“Çürüyen rejimi ile AKP”
Nihat BEHRAM
Sosyalistlerin Meclisi 4. toplantısının sonuç bildirisini bu başlıkla yayınladı. Altındaki imzaların her biri, ülkesi ve onun her kültürden mazlum halkı için insan yüreği, insan beyni, insan vicdanı taşıyan seçkin aydınlar. Her biri kendi alanında uzman bilim adamı, hukukçu, sağlıkçı, eğitimci, ekonomist, tarihçi, çevreci, siyasetçi, sanatçı...
18 Mart’ta Ankara’da gerçekleştirilen 4. toplantıda, Sosyalistlerin Meclisi’ne Prof.Dr. Erhan Nalçacı’dan Prof. Dr. Korkut Boratav’a; Kemal Okuyan ve Aydemir Güler’den Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu’na, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay’dan sanatçı Emin İgüs’e omuz ve soluk veren aydınların sayısı 115 oldu. 3. toplantıda ‘AKP’nin hukuk anlayışı’ konulu sunumunu heyecanla izlediğim ülkemizin en seçkin hukukçularından İlhan Cihaner’in dışında, bu çabaya omuz veren diğer vekil, seçkin aydınımız Prof. Dr. Oğuz Oyan.
Sosyalistlerin Meclisi’nin 1. ve 3. toplantılarına ben de katıldım. Her ikisinde de sanki bir kütüphane dolduracak kadar kitap okumuş olmanın bilgisi; halkın sahipsiz olmadığını görmenin heyecanı ve kamçılanmış umudun coşkusuyla ruhumu, bilincimi emzirdim. Halkının gerçek evladı, kendi alanlarının en seçkin temsilcileri bu değerli aydınlar kürsüde, bir temel sorun üstüne sunumlarını yaparken, ‘bir sihir olsaydı da bu toplantıyı bütün halk izleyebilseydi’ diye içlendim. O sihrin bedeli canım olsa oracıkta verirdim. Öyle bir duyguydu.
‘Abant Platformu’ymuş, ‘Alevi Çalıştayı’ymış, ‘Kürt Açılımı’ymış... Bilim adamı, siyasetçi, gazeteci etiketli, sistem beslemesi, iktidar yandaşı bir yığın sahtekâr “Her görüşten insanın katılımı sağlandı” yalanıyla ikide bir toplanıp şu mazlum halka uyku ilacı imal ediyor! Toplanmalarının öncesi ve sonrasında bütün kanallarda bu zibidiler. Ötüyor da ötüyorlar!
Kapitalizmi, emeği, ekonomiyi, NATO’yu, AB’yi, azınlıkları, kültürü tartışıyor, kararlar veriyorlar! Üstelik “Her görüşün temsil edildiği” yalanıyla. Ama sosyalistler yok! O boşluğu doldurmada imdatlarına kapıkulları yetişiyor: ‘Sol’dan döküntü sistem yalakası liberaller.
Bu düzenin böyle gideceğini, kirli nefesleriyle şişirdikleri balonun sürekli yükseleceğini, gerçekliğin hep karanlıkta kalacağını, balonun hiç patlamayacağını sanıyorlar!
Evet, ülke bir ucundan bir ucuna zindana döndü. On binden fazla siyasi tutuklu zincirli. ‘İnsan hakları’ artık ‘kâğıt üstünde’ bile değil. Anadolu’nun zehirlenmeyen, pazarlanmayan karış toprağı yok. Kan bulaştırılmamış ne 1 Mayıs kaldı ne Nevruz. Van depremi sanki halkın acı yumağı değil de iktidarın zulüm hamağı! NATO’nun Suriye taşeronluğu mu? İktidar ona da aday! Eğitimden kültüre, dış politikadan ekonomiye her alanın üstünde küflü, kara bir örtü.
Ama bu örtü yırtılacak! Aydınlığa ulaşmak için başka çare yok. Van’da boynu bükük ağlayan o yoksul çocuk için, zindanlarda çürütülen aydınlar, halkın evlatları için, yağmalanan emek, zehirlenen dereler, körpecik yavrularımızın geleceği için, başka çare yok, o örtü yırtılacak!
Sosyalistlerin Meclisi 4. toplantı bildirisini okurken o sesi dudum, yırtılma sesini! O sesteki kıvılcımı sahiplenmek gerekir. Bu görev, aydınlık ve özgürlük sevdası çeken herkesindir.
“Türkiye her geçen gün aslında gizli bir NATO operasyonu olan Suriye müdahalesinin içine gömülüyor. NATO düzeni bütün unsurlarıyla Türkiye burjuva siyasetini esir almıştır.”
|