Değerli meslektaşım Rıza Ertekin, cumartesi günü gerçekleşen etkinlikle ilgili Yeni Eksen’de harika bir haber - yorum yazmış. O yazıyı çok minik değişikliklerle sizinle paylaşmak istiyorum.
Nilüfer Belediyesi’nin ilçeye kazandırdığı 3. kütüphane, Gazeteci Yüksel Baysal’ın bağışladığı eserlerden oluşan bilgi yuvası törenle hizmete girdi… Böylece mini bir örgüt(!) de amacına ulaşmış, görevini tamamlamış oldu. Nasıl mı? Okuyacaksınız artık!
12 Eylül 1980 darbesinin ardından bu memlekette yaşananları kimse unutmadı…
O zihniyetin en önemli icraatı olan Anayasa hala yürürlükte çünkü…
Ancak o tarihten bugüne kalan en canlı etki ise hala Türkiye’deki evlerin kıyısına köşesine saklanmış kitaplar bulunduğunda hissediliyor. Bu ülkedeki insanların yarısına yakın bölümü ‘kitap yakılması’nın ne demek olduğunu hala unutmuş değil.
MİNİ BİR ÖRGÜT…
Bu haberin konusu da o tarihlerde polis-asker kontrolünden korkup yüzlerce kitabı bir evin bahçesine gömen bir ‘mini örgüt’ün (!) bugün kazandığı bir zaferle ilgili… Gazeteci Yüksel Baysal, kızkardeşi Cemile Baysal ve anneleri Münevver Baysal… İşte bu üç isim, ana, oğul ve kızından oluşan mini örgütün çalışması sayesinde, bugün Üçevler’de Nilüfer Belediyesi tarafından açılan kütüphanenin temelleri atıldı…
Bursa basınının ‘sivri kalemi’ Yeni Dönem Gazetesi Yazarı Yüksel Baysal’ın bağışladığı kitaplar ve üzerine eklenenlerden oluşan bir hazine, Mustafa Bozbey başkanlığındaki Nilüfer Belediyesi tarafından 1 yıla yayılan bir çalışmanın sonunda kütüphaneye dönüştürülerek binlerce insanın kullanımına açıldı.
Nilüfer Belediyesi’nin Yılmaz Akkılıç ve Demirci kütüphanelerinin ardından ilçeye kazandırdığı 3. Kütüphanenin açılışı için tören de düzenlendi. O törenin en mutlu isimleri işte bu mini örgütün militanlarıydı kuşkusuz…
Törende konuşan ve kitaplarını bağışladığı ve böyle bir kütüphanenin açılmasını sağladığı için mutluluğunu gizleyemeyen Yüksel Baysal’ın söyledikleri, hem düşündürücü hem de darbe döneminde ülkedeki binlerce insanın kitap saklamak için yaşadığı sıkıntıyı hatırlatması bakımından hüzün vericiydi:
“İktidarların genellikle kitapla arası iyi değildir. Hitler Almanya’sında olduğu gibi bizim tarihimizde de kitapların yakıldığı dönemler vardır. Hala basılmamış kitaplar yüzünden insanlar hapis yatıyor. Benim kitaplarım nedeniyle acaba polis beni alacak mı diye korktuğum zamanlar oldu. 12 Mart döneminde kitapları toprağa gömmüştük. Dilerim bundan sonra toprağa gömmediğimiz kitaplarımız olsun, kitaplardan korkulmayan bir ülke diliyorum…”
TÖRENE KATILANLAR…
AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın, CHP İl Başkanı Gürhan Akdoğan, HAS Parti İl Başkanı Ali Mollasalih, eski Belediye Başkanlarından Mustafa Eroğlu ve Yüksel Baysal’ın mesleği gereği temasta olduğu her siyasi görüştün isimler... Mahalleli ve bir an önce içeri girip bilgisayarları ve kitapları karıştırmak isteyen onlarca çocuk.
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey konuştu Baysal’ın ardından. Bozbey, kitabın, insanoğlunun tarih boyunca edindiği bütün bilgi birikimini ve kültürünü geleceğe taşıyan en değerli araç olduğunu söyledi. Sonra da, “Kütüphanelerimiz ise binlerce yıllık insanlık tarihine ve yaşamın her alanında bizlere ışık tutan gerçek birer bilgi hazinesidir. Biz çocuk ve gençlere okuma alışkanlığı kazandıracak çalışmalar yürütüyor ve bunun sonuçlarını alıyoruz. Açıldığı 2007 yılında 2 bin kişinin ziyaret ettiği Akkılıç Kütüphanesi 2011 yılında ziyaretçi sayısını 40 bine çıkarmayı başardı. Geçen yıl açılan çocuk kütüphanemizden ise bir yılda 6710 çocuk yararlandı” dedi.
HAZİNEDE NELER VAR?
İç tasarımı Mimar Ali Take tarafından yapılan Üçevler Kütüphanesi’nin koleksiyonunda; başta gazeteci Yüksel Baysal'ın kitaplığı olmak üzere, başvuru kaynakları, felsefe, psikoloji, toplum bilimleri, din bilimleri, uygulamalı bilimler, kişisel gelişim, halk edebiyatı, kişisel yaşam ve mesleki gelişim, çocuk edebiyatı, tarihin çeşitli konuları, el sanatları, tarım ve hayvancılık, sağlık, spor, uygulamalı bilimler, eğitici teknik yayınlar, tarih-coğrafya rehber yayınlarının yer alıyor.
Bu müthiş kaynağın kullanıma açılması nedeniyle Başkan Bozbey, konuşmasının sonunda gazeteci Yüksel Baysal’a bir plaket, eşi meslektaşı Sevinç Baysal’a da bir kucak dolusu çiçek verdi.
ANNESİ VE KIZKARDEŞİ…
Ardından törene katılan herkes binayı dolaştı. Baysal’ın kız kardeşi Cemile Baysal törenin tamamını videoya çekti. Yüksel Baysal için ayrılmış odada ise sessizce oturan bir isim vardı. Baysal’ın annesi Münevver Hanım. Oğlu siyasi partilerin il başkanlarını onun yanına getirdi. Hepsiyle tanıştırdı. Oğluyla gurur duyduğu her halinden belli olan Münevver Baysal, daha sonra mini örgütü(!) toplayıp kitapların önünde gazetecilere poz verdi… Kitapları nasıl sakladığını, oğluna nasıl yardımcı olduğunu, kızının o sıkıntılı günlerdeki çabasını minik minik cümlelerle herkese fısıldadı. Ana, oğul ve kızı… Bir büyük görevi yerine getirmiş olmanın mutluluğunu doyasıya yaşadılar anlayacağınız. Kitaplar sahibine, gelecek kuşaklara ulaştırılmıştı işte…
Geride kalan çocuk sesleri…”
--------------
Sedat Yalçın’a verdiğim yanıt
Rıza’nın yazısına belki bir ekleme, şu olabilir.
AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın, Gürhan Akdoğan’a dönüp, “Yüksel’in kitaplarını okuyanlar hangi görüşe sahip olur?” diye sordu.
Ben de kürsüden dedim ki, “İnsanımız yeter ki, bu kitapları okusun, varsın Ak Partiye oy versin!” dedim
|