Kemal Kılıçdaroğlu, etnik kimliğin halkın çeşitli katmanları için bir ayrışma değil birleşme unsuru olması gerektiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu "CHP Türkiye'deki tüm kadınların eşit, özgür ve kendine güveni tam vatandaşlar olarak görmeyi arzulamaktadır. Başörtüsü gibi belirli konuları geniş bir toplumsal uzlaşı içinde çözeceğiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Bugün ifade özgürlüğü ve özellikle basın büyük baskılar altındadır. Herkes telefon ve ortam dinlemesi endişesi içindedir. Biz bu utanç verici uygulamalara kesinlikle son verilmesini sağlayacağız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Ortadoğu ülkeleri ve Libya'daki gelişmeleri "Hiçbir polis önlemi ya da herhangi bir güç kullanımı bu ayaklanmaları engelleyemeyecektir. Artık daha yaygın bir demokrasi ve refahın ve fırsat eşitliğinin daha adil sağlanması için yapılması gereken değişim ve reformların zamanı gelmiştir" şeklinde değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, etnik kimliğin halkın çeşitli katmanları için bir ayrışma değil birleşme unsuru olması gerektiğini belirterek "Bizim felsefemize göre etnik ya da dini temele dayalı siyasal, ekonomik ve kültürel ayrılık duvarları inşa etmek demokrasi ve sosyal adaletle bağdaşmaz. CHP özgürlük, çoğulculuk ve kapsayıcılık vaat etmektedir. Bölgesel farklılıkları giderme sözü veriyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu "CHP Türkiye'deki tüm kadınların eşit, özgür ve kendine güveni tam vatandaşlar olarak görmeyi arzulamaktadır. Başörtüsü gibi belirli konuları geniş bir toplumsal uzlaşı içinde çözeceğiz" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Turkish Policy Quarterly Dergisi'nin iç politikadan dış politikaya, Kürt sorunundan Alevilerin taleplerine, Ortadoğu ve Libya'daki gelişmelerden AB ile ilişkilere kadar gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Dergi'nin Mart sayısında yayımlanan söyleşide Kılıçdaroğlu, Genel başkan seçildiği CHP Kongresi'nin ardından partideki yeni yapılanma ile ilgili bir soruya "CHP'de yeni olan sadece partinin başına yeni bir liderin geçmesi değildir. CHP için değişim, Türkiye'nin siyasal, sosyal ve ekonomik gereksinimlerine cevap verecek şekilde daha derin bir dönüşümü ifade etmektedir. Bugün CHP, adına yakışır şekilde, halk için halkla yeniden bütünleşmektedir. Yeni CHP yönelimi hem süreklilik hem de değişimle tanımlanacaktır" karşılığını verdi.
"AKP TÜRKİYE'NİN ALTIN ÇAĞINI GEÇMİŞTE ARAMAKTADIR"
Türkiye'nin son on yıl içinde AKP yönetiminde gerilediğini, insanların kendine güvensiz ve mutsuz olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu AKP döneminde işsizliğin yaygınlaştığını, gençlerin geleceğe yönelik umutsuz olduğunu, kadınların ise marjinalize olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "AKP Türkiye'nin altın çağını geçmişte aramaktadır. CHP ise ülkemizin altın çağını gelecekte görmektedir" dedi.
"AKP AB YANLISI GÖZÜKÜYOR AMA KENDİNİ AVRO-ATLANTİK CAMİASI ÜYELİĞİNDE EVİNDE HİSSETMİYOR"
Kılıçdaroğlu CHP'nin AB sürecine yönelik yaklaşımına ilişkin bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"CHP Türkiye'nin AB'ye üye olmasını hedeflemektedir. AB üyeliği Türkiye için basit bir dış politika konusundan ibaret değildir. Aynı durum AB açısından da geçerlidir. AKP Hükümeti, iktidarının ilk yıllarında, o sıralar kendine ait bir alternatif politikaya sahip olmadığından, AB yanlısı bir siyaset izlemiştir. Bugün ise, artık sadece AB üyeliği yanlısı gözükmekte; üyelik sürecindeki tüm tıkanıklıkların suçunu sadece AB üyelerine yüklemektedir (AB üyelerinin bu tıkanıklıkta ciddi sorumluluklarının bulunduğu da bir gerçektir). Aslında AKP Avro-Atlantik camiası üyeliğinde kendini "evinde' hissetmemektedir. AKP kendini başka coğrafyalarda, örneğin Orta Doğu'da daha rahat hissetmektedir. Öte yandan bu coğrafyalarda izlediği politikalarla ve sürekli yaptığı Osmanlı referanslarıyla rahatsızlık yaratmaktadır."
