değil, bunun durması lazım. Bunu durdurmak, iktidara getirenler olarak sizin birinci göreviniz olmalı. Sizinle beraber bu millet bunu durdurmalı'' dedi.
Diğer Haberler
Erdoğan'a nükleer koruma
'Çarıklı'nın kızı siyasete d...
Avusturya'dan 2. altın madal...
''AKP'nin gidişatı gidişat d...
1 milyon kayıp seçmen aranıy...
UŞAK - Bahçeli, Uşak'ta partisinin yeni hizmet binasının açılışında, AK Parti'nin 8 yılı aşkın süredir iktidarda olduğunu ve yaklaşık 3 bin gündür Türkiye'yi idare ettiğini hatırlatarak, 12 Haziranda yapılacak seçimlerin milletin kaderini belirleyecek bir karar anı olacağını ifade etti.
12 Haziran seçimlerinin iç ve dış tehditler altında, devletin üniter yapısı, toprak bütünlüğü, birlikte yaşama arzusunun tahribat gördüğü bir ortamda yapılacağını savunan Bahçeli, seçimlerin milletin, devletin geleceğinin belirleneceği seçimler olacağını kaydetti.
Bahçeli, iktidarın yıprandığını, yorulduğunu, tükendiğini savunarak, ''Üçüncü dönem iktidar olma arzusundaki AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ın verebileceği bir şey kalmamıştır. Eğer üçüncü dönem iktidar arzusunda ısrarlı bir şekilde bulunuyorlarsa, bu onların yargıdan ve yüce divandan kendilerini korumak içindir. 12 Haziran seçimleri Türkiye için bir dönüm noktası olacaktır'' dedi.
Kamuoyu araştırma kuruluşlarının yanlı hareket ettiğini, kamuoyunu yönlendiren kuruluşlar haline geldiğini ileri süren Bahçeli, araştırma şirketlerinin dahi Türkiye'nin en büyük meselesini işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, etnik bölücülük ve terör olarak belirlediğini, bu sorunların çözüm tarihinin de 12 Haziran seçimleri olduğunu dile getirdi.
Bahçeli, ekonomik sorunların çözülebileceğini, eksikliklerin tamamlanabileceğini, ancak Türkiye'nin önündeki en büyük sorunun toprak bütünlüğü olduğunun altını çizerek, şöyle dedi:
''Bir konu vardır ki; nesilleri sallar. O da toprak bütünlüğünün bozulması, parçalanması, birlik ve dirliğin bozulması, bin yıllık kardeşliğin bir çatışmaya dönüşmesi ve Türkiye'nin bölünme eşiğine getirilmesi halidir. Bugün Türkiye'de bu konu bir sorun haline gelmiştir. Türkiye'nin en önemli sorunu bize göre budur. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk gibi konular da çok önemlidir. Bu ülke bin yıllık kardeşliği bir iç savaşa dönüştürürse o tehlikelidir. Türkiye üzerinde oynanmış oyunlar hayata geçirilirse Türkiye'nin bunu toparlaması yıllar, nesiller alır. Hangi partiden olursak olalım buraya dikkat etmek lazım. Türkiye doğulusu batılısı, kuzeylisi güneylisi ile bu ülkede yaşayan bütün insanlarımız Türk milleti üst kimliği etrafında bütünleşmiş insanlardır. Milletimizin öz evladıdır. Hiçbirini birbirinden ayırt edemeyiz. Hepsi Allah'ın kutsal emanetidir.
Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana böyle hareket edildiği için birçok kaynaşmalar oluşmuştur. İş hayatında beraberlikler olmuştur. Çalışma düzeninde yan yana, omuz omuza bulunulmuştur. 4 milyonu aşkın damat veya gelin olarak Kürt veya Türk kökenli kardeşlerimiz yuvalar kurmuşlardır. Bu yuvaların 4-5 çocuğu vardır. Bir iç çatışma olduğu zaman, bir ayrışma bölünme olduğu zaman bu yavrulardan eser kalmaz. Hangisine Kürt, hangisine Türk diyeceksiniz. Bu bir yıkımdır, bu bir bölünmenin işaretidir.''
