CHP'den süper belediye tepkisi
CHP lideri, kentsel dönüşümün finans kaynağının hala belirsiz olduğuna dikkat çekti.
reklam CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Yerel yönetimler şikayet etme yeri değil, hizmet üretme yerleridir. Hele devasa bütçelere sahip olanlar için şikayet ya da yakınma asla söz konusu olamaz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Silivri Klassis Otel'de düzenlenen partisinin Yerel Yönetimler Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 29 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerden bu yana 3 yıldan fazla zaman geçtiğini, en geç 2014 yılının Mart ayı içerisinde, yeni bir yerel seçim süreci daha yaşanacağını belirtti.
Yerel yönetimlerin, anlayışlarına göre yerel iktidar odakları değil, demokrasinin beşikleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu çerçevede, belediye başkanlarının ve her kademedeki seçilmişlerin, yurttaşlara hesap verme sorumluluğu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu siyasal koşullarda, derin bir yerel yönetimler krizi yaşandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Tek parti devleti niteliğine dönüşmüş bulunan AKP Hükümeti, yerel yönetimleri kendi iktidar odağının bir parçası haline dönüştürmek istemektedir'' dedi.
Belediyelerin, giderek çeşitlenen ve büyüyen sorunlarla karşı karşıya olduğunu, 2004 ve 2005 yıllarında çıkarılan büyükşehir ve belediye kanunlarının, belediyelerin görev ve yetki karmaşası içine olmalarına yol açtığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''İçişleri Bakanlığı bünyesinde hazırlandığı duyurulan yeni Büyükşehir Belediye Yasası ise nüfusun yüzde 75'inin yaşadığı 29 ilde mülki idare sınırları ile belediye sınırlarını birleştirmektedir. Halk arasında 'pergel' olarak tanımlanan 20-30 ve 50 kilometre yarıçaplar içinde faaliyet gösteren belediyelerin bütün ilde faaliyet göstermesi kuralı getirilmek istenmektedir. Ancak bu arada İçişleri Bakanlığı, tasarı TBMM'ye sevk edilmeden, 29 il belde belediyelerine 'alacağınız kararlarda valinin ve kaymakamın onayını alacaksınız, onların onayı olmadan yazı yazamazsınız' diye bir yazı gönderdi. 'Seçilmiş belediye başkanı, kanundan aldığı yetkisini, ancak atanmış vali ve kaymakam onayı ile kullanabilecektir' gibi bir düşünce, demokrasiye aykırıdır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. CHP olarak belediyelerimiz bu konuda dava açtılar ve bu davaları yakından izleyeceğiz. CHP olarak, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ilkesini güçlü bir şekilde savunmaya devam ediyoruz. AKP'nin evrensel olan bu ilkeyi yaşama geçirerek Türkiye'nin demokrasisini güçlendirmek yerine, kısa vadeli seçim çıkarları için seçim çevresi değişiklikleri hazırlıkları yaptığını da çok iyi biliyoruz. Tüm bu olumsuzluklara karşın, yerel yönetimler şikayet etme yeri değil, hizmet üretme yerleridir. Hele devasa bütçelere sahip olanlar için şikayet ya da yakınma asla söz konusu olamaz.''
-''Beceriksizlik ve finans yönetimi zaafı''-
Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2012 yılı konsolide bütçesinin 19,5 milyar lira olduğunu, son dört yıllık konsolide bütçe toplamının ise 73,5 milyar lirayı bulduğunu belirterek, toplam bütçenin yüzde 35'inin belediye, yüzde 29'unu bağlı kuruluşlar ve yüzde 36'sını da iştiraklerin oluşturduğunu söyledi.
Belediyeye bağlı 23 anonim şirketin Belediye Meclisi'nce ve Sayıştay'ca denetlenmediğini, yalnızca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca özel hukuk hükümlerine göre denetlendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, denetlenmeyen bir şirketin halka hesap vermediğini kaydetti.
Ankara Büyükşehir Belediyesi bütçesinin de, birçok bakanlık bütçesinden büyük olduğunu, 2011 ve 2012 konsolide bütçesinin 10,1 milyar lira olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Devasa bütçelere sahip olmalarına rağmen Ankara'da 3, İstanbul'da 4 yarım kalan metro hattı kaynak yetersizliği gerekçesiyle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na devredildi. Bu beceriksizlik ve finans yönetimi zaafıdır'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, yalnızca son iki yıllık konsolide bütçesi 10 milyar lira olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın, on yılda metrolara yalnızca 828 milyon lira harcayabildiğini kaydetti.
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü web sayfasında yayımlanmakta olan Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 2007-2011 Stratejik Planı'nda, ''devam eden 43 kilometrelik metro hatlarını 2008 yılı sonuna kadar bitirmek'' hedefi bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Ne 2008'i, ne 2010'u... Baktılar ki bu iş bitmeyecek, 2011 yılı Nisan ayında metro yapım işi, törenle, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na devredildi. 2012 Yatırım Programı'na 1 milyar 597 milyon lira konuldu'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Ankara'yı 18 yıldır aynı yönetimin yönettiğini ifade ederek, ''Kent merkezini otobana dönüştürdüler, metro işini beceremediler, trafik karmaşası aynen devam ediyor'' diye konuştu.
-İzmir'deki metro çalışmaları-
CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, İstanbul ve Ankara'ya göre daha mütevazi bir bütçeye sahip olduğunu, son on yıllık bütçe tutarının 13 milyar lira olduğunu belirterek, belediyenin 10 istasyonlu İzmir metrosunda 2 bin 250 metre tünelli Ege Üniversitesi Evka 3 istasyonlarının açılışını 31 Mart'ta gerçekleştirdiklerini söyledi.
Hattın yapımı ve yeni çekerler için 200 milyon lira harcama yaptıklarını, Üçyol-Üçkuyular hattında son aşamaya gelindiğini, Üçyol-Fahrettin Altay metro hattı için bugüne kadar 285 milyon liranın üzerinde yatırım yaptıklarını, Halkapınar-Otogar ve Üçkuyular-Narlıdere hattının projelerinin tamamlandığını, ihale aşamasına gelindiğini belirten Kılıçdaroğlu, İzmir'in 80 kilometrelik Aliağa-Menderes banliyösü için harcadığı paranın, araç alımları hariç 600 milyon lira olduğunu, bu hattı 30 kilometre daha uzatarak Torbalı'ya ulaştırma çalışmalarına başlanıldığını kaydetti.
Konak-Karşıyaka tramvay hatlarının uygulama projelerinin tamamlandığını, bu iki hatta 300 milyon lira harcama yapılmasının öngörüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, belediyenin ulaşım için ayırdığı yatırım bütçesinin 1 milyar 700 milyon lira olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, ''Lütfen dikkat ediniz, bu 1 milyar 700 milyon liranın tamamı öz kaynak. Yani bu yatırımlar, merkezi hükümetin katkısı sağlanmadan gerçekleştiriliyor. Bununla da kalmıyor, İzmir Büyükşehir Belediyesi yakında Hazine'ye olan borçlarını da sıfırlayacak. Bu saptamalar, İstanbul-Ankara-İzmir arasındaki farkları anlatmaya yetiyor'' dedi.
-İzmir, en hızlı büyüyen 4. metropol-
Kılıçdaroğlu, bağımsız bir araştırma ve politika kuruluşu olan Brookings Enstitüsü'nün 200 metropol ekonomisi arasında yaptığı araştırmada, İzmir'i dünyanın en hızlı büyüyen dördüncü, Ankara'yı altıncı, İstanbul'u ise yedinci kenti olarak sıraladığını hatırlatarak, ''Bu durum, bütçe imkanları az olsa da, çeşitli engellemelerle karşılaşsa da, doğru yönetim anlayışının bir kente neler kazandırabildiğinin en açık kanıtı niteliğindedir'' diye konuştu.
Çağdaş belediyecilik uygulamalarının temel amaçları arasında, kent sakinlerinin huzur içinde, rahat ve özgür yaşamalarının sağlanması da bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de insanların rahat nefes aldığı ne kadar mekan varsa altında mutlaka bir sosyal demokrat belediyenin imzası bulunduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Eskişehir Kentpark'ın, Anadolu'nun ortasında insan, su ve yeşili buluşturan bir tasarım ve uygulama başarısının adı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Bu başarı, Eskişehir'de yapay plajda denize girme duygusunu tadan insanın mutluluğudur. Oldukça mütevazi bütçesine rağmen yedi yılı aşkın süredir ESTRAM aracılığıyla kentliyi tramvayla buluşturan, Porsuk üzerinde botla gezi yaptıran, çocuklara ata binip oyun parklarında eğlenme olanakları sunan, akşam toplu konserler düzenleyen, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehirli'yi Avrupa standardında bir kentte kesesine uygun harcamalarla yaşatmanın onurunu taşımaktadır. Türkiye'nin en büyük uzay evi, 4 Nisan'da Eskişehir'de açılmıştır. Yaptığı heykellerle kenti donatan başkan anlayışı, Eskişehir'dedir. Onun içindir ki insanlar akın akın yeniden tasarlanan bu kente gelmekte, nefes almaktadırlar. Mersin Kongre ve Kültür Merkezi, 75 bin metrekarelik alan düzenlemesiyle, Mersin'in adeta çehresini değiştirmiştir. Mersin sahil bandı, yalnızca Mersinli'nin değil tüm bölge insanının buluşma merkezi niteliğindedir.''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zeytinburnu'nda tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan üç gökdelenin kentin Sultanahmet Camisi ile özdeşleşmiş tarihi siluetinin içine bir kama gibi girdiğini belirterek, ''Başbakan Kars'a gidiyor, bir heykele 'ucube' diyor, heykel süratle yıkılıyor. Sayın Başbakan bu ucubeyi görmüyor mu, bununla ilgili bir şey söylemiyor mu acaba- Her sözün başına 'ecdadımız' diyor. Peki sayın Başbakan 'Sizin ecdadınız mı bu hale getirdi İstanbul'u-' Ecdadınız, İstanbul'a çok önemli katkılar yaptı. Sultanahmet Camisi'ni kazandırdı. Siz o Sultanahmet Camisi'ni katlediyorsunuz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Yerel Yönetimler Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, İstanbul'un ''Yaşam Kalitesi Araştırması''nda, 39 ilçe arasında yaşam kalitesi en yüksek ilçelerin Kadıköy, Beşiktaş ve Beyoğlu olurken, Esenler, Gaziosmanpaşa ve Sultanbeyli'nin son sıraları paylaşmalarının tesadüf olmadığını söyledi.
İnsanların nefes almaya Sarıyer'e, Bakırköy'e gitme yönelişinde baskı yerine, özgür yaşamı hissetme duygusu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerle AK Partili belediyeleri karşılaştırırken, kullanılabilecek bir başka ölçütün, kente rekreasyon alanları ve hayvanat bahçeleri kazandırma konusunun olabileceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 2007-2011 Stratejik Planı'nda ''Avrupa'nın en büyük Hayvanat Bahçesi'ni Ankara'ya kazandırmak'', 2011-2014 Stratejik Planı'nda ''turizmin teşviki amacıyla Disneyland ve Hayvanat Bahçesi projeleri mutlaka gerçekleştirilmelidir'' hedefinin yer aldığını hatırlatarak, bu projelerin gerçekleştirilmediğini kaydetti.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin, 5 milyon litre su kapasitesiyle Avrupa'nın en büyük ikinci akvaryumunun temelini attığını, 20 binden fazla balık ve su altı canlısını barındıracak akvaryum tankı içindeki 131 metrelik tünelin, Avrupa'nın en uzun akvaryum tüneli olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, Akdeniz Kent Parkı'nda Dev Akvaryum'a komşu olacak ve projesi hazır olan Dinozor Parkı'nın, hem çocuklar, hem de yerli ve yabancı turistler için yepyeni bir cazibe merkezi olacağını belirtti.
Kılıçdaroğlu, İzmir Sasalı'da 2008 yılı sonunda açılan ve Avrupa'nın en büyük doğal yaşam alanlarından biri olarak gösterilen, 425 bin metrekarelik alanda kurulan Doğal Yaşam Parkı'nda, 120 türden 1500 hayvan, 3 bin ağaç ve 250 bitki türünün yaşadığını anlatarak, parkın, bugüne kadar yurt içi ve dışından 2,5 milyon ziyaretçiyi ağırladığını, Türkiye topraklarında doğan ilk filin de burada dünyaya geldiğini ve adına da ''İzmir'' denildiğini kaydetti.
Bu yatırımların, Antalya ve İzmir'in kazanırken Ankara'nın nasıl kaybettiğini gösterdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, dünyanın en önemli biyoçeşitlilik merkezi olan Türkiye'de, CHP'li belediyelerin, kentlerinde kullanacakları çiçek ve ağaçların çoğunu çevredeki üreticilere ürettirerek onlardan satın aldığını, böylece kent çevresindeki kırsal alanı da desteklediğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, ''AKP'li belediyeler yurt dışından çiçek ve ağaç ithal ediyor. Peki neden- Topraklarımız mı yok, ağaçlarımız mı yok- Hepsi var. Neden yurt dışından ithal ediyorlar- İşte oradaki soru işaretleri henüz aydınlanmış değil, kuşku bulutları hala orada duruyor'' diye konuştu.
-''Demir kafes, Ankara'nın yüz karasıdır''-
Kemal Kılıçdaroğlu, kongre ve fuar alanında yapılan yatırımların ve kazanılan başarıların, hem il, hem de yurttaş ekonomisine büyük katkılar sağladığını belirterek, bu bağlamda, dünyanın en büyük fuarı olan EXPO 2016'nın, verilen büyük çabalar sonucunda Antalya'ya kazandırıldığını, 6 ay süresince kente 10 milyonun üzerinde ziyaretçinin gelmesini sağlayacak ''çocuk ve çiçek'' temalı fuarın, Antalya ekonomisine çok büyük bir destek sağlayacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, aynı çabanın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca da gösterildiğini belirterek, ''Ancak ısrarla AKP hükümeti, İzmir Büyükşehir Belediye'mizi nasıl geriye itebiliriz çabası içindedir. Oysa bütün EXPO çabalarında her zaman belediye başkanları öndedir. Belediye başkanı atama ile değil, seçimle gelmiştir. Seçimle geldiği için halka hesap verecek olan kişi, atama ile gelen değil, seçimle gelendir'' ifadelerini kullandı.
CHP'li belediye başkanları bunları yaparken Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 2007-2011 Stratejik Planı'nda, ''Eskişehir Yolu'nda belediyeye ait 4 bin, 700 ve 500 kişilik üç, Ankara Ticaret Odası'na ait bir adet kongre salonu inşaatı devam etmektedir. Esenboğa yoluna ve Ulus tarihi kent merkezine iki adet kongre merkezi dahil edilecektir'' denildiğini, bir sonraki raporda da benzer ifadelerin yer aldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Ancak hikaye, bir şey yok. Bu alanda Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin attığı tek somut adım, Eskişehir yolunda inşa ettiği demir kafestir. Ankara'ya gelip, Eskişehir yolundan geçenler, orada bir ucube, demir yığını görürler. Halk oraya artık 'demir kafes' diyor. Belediyenin Söğütözü Kongre ve Ticaret Merkezi adını vererek yapımına 2006 yılında başladığı ve kaynak yetersizliği nedeniyle yarım bıraktığı tesis, görüntü kirliliği yaratmaktadır. Bu görüntü kirliliği reklam panolarıyla örtülmek istenmektedir. Bu Ankara için yüz karasıdır. Son olarak, demir kafesi kapalı ihale ile birine verdiler. Şimdi sormak gerekmez mi- 2006-2012 arasında, 7 yılda bir kongre merkezi inşaatını tamamlayamayan bir anlayışın Ankara Büyükşehir Belediyesi ne iş yapıyor acaba- Bu örneklerle, Antalya'nın, İzmir'in nasıl kazandığını, Ankara'nın nasıl kaybettiğini görüyoruz.''
-İstanbul'un silueti-
Kılıçdaroğlu, sosyal demokrat belediyecilik anlayışının, çevresel değerlere saygı göstermeyi temel esas saydığını vurgulayarak, Türkiye arıtmasının dörtte birinin İzmir'de olduğunu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre İzmir'in, Avrupa Birliği standartlarındaki arıtma sayısı ve kapasitesi bakımından Türkiye'nin lider kenti olduğunu aktardı.
''Yüzülebilir körfez'' hedefiyle başlatılan proje kapsamında, körfezden saatte 800 ton çamur çıkarılacağını ve en kısa zamanda yüzülebilir hale geleceğini belirten Kılıçdaroğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin, Entegre Atık Değerlendirme, Geri Dönüşüm ve Bertaraf tesislerinin ihalesini sonuçlandırdığını, katı atıkta en son teknoloji uygulanacağını ve 45 milyon lira değerindeki projede belediyenin tek kuruş harcama yapmayacağını, gelir elde edeceğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, kent yönetmenin, vizyon sahibi olmakla mümkün olduğunu, tarihi ve doğal güzellikler açısından büyük üstünlüklere sahip İstanbul'un yaşadığı yönetim zafiyetinin, geri döndürülemez zararların ortaya çıkmasına neden olduğunu savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'''Zeytinburnu'nda tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan üç gökdelen, kentin Sultanahmet Camisi ile özdeşleşmiş tarihi siluetinin içine bir kama gibi girmiştir. Bu çirkin tablonun sorumluları kim- İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi. İstanbul 4 numaralı Koruma Bölge Kurulu, inşaatın doğru olmadığını saptıyor ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bildiriyor. '3 büyük imparatorluğa başkentlik yapan bir kentin siluetini ranta teslim edemezsiniz' diyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın belediyelere gönderdiği 11 Ağustos 2011 tarihli yazıda, 'Bunu yapamazsınız, durdurun' diyor. Ne oldu- İnşaatlar bitti, satışlar devam ediyor. Şimdi merak ediyorum, bunu bir CHP'li belediye yapsaydı, CHP'li büyükşehir belediye başkanı yapsaydı, şimdi o belediye başkanı bilmem kaç yıl hapisle yargılanırdı, belediyesinde yüzlerce müfettiş aynı anda görev yapardı ve belediye başkanını toplum olarak hepimiz linç ederdik. Peki bunu yapan belediye başkanları ne yapıyor- Hiçbir şey. Koltuklarında oturuyorlar. Bu tarihi silueti bozmayı, İstanbul'u bu hale getirmeyi, hangi yurttaşın vicdanı kabul eder acaba- Bunu yapan bir insanda, mercimek kadar kent kültürü var mıdır acaba- Bunu yapan insanda İstanbul sevgisi, ülke sevgisi, tarihi saygı var mıdır- Hiçbir şey yoktur. Bunu yapan insanın kafasında sadece ve sadece yandaşa para kazandırmak vardır. Bu kent kültürü anlayışını şiddetle ve şiddetle kınıyoruz. İstanbul'u AKP'nin rant anlayışından teslim aldığımız zaman bu ucubeyi temizlemek inşallah CHP'li ana şehir belediye başkanına nasip olacak. UNESCO, itiraz ediyor, 'İstanbul'u nasıl mahvedersiniz' diyor.''
Kemal Kılıçdaroğlu, 6 gün sonra İstanbul'un fethinin 559. yıl dönümünün kutlanacağını hatırlatarak, şunları kaydetti:
''Merak ediyorum, bu belediye başkanları ne yapacaklar- Çıkıp, nutuklar atacaklar. 'İstanbul'u şöyle fethettik, böyle yaptık' diye. Bence nutuk atacaksanız 'İstanbul'u şöyle berbat ettik, İstanbul'u şöyle perişan ettik, tarihi şöyle yok ettik, siluetini şöyle katlettik' diye nutuk atın. Konuşun da gerçekler biraz daha ortaya çıksın. Başbakan Kars'a gidiyor, bir heykele 'ucube' diyor, heykel süratle yıkılıyor. Biniyor Başbakan helikoptere 3. köprünün güzergahını belirliyor, sanki onun eğitimini almış gibi... Sayın Başbakan bu ucubeyi görmüyor mu, bununla ilgili bir şey söylemiyor mu acaba- Her sözün başına 'ecdadımız' diyor. Peki sayın Başbakan 'Sizin ecdadınız mı bu hale getirdi İstanbul'u-' Ecdadınız, İstanbul'a çok önemli katkılar yaptı. Sultanahmet Camisi'ni kazandırdı. Siz o Sultanahmet Camisi'ni katlediyorsunuz.''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 2011 seçimlerinde ''Çılgın Proje'' olarak sunduğu Kanal İstanbul Projesi'ne ne olduğunu sorarak, ''Hayali proje. Hayali seçim yatırımı. Peki, 75 milyon insanı siyaseten kandırmak nasıl bir siyasi ahlak ürünüdür- Siyasette yalan söylemek, yalan üretmek, yalan projeler yapmak, kabul edilebilecek bir olay mıdır- Bizim halkımız bunu içine sindirebilecek bir halk mıdır-'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Yerel Yönetimler Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Paris'i yılda 50 milyona yakın turistin ziyaret ettiğini, tarihi MÖ 7. yüzyıla dayanan görkemli bir tarihi barındıran İstanbul'u ziyaret eden turist sayısının ise 8 milyon olduğunu belirterek, ''Turist İstanbul'a neden gelmiyor-'' sorusunun sorulması gerektiğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Niye gelsin- Tarih mi bıraktınız İstanbul'da- İstanbul'un ulaşım sorununu mu çözdünüz- Turistin gidebileceği doğru dürüst bir alan mı bıraktınız- Yeşil alan mı bıraktınız İstanbul'da- Tamamını ranta dönüştürdünüz. Merak ediyorum, bu kadar parayı nereye götüreceksiniz- Nasıl bir doyumsuzluk içindesiniz- Bir kent nasıl yok edilebilir böyle bir anlayışla'' diye konuştu.
Kanal İstanbul Projesi'ne değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''2011 seçimlerinde 'Çılgın Proje' diye ortaya atılan Kanalistanbul projesine ne oldu- Hiç soran var mı- Projenin açıklandığı gün, hiç unutmuyorum, bütün gazetelerin birinci sayfalarının tamamı Kanal İstanbul'a ayrılmıştı. Ne oldu Kanal İstanbul- Hayali proje. Hayali seçim yatırımı. Peki, 75 milyon insanı siyaseten kandırmak nasıl bir siyasi ahlak ürünüdür- Siyasette yalan söylemek, yalan üretmek, yalan projeler yapmak, kabul edilebilecek bir olay mıdır- Bizim halkımız bunu içine sindirebilecek bir halk mıdır- Böyle bir anlayışı kabul edecek miyiz-''
Kılıçdaroğlu, İstanbul'un 1955'te 1,5 milyon, 1970'te 3 milyon, 1980'de 5 milyon, 2000'de 10 milyon olan nüfusunun bugün 14 milyon düzeyine ulaştığını belirterek, bunun Anadolu'nun boşaldığı, İstanbul'a nüfus akını anlamına geldiğini söyledi.
Bunun kentleşme politikasının yanlışlığını gösterdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kalkınmayı hedefleyemeyen, üreteni cezalandıran, bir yılda 100 milyar dolardan daha fazla dış ticaret açığı veren ve dış finansman ile ayakta durabilen bir ekonomik yapının, sosyolojik karşılığının da kaos olacağının unutulmaması gerektiğini vurguladı.
-Kentsel dönüşüm-
Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşüm alanında da ciddi gelişmelerin olduğunu ifade ederek, 1999 yılında yaşanan iki büyük depremin, Türkiye'nin depreme hazırlıklı bir ülke olmadığını ortaya çıkardığını savundu.
Aynı hazırlıksız yapının Van depreminden sonra da görüldüğüne işaret eden Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşümün sadece depreme hazırlık değil, kenti yaşanabilir bir yapıya dönüştürmek olduğunu vurguladı.
Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetinin 10 yılda hiçbir şey yapmadığını savunarak, geçen haftalarda TBMM'den Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunu çıkardıklarını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bütün yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda toplayan, yerel yönetimleri ''idare'' olarak adlandıran yasanın, demokrasi zaafiyeti olduğunu ileri sürdü.