"AB İLE MÜZAKERELERDE NE BİZ NE AB GEÇMİŞTE YAPILAN HATALARA TAKILIP KALMAMALI"
CHP'nin üyelik müzakerelerini hızlandırmak ve müzakere maddelerine açıklık kazandırılmasını talep edeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, AB'nin Türkiye'nin katılım sürecini yönetirken yaptığı yanlışlar listesinin oldukça uzun olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, Kıbrıs konusunu Türkiye'nin üyeliğiyle ilişkilendirmenin AB siyasetçileri tarafından yapılan en büyük hata olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu "Ne biz ne de AB geçmişte yapılan hatalara takılıp kalmalıyız. İnanıyorum ki en sonunda, Türkiye AB'ye üye olacak ve bütün bu öğeler Türkiye'nin AB üyelik sürecinin renkli tarihi içinde yerlerini alacaklardır" diye konuştu.
"AKP ABD'YE KARŞI İKİYÜZLÜ POLİTİKA İZLİYOR"
Kılıçdaroğlu ABD karşıtlığının Türkiye'de yükseldiğine dikkat çekilerek "Amerikan karşıtlığının Türk Hükümetinin manevra alanını kısıtlayacağına inanıyor musunuz?" şeklinde yöneltilen bir soruya da şu karşılığı verdi:
"AKP, günümüzde ABD'ye karşı ikiyüzlü bir politika izlemektedir. AKP, kapalı kapılar arkasında ABD makamlarıyla her konuda mutabık olur ve buna göre davranırken, kamuoyuna yönelik olarak en üst yetkililerinin ağzından ABD'nin politikalarını açıkça kınamaktadır. AKP Türkiye'nin dış ilişkilerini hassas ve kırılgan bir hale getirmiştir. ABD ile ilişkilerimiz konusunda sorumluluk üstlenmekten kaçınmış, bunun yerine tek yönlü politikalarını başka yerlerde daha rahat bir şekilde sürdürebilmek için ve diğer iç politika emelleri doğrultusunda kamuoyunu ABD aleyhine kışkırtmıştır. CHP olarak Amerikalı müttefiklerimizle, anlaştığımız alanlar üzerine yoğunlaşmaya ve anlaşmazlık alanlarımızı da azaltmaya yönelik saydam bir ilişki tesis etmeye çaba sarf edeceğiz."
"KIBRIS'TA ADİL BİR ÇÖZÜM İÇİN TÜM ÇABALARI DESTEKLEYECEĞİZ"
Kılıçdaroğlu, Kıbrıs'taki kilitlenmeyi aşmak için CHP olarak stratejilerinin ne olduğuna ilişkin bir soruya karşılık "CHP Ada'da iki tarafın da çıkarlarını koruyacak adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasına yönelik tüm çabaları teşvik edecek ve destekleyecektir. Ayrıca, CHP olarak, Kıbrıs Rum tarafının anlaşmazlığa adil ve dengeli bir çözüme yönlendirilmesi için bir teşvik edici unsur (müşevvik) yaratılması gerektiğine inanıyoruz" dedi.
"SİYASET SİVİLLERİN İŞİDİR ASKER SİYASETİN DIŞINDA OLMALIDIR"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Geçen on yıl içinde sivil-asker ilişkilerine yeni dengeler getiren yasa değişikliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki bir soruya ise "CHP askerin tamamen siyasetin dışında olması gerektiğine inanmaktadır. Siyaset sivillerin işidir. Çağdaş demokrasilerde askerin yeri açıkça belirlenmiştir. Bu bizde de böyle olmalıdır. Türkiye'de Silahlı Kuvvetlerin ülke tarihinde özel bir yeri vardır. Silahlı Kuvvetler ülkede saygın bir kurumdur. CHP Silahlı Kuvvetleri, kurumun itibarını koruyarak siyasetin dışında tutacaktır. Ülkemizde çağdaş demokrasilerde geçerli normlara uygun bir sivil-asker ilişkisi oluşturmak için gerekli adımları atacağız. Sivillerle askerler arasında karşılıklı saygı ve dayanışmayı yeniden oluşturmayı amaçlıyoruz" yanıtını verdi.
"BAŞÖRTÜSÜNÜ GENİŞ BİR TOPLUMSAL UZLAŞI İÇİNDE ÇÖZECEĞİZ"
Dergi'nin gençler, kadın hakları ile ilgili sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kadın erkek eşitliğinin CHP'nin önceliklerinin ilk sırasında yer aldığını söyledi. CHP'nin kadın erkek eşitliği kavramını hayatın gündelik bir gerçeği haline getireceğini bu konuda yoğun çalışmalar yürüttüklerini ve tüm STK'larla temas halinde olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, CHP olarak kadınlar için yüzde 20 kotasını getirdiklerini ve önümüzdeki seçimlerden sonra TBMM'de çok daha fazla sayıda CHP'li kadın milletvekili olacağını ifade etti. CHP'nin seçim kampanyasında önemli bir yer tutan Aile sigortasını da hatırlatan ve yoksul ailelere tam sosyal güvenlik sunmayı öngördüklerini belirten Kılıçdaroğlu "CHP Türkiye'deki tüm kadınların eşit, özgür ve kendine güveni tam vatandaşlar olarak görmeyi arzulamaktadır. Başörtüsü gibi belirli konuları geniş bir toplumsal uzlaşı içinde çözeceğiz" diye konuştu.
"YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ"
Üniversite mezunlarının yüzde 25'inin işsiz olduğunu, kampüslerde özgürlüklerden bahsedilemediğini, eğitim kalitesinin düşük ve eşitsiz olduğunu da kaydeden Kılıçdaroğlu, YÖK'ü kaldıracaklarını bildirdi.
"BÖLGESEL FARKLILIKLARI GİDERECEĞİZ"
Kılıçdaroğlu, son on yıl içindeki CHP politikalarının Kürt oylarında ciddi bir kayba yol açtığı belirtilerek "Kürt oylarını yeniden kendi sosyal demokrat vizyonunuza nasıl çekeceksiniz?" şeklindeki bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Etnik kimlik temel bir veridir ve bunu kendi kimliklerinin bir öğesi olarak gören ve belirten herkes bunu yapmakta özgürdür. Ancak, etnik kimlik halkımızın çeşitli katmanları için bir ayrışma değil, birleşme unsuru olmalıdır. Bizim felsefemize göre etnik ya da dini temele dayalı siyasal, ekonomik ve kültürel ayrılık duvarları inşa etmek demokrasi ve sosyal adaletle bağdaşmaz. CHP özgürlük, çoğulculuk ve kapsayıcılık vaat etmektedir. Bölgesel farklılıkları giderme sözü veriyoruz."
"ALEVİ SORUNU TÜRK DEMOKRASİSİ İÇİN UTANÇ"
Kılıçdaroğlu Alevi sorunu konusunda ise böyle bir sorunun varlığının Türk demokrasisi için utanç olduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu, "CHP bu konuyu oy getirici bir mesele olarak değil temel bir insan hakları konusu olarak görmektedir. CHP önümüzdeki seçimleri halkımız arasındaki farklılıkları kullanarak değil, halkımızın temel gereksinimleriyle, özgürlük, saygı, insan olma ve dürüstlük isteklerine cevap verecek geçerli çözümlerle kazanmayı planlamaktadır" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, CHP'nin okullardaki zorunlu din dersinin kaldırılmasını savunduğunu ifade ederken Diyanet İşleri Başkanlığı'nı gerekli bir kurum olarak gördüklerini ancak mevcut yapının böyle bir kuruluştan beklenen görevi karşılayamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın reforma tabi tutulması gerektiğini ifade etti.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE BASIN BÜYÜK BASKI ALTINDA"
Kılıçdaroğlu "İfade özgürlüğü konusuna ve özellikle 301. madde konusuna nasıl bakıyorsunuz?" sorusunu da "Bugün ifade özgürlüğü ve özellikle basın büyük baskılar altındadır. Herkes telefon ve ortam dinlemesi endişesi içindedir. Biz bu utanç verici uygulamalara kesinlikle son verilmesini sağlayacağız. Türkiye'yi ifade özgürlüğü alanında en yüksek standartlara çıkaracağız. Bu 301. madde için de geçerlidir" şeklinde yanıtladı.
"AKP HEDEFİ ISKALADI"
Kılıçdaroğlu, AKP'nin dış politikadaki "komşularla sıfır sorun' politikası hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"AKP hükümetinin izlediği "komşularla sıfır sorun' politikasının başarısız olduğunu, hatta birçok durumda ters teptiğini düşünüyorum. İlerde daha vahim sonuçlar da beklenebilecek olmakla birlikte, bu başarısızlığın bedellerini şimdiden görmek mümkün. Politika olarak bu yaklaşım yeni değildir. Yeni olan bu politikaya verilen gösterişli ad, gerçekleri ülkemiz aleyhine bozan "sıfır sorun' tekerlemesidir. Geçmiş uygulamadan farklı olan, AKP'nin bu politika ile ulaşılmak istenen hedefi ıskalamasıdır."
"HİÇBİR GÜÇ KULLANIMI AYAKLANMALARI ENGELLEYEMEYECEK"
Kılıçdaroğlu, İran'la ilgili bir soruya "İran önemli bir bölgesel güç ve bizim de değerli bir komşumuzdur. İran şeffaf olmalıdır ve kendisinin de taraf olduğu Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşmasının hükümlerine uymak zorundadır. Nükleer bