Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Obama'yla yapacağı görüşme için Seul'e uçtu. Seul yolunda kendisine eşlik eden \'akredite\' gazetecilere konuşan Erdoğan, Suriye'ye ilişkin mesajlar verdi. Erdoğan, ''Büyükelçimizi her an çekebiliriz\' dedi. Erdoğan'ın Suriye'ye yönelik mesajlarını geri planda bırakan açıklama ise \'dershaneler\'e yönelik sözleriydi. Pazar günü yayımlanan tüm gazeteler, adeta sözleşmişçesine aynı başlığı öne çıkardı: \'Dershaneler kalkıyor.\'
Erdoğan'ın uçağına seçilerek alınan genel yayın yönetmenlerinin çıkardığı gazetelerin manşetlerine bakınca, \'Bizim market acaba eski gazeteleri mi yollamış?\' diye düşündüm. Zira; ''Dershaneler kalkıyor'' vaadi, hatırladığım üzere iki yıl önce de manşetlere çıkmıştı. Gazeteler o günlerde de dershanelerin kalkacağını büyük puntolarla duyurmuştu.
Hafızamın beni yanıltıp yanıltmadığını anlamak için google'da küçük bir arama yaptım. Hafızam beni yanıltmıyordu; Başbakan Erdoğan, 28 Nisan 2010 tarihli gazetelerin manşetinde yine aynı vaadle yer almıştı. Gazeteler Erdoğan'ın \'Dershaneler kalkıyor\' sözünü öne çıkarmıştı.
Aradan iki yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, Başbakan'ın uçağına alınan hiçbir gazetecinin bu vaadi hatırlamaması hayli manidar... Hadi; uçağa binen gazeteciler hava basıncından dolayı hafıza kaybı yaşadı ve iki yıl önceki vaadi unuttu diyelim... Peki Yazı İşleri Müdürleri, Haber Koordinatörleri ve Editörlere ne oldu? Onca gazeteci içinde, \'Biz bu haberi iki yıl önce de yapmıştık?\' diyen hiç kimse mi çıkmadı!
Medyanın içine düştüğü acınası durum, Genel Yayın Yönetmenleri ile Başbakan'ın çektirdiği fotoğraflarda çok açık bir biçimde görülüyor. Genel Yayın Yönetmenleri, ellerini sıkan Başbakan karşısında \'hazırol'' vaziyetinde dururken, neredeyse tamamı Erdoğan'ın gözlerine hayranlıkla bakıyor... Erdoğan'ın gözleri ise nedense hep başka bir yere çevrili oluyor... Demek ki; Başbakan'a hülyalı gözlerle bakınca, insan iki yıl önce yaptığı haberi, \'ilk kez duyduğu bir bilgi gibi\' yeniden manşete taşıyor...
Oysa ki; google'da küçük bir araştırma yapsalar, Başbakan Erdoğan ile AKP Milletvekili Halide İncekara'nın kızı arasında geçen diyaloga rastlayacaklar. O diyaloga geçmeden önce, küçük bir hatırlatma daha yapalım: CHP, dershaneleri kaldırmak istediğini açıkladığında, buna ilk önce Erdoğan tepki göstermiş ve \'Bu kesinlikle olmaz, olamaz\' demişti.
Bu hatırlatmadan sonra, şimdi gazetelere 2010 yılında yansıyan o diyaloga geçelim:
ERDOĞAN: DERSHANELER KALKIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara’nın küçük kızı Ülkü Emre’ye yaptığı sohbette, dershanelerin kaldırılacağını, sınav sisteminin (SBS) de değişeceğini söyledi.
Erdoğan, İncekara’nın kızına derslerinin nasıl olduğunu sordu. Ülkü Emre, ders yoğunluğundan şikayet ederek, \'Okula gidiyorum, SBS’e sınavlarına hazırlanıyorum, derhaneye gidiyorum? Annem bana SBS sınavlarının kalkacağını söyledi. Ben de okulda söyledim herkes çok şaşırdı\' dedi. Bu sözler üzerine Başbakan Erdoğan da, \'Çocuktan al haberi. Merak etme, zaten öyle bir çalışmamız var, dershaneleri kaldıracağız, sınav sistemini de değiştireceğiz\' şeklinde yanıt verdi. (NTVMSNBC.COM - 28 NİSAN 2010)
AKP NEDEN ATAĞI GEÇTİ?
Medyanın \'unutkan\' ve içler acısı halini bir kenara bırakıp Erdoğan'ın bu atağı neden yaptığına bakalım...