Kentsel dönüşüm konusunda CHP'li belediyelerin de sorunları olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
''İzmir Büyükşehir Belediyesi, 18 hektarlık Örnekköy, 7 hektarlık Ege Mahallesi, 48 hektarlık Ballıkuyu, 120 hektarlık Aktepe ve Emrez mahalleleri, 32 hektarlık Uzundere, 47 hektarlık Cennetçeşme ile Menemen-Bayındır-Torbalı kentsel dönüşümü yapmak istiyor. Ancak hükümet 'Bakanlar Kurulu'ndan izin alacaksın' diyor. 15 aydır yazıyor, Bakanlar Kurulu'na gönderiyor, 15 aydır 'Ben kentsel dönüşüm yapacağım, kenti güzelleştireceğim, İzmir'i gecekondulardan arındıracağım, üstelik bunu gecekondu sahipleriyle davul zurnayla yapacağım. Rantı halkı vereceğiz. Bunu, halkla götüreceğiz. Bana izin verin' diyor. 15 aydır izin çıkmıyor. Niye çıkmıyor- Senin görevin engel çıkarmak mı, ülkeyi yönetmek mi- Senden para istemiyor, pul istemiyor. İstediği yetki. 'Hayır, İzmir böyle kalsın' diyor. Niye böyle kalsın. Takipçisi olacağız. İzmir Büyükşehir Belediyemiz, İzmir'i Türkiye'nin incisi yapacak. Başkanlarımız, İzmir'i dünyanın en hızlı gelişen birinci metropolü haline getirecek. Ancak önlerindeki en büyük engel, AKP. İzin vermiyor.
Aynı şey Eskişehir için de geçerli. Valilikten tutun İçişleri Bakanlığı'na kadar herkes engel olmaya çalışıyor. Ben kente hizmet etmek istiyorum, onlar engel çıkarıyorlar. Bu anlayışı da kabul etmiyoruz ve bunun da mücadelesini yapacağız. Kaldı ki kentsel dönüşümü başlatan da CHP'li belediyelerdir. Ankara'da Murat Karayalçın, büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı dönemde, Dikmen Vadisi'ni, Portakal Çiçeği Vadisi'ni Ankara'ya kazandırmıştır. Rantı başkalarına değil, orada yaşayan halka bölüştürmüştür.''
-''Bu ancak AKP'nın hesabıyla olur, başka hesapla olmaz''-
Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşümle ilgili zaman zaman hükümet kanadından da açıklamalar yapıldığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Deprem oldu veya depreme önlem olarak şu kadar bina yıkılacak' deniliyor. Ancak aradaki farklar ilginç. 20 milyonluk bir yapı stoku var. Bunun üzerinde sayın başbakan ile bakanı arasında 2 milyon fark var. Biri '7 milyon yapı bloku yıkılacak' diyor, diğeri '9 milyon yıkılacak' diyor. Hangisi doğru- Bu nasıl bir hükümettir. Daha yıkılacak yapı blokları üzerinde bile görüş farklılıkları olan bir hükümet düşünün. Üstelik bunlardan biri Hakkari'de, biri Ankara'da değil. İkisi de Ankara'da, ikisi de aynı odada oturuyor. Yani Bakanlar Kurulu salonunda oturuyor, ikisi de görüş beyan ediyor. Ancak birbirinden farklı. Bunun finansmanı konusundaki görüşler çok farklı. Birine göre 400 milyar dolara, bir başkasına göre 700 milyar dolara ihtiyaç var.
Şimdi daha garibine geliyorum. Kamuoyunda da öyle bir algı yarattılar. 'Efendi bunlar yıkılacak, yerine yeni binalar yapılacak, bunun finansmanı da 2B'den gelen parayla olacak. 2B'ye bakalım. 25 milyar liralık bir para bekleniyor. 'Yüzde 100 2B uygulanırsa, 25 milyar lira para gelir' deniyor. Hadi diyelim ki yüzde 100 uygulanmadı da 15 milyar lira para geldi. Bu da çok iyi bir rakam. Ancak şöyle bir düşünün, 15 milyar liralık bir parayla, düşük olanı söylüyorum, 400 milyar liralık projeyi nasıl finanse ediyorsunuz- Bunu, işin garip tarafı köşe yazarlarının ve televizyon yorumcularının bazıları oturuyorlar ciddi ciddi tartışıyorlar. Niye tartışıyorsunuz- Rakamlar bilinmeden, ölçülmeden, duyulmadan neyi tartışıyorsunuz- Olsa olsa ne olur- Bu ancak AKP'nin hesabıyla olur başka hesapla olmaz.''
-''O tiyatro, Osmanlı'dan gelen bir gelenektir''-
Kılıçdaroğlu, sosyal demokrat belediyecilik anlayışının, toplumsal belediyecilik ilkesini esas aldığını belirterek, AK Parti hükümetinin, CHP'li belediyelerin yurt yapmasına yasak getirdiğini anlattı.