BDP'NİN ''SİVİL İTAATSİZLİK'' EYLEMİ
Türkiye'de bölünme ve ayrılmanın yavaş yavaş başladığını, bu görüntünün AK Parti iktidarında gittikçe yaygınlaştığını bildiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''1 Ağustos 2009 birlik, dirlik ve kardeşliğin kara günüdür. 1 Ağustos 2009'da dönemin İçişleri Bakanını her gün televizyonlarda, takip ettiniz. Bölücüleri teşvik eden sözde yazar ve aydınlarla biraraya gelip demokratik açılım zırvası ile Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getiren bir yıkım projesini getirdiler. Bugün de görüyorsunuz Yüksekova'da Şemdinli'de Hakkari'de neler oluyor. Sivil itaatsizlik adı altında polis kardeşlerimize nasıl saldırı oluyor. Biri kalkıyor tokatlıyor, biri tekmeliyor, biri polis panzerine çıkıyor. Yüksekova'da ayaklanma provasında polis kardeşlerimiz linç ediliyor ve kardeşimiz hastaneye zor yetiştiriliyor. Buradan sesleniyorum: Mehmetçik, emniyet mensubu kardeşim, çaresiz ve yalnız değilsin. Bir gün gerçek devletin eli onlara nasıl balyoz gibi inecektir görülecektir. Onun için herkes aklını başına alsın. Birlikte birarada yaşayabilmenin çabası ile demokrasi, istikrar içinde, huzur ve barış içinde kardeşçe yaşayabilecek bir yolu bulmak durumundayız.''
''12 HAZİRAN TÜRKİYE'NİN KURTULUŞ GÜNÜ OLACAKTIR''
Bahçeli, bütün bunların darbelerle, ara iktidarlarla değil, milli iradeyle, demokrasi içinde aranması gerektiğini, bu arayış gününün de 12 Haziran olduğunu ifade etti.
12 Haziranın Türkiye'nin kurtuluş günü olacağını dile getiren Bahçeli, oy vererek AK Parti'yi tek başına iktidara getiren ve AK Parti'ye gönül vermiş vatandaşlara seslenmek istediğini belirterek, ''AKP'nin gidişatı gidişat değil, bunun durması lazım. Bunu durdurmak, iktidara getirenler olarak sizin birinci göreviniz olmalı. Sizinle beraber bu millet bunu durdurmalı. Ortadoğu'da padişah sultan, İstanbul'da milyarder olarak Türkiye'yi kandıran bir grup haline gelmişlerdir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan hangi yandaş televizyonlarda hangi yalanlarla uyutmaya çalışırsa çalışsın gidişi yakındır, mutlaka gitmelidir'' diye konuştu.
Bahçeli, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk sorunlarının arttığını, ancak iktidarın vatandaşa ''şaşı baktığı'' için bunları göremediğini söyleyerek, iktidar değişikliğine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Gazeteci Ahmet Şık'ın kitabının toplatılmasına da değinen Bahçeli, ''Yayımlanmamış kitabın mahkemede hesabını sor diye mi getirdi seni bu millet? O zaman hep beraber diyebilir miyiz seni millet getirdi; doğru, seni yine millet götürecek'' dedi.
Bahçeli, iktidarın ''tahribatını'' ortadan kaldıracak bir toparlanmanın ancak MHP iktidarında olabileceğini savunarak, milletin nohut, fasulye, şeker, makarna, kömür ile halkı aldatarak iktidara gelenlere mahkum olmadığını, kaldı ki bütün bunların milletin hakkı olduğunu, çünkü milletin vergisiyle alındığını söyledi.
''BUNLARIN BİRAZ DİNLENMESİ, NADASA ÇEKİLMESİ LAZIM''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın konuşmalarında sık sık Türkiye'deki 36 etnik gruptan bahsettiğini belirterek, ''Birileri bunlara 'Türkiye'yi 36'ya böl' demiş galiba, o da tekrarlıyor'' dedi.
Devlet Bahçeli, Uşak'ın Sivaslı ilçesini ziyaretinde halka hitap etti, Banaz ilçesinde partililere seslendi.
Türkiye'de 12 Haziranda yapılacak milletvekili seçimlerinin 21. yüzyılı kucaklayacak, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümünü hazırlayacak kadroların seçileceği seçim olacağını ifade eden Bahçeli, MHP'nin bu bilinçle çok önceden çalışmaya başladığını, 28 Ocakta Türkiye'nin geleceğini yorumlayan seçim beyannamesiyle milletin huzuruna çıktığını söyledi.
AK Parti'nin Milli Görüş'teki siyasi yapılanmadan memnun olmadığı için ayrılan 42 kişi tarafından kurulduğunu, 1,5 yıl içerisinde de tek başına iktidar olduğunu hatırlatan Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:
''Burada keramet varsa yıllardır beraber oldukları partinin çok önceden tek başına iktidar olması lazımdır. Olmadığına göre, birileri bunları himaye etti. İç ve dış odaklarla şekillendirerek koalisyonlarla yönetilmiş, krizler yaşanmış dönemde, Türk milletinin tek başına iktidar arayışının çıkış yolu olarak AKP üstün başarı sağlamıştır. Ancak AKP bu başarıyı hazmedememiştir. Allah'ın teveccühünü anlamakta zorlanmıştır. İktidarla birlikte gerilim stratejisine dayalı, çatışmayı öngören, ülkenin cephelere ve kamplaşmaya ayrılması anlayışıyla ülkeyi yönetmeye çalışmışlardır.
Tek başına iktidara rağmen, partinin oluşumunda değerli şahsiyetlerin yardımına rağmen inananlar inanmayanlar, laikler anti laikler, ilericiler gericiler gibi bir kamplaşmayı, kutuplaşmayı öngören siyasi söylemle gerilim stratejili çatışmayı yeğleyen bir siyaseti takip ederek, ekonomiyi 'sat-kurtulcu', milli ve hassasiyet gerektiren konuları 'ver-kurtulcu', zaman zaman bazı çıkar çatışmalarını 'kazan-kazan' sloganı ile şekillendiren, genellikle ABD'nin politika çizgisini takip eden bir anlayışla bugünlere kadar gelinmiş oldu.
Siyasetine ayrımcılık veya kamplaşma o kadar nüfus etmiş ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ortada fol yokken yumurta yokken durduğu yerden 36 tane etnik gruptan bahsediyor, sürekli bunu tekrarlıyor. Birlikte ve bir arada yaşanan ve kardeşçe geleceği kucaklamak dururken bu 36 etnik unsuru gece gündüz tekrarlamanın ne anlamı olacaktır diye düşünmeye başladım. Tamamını da sayamıyor, saymak da istemiyor. Birileri buna 'Türkiye'yi 36'ya böl' demiş galiba o da tekrarlıyor.''
''NADASA ÇEKİLMELERİ LAZIM''
AK Parti iktidarı ile ''yolsuzluklarla servetine servet katanların oluştuğunu'' ileri süren Bahçeli, ihaleler, özelleştirmeler ve ''iktidar yandaşlığıyla'', hanedan çocuklarının türediğini dile getirerek, ''Öte yandan askerden dönmüş, 'iş iş' diye bağıran binlerce genç var. Bunları sürekli söyleyerek konuları istismar etmek istemiyorum, bunlara çözüm lazım'' dedi.
Bahçeli, komşu ülkelerde baskı rejimleri ortadan kalkarken, Türkiye'de baskı rejimleri heveslenmesinin olduğunu iddia ederek, ''Önüne geleni azarlıyor, arkasındakini kovuyor, bir kibir, bir gurur, nerede ne konuşacağını bilmiyor. Böyle bir yönetimle, böyle bir kişi ile ülke yönetimi mümkün değil. Onun için bunların biraz dinlenmesi, nadasa çekilmesi lazım'' diye konuştu.
Üç dönem için göreve talip olacaklarını, Türkiye'nin temel sorunlarına çözüm getirecek, ülkeyi toparlayacak sosyal politikalar hazırlayacaklarını belirten Bahçeli, ekonomi politikalarla da istihdamı en üst seviyeye çıkaracaklarını söyledi.
Devlet Bahçeli, ''Hilal Kart'' uygulamasıyla muhtaçların yanında olacaklarını ve sosyal barışı sağlayacaklarını sözlerine ekledi.
|