Başbakan Erdoğan, 4+4+4 adı verilen yeni eğitim sistemini topluma kabul ettirebilmek için yeni bir çalışma başlattı. CHP'nin 4+4+4'e karşı ortaya koyduğu muhalefet etkili olmaya başlayınca, toplumun diğer kesimleri de görüşlerini dile getirme cesareti buldu. Sendikalar, dernekler, sivil toplum örgütleri, bazı üniversitelerin dekanları, 4+4+4'ün ''çağdışı bir model olduğu\'nu ifade etti. 4+4+4'e karşı gelişen muhalefet, ''kızlar okutulmayacak, küçük gelinlerin sayısı artacak\' tezini ısrarla işledi. Bunun yanına, \'Çocuklar çıraklık eğitimi adı altında sömürülecek\' görüşü de eklenince, AKP'nin işi zorlaşmaya başladı. Gencecik beyinlere, zorunlu din dersinin dayatılacak olması da milyonlarca ailenin tepkisini çekti.
Erdoğan ve kurmayları, bunun üzerine 4+4+4'ü meclisteki çoğunluklarına dayanarak \'hızla\' geçirdi. Bu tavır toplumda tepki görünce, bu kez ''imaj çalışması\' başlatıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de rol aldığı bir reklam filmi çekildi. \'Kızların Eğitimi\' başlıklı reklam filminde, öğrenim sistemine ilişkin pembe rüyalar anlatıldı. Yapılacak çalışmaların anlatıldığı söylenen www.kizlarinegitimi.org adlı internet sitesinin içinin tamamen boş olduğunu ise CHP Milletvekili Adayı Yegane Güley ortaya çıkardı.
AKP iktidarı bunun üzerine, toplumu 4+4+4'e ikna edebilmek için bu kez yeni vaadler sıralamaya başladı. Erdoğan, birkaç gün önce, ilköğretim okullarında \'süt verileceği\'ni açıkladı. Oysa ki; aynı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde, ilk iş olarak SHP'li Nurettin Sözen'in uygulamasını rafa kaldırmış, okullarda dağıtılan sütü kestirmişti. Ha keza; Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde aynı anlayış kendisini İzmir'de bir daha gösterdi! İzmir'in CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, çocuklara süt ve mandalina dağıttığı için soruşturmaya uğradı. Kocaoğlu hakkındaki soruşturma iznini AKP'li İçişleri Bakanı verdi.
Erdoğan, bunların hiçbiri olmamış gibi, özellikle son bir aydır, toplumun geniş kesimlerini ikna edebilme adına, vaad üstüne vaad yağdırıyor. Okullara bilgisayar dağıtılacağını, çocuklara süt verileceğini ve dershaneleri kaldıracağını söylüyor.
Başbakan'ın pazar günü yeniden atağa kalkması ve kendi dönemlerinde sayısı ikiye katlanan dershaneleri kaldıracağı vaadini yeniden gündeme getirmesi, CHP'nin muhalefetinin önünü kesmeyi amaçlıyor. Bildiğiniz üzere, CHP salı günü Tandoğan Meydanı'nda bir miting yapacak ve 4+4+4'e karşı görüşlerini yeniden duyuracak. AKP'nin meclisteki sayısal gücüne dayanarak geçirdiği 4+4+4'e karşı muhalefeti yükseltecek olan CHP, kanun taslağını halka şikayet edecek. AKP iktidarı, hem o mitingin sönük geçmesi, hem de CHP'nin toplumdan aldığı desteği kesme adına, elindeki medya gücünü kullanıyor ve ağızlara bir parmak bal çalmaya çalışıyor.
Topluma vaad üstüne vaad veren AKP'ye karşı muhalefet eden CHP ise, bu taktiği \'Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz\' şarkısıyla başlayacak olan mitingde boşa çıkarmayı hedefliyor. Ben de o mitinge katılarak, CHP'nin yaptığı muhalefete destek vereceğim. Muhalefetin halklaşması yönündeki bu adımı önemsiyorum.
* * * *
4+4+4 VE FETHULLAH GÜLEN: AKP iktidarı, dershaneleri kaldırma vaadini yanılmıyorsam kurulduğu dönemde de dile getirmişti. O günden bugüne değişen bir şey olmadı... Öte yandan, AKP'nin 4+4+4'te bu denli ısrarcı olmasının ardında, Fethullah Gülen Cemaati'yle giriştiği kavganın payının olduğu da aşikar... Erdoğan, 4+4+4 adı verilen eğitim sistemini hayata geçirerek, cemaatin okullarına yönelen muhafazakar kesimi, yeniden devlet okullarına çekmeyi hedefliyor. Erdoğan bu amacını gerçekleştirebilmek için, Şehircilik ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar'a talimat verdi. Bayraktar, 2012 yılının sonuna dek, onlarca yurt ve okul yapacak. Böylece, Gülen'e yakınlığıyla bilinen 1050 okulun etkisi kırılmaya çalışılacak. Muhafazakar kesime, \'Bakın din eğitimi artık ortaokul düzeyine indirildi, çocuklarınızı devlet okullarına gönderin\' denilecek. AKP bu arada, CHP'nin seçim vaadleri arasında olan \'Yurt Projeleri''ni de kendi projesi gibi duyucarak bir taşla birkaç kuşu birden vurmaya çalışacak.
|