Yurt yapan belediyeler hakkında soruşturma açıldığını belirten Kılıçdaroğlu, ''AKP niye yurt yapıyor-'' diye sordu.
Kılıçdaroğlu, toplumsal belediyeciliği savunurken, sanatı ve sanatçıyı da savunduklarını vurgulayarak, sosyal demokrat belediyelerin olduğu her yerde sanat ve sanatçının el üstünde tutulduğunu, AK Partili belediyelerin olduğu yerde ise sanat ve sanatçının düşman ilan edildiğini söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın bunun tipik örneği olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ''O tiyatro, Osmanlı'dan gelen bir gelenektir. Ecdadımız dediğiniz o gelenek oradan geliyor. Siz o geleneği yok ediyorsunuz, düşman ilan ediyorsunuz. Devlette sanatçı olmazmış. Siz daha dünyayı bilmiyorsunuz, devleti bilmeyen adamın devlet sözcüğünü kullanması yanlış. Dünyanın her tarafında, tarihin her döneminde, her hükümdarın, sultanın, kralın döneminde sanat da sanatçı da ödüllendirilmiştir. Bakın Osmanlı'nın, Bizans'ın, Fransa'nın, İngiltere'nin, Almanya'nın, Japonya'nın, Hindistan'ın, Çin'in tarihine... Tarihin her döneminde her devlet adamı sanata da sanatçıya da değer vermiştir'' diye konuştu.
-''2014'e ayarlı takvimlerin düzenini bozup, halkla kenetleneceğiz''-
Kılıçdaroğlu, CHP'nin Türkiye'yi gerek merkezi, gerekse yerel düzeyde hak ettiği bir yönetim anlayışı ile buluşturmaya kararlı olduğunu ifade ederek, anayasa uyarınca, en geç 2014 yılında yerel seçimlerin olacağını söyledi.
Türkiye'nin 100 ayrı noktasında, 3'er aylık periyotlarla kamuoyu yoklamaları yapacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, bu yoklamaları hem CHP'li, hem de diğer partili belediye başkanlarıyla yönetilen illerde ve ilçelerde gerçekleştirileceklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, belediyelerin performanslarını düzenli aralıklarla ölçeceklerini anlatarak,toplantının basına kapalı bölümünde, performansla ilgili yapılan çalışmaların sunulacağını bildirdi.
İl başkanları ve belediye başkanlarının, aralarında kalıcı bir uyumu sağlamak ve ortak çalışmayı sürdürmek amacıyla toplantıya çağrıldıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, bu çerçevede hareket edeceklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyeleri itibarsızlaştırmaya yönelik operasyonlara, dayanışma içinde karşı çıkacaklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
''2014'e ayarlı takvimlerin düzenini bozup, halkla kenetleneceğiz. Her gün belediyelerimizi, müfettiş, denetmen, özel yetkili savcının görevlendirdiği bilirkişi sıfatındaki 100 kişi ile birlikte açsak da hiçbir zaman yılmayacağız, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz, üreteceğiz ve ürettiklerimizi halkla paylaşmayı sürdüreceğiz. Halkçı belediyecilik anlayışımızı kentteki yaşamın her noktasına taşıyacağız. Eşitlik ve özgürlük duyguları altında önce yerelde, sonra genelde aydınlık bir düzeni kurmaya çalışacağız. Kimsenin dışlanıp ötekileştirilmediği, parası olan müşterinin değil, varlığıyla hak sahibi olan yurttaşın, tüm temel hizmetleri alabileceği bir eşitlikçi yönetim anlayışını egemen kılacağız. Doğayı, tarihi ve kültürü koruyup geliştiren, toplum yararını temel hedef sayan, kendisini toplum hizmetine adamış bir bir belediyecilik anlayışını dile getireceğiz ve uygulayacağız. Bugün insana ve kente hizmet için, birlikte düşünüp birlikte üreteceğiz. Bizim anlayışımız kendine değil, kentine çalışan bir belediyecilik anlayışıdır.''
CHP MYK üyeleri, 81 il başkanı, nüfusu 100 binin üzerindeki CHP'li 60 belediye başkanı ve uzmanların katıldığı toplantı, Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından basına kapatıldı.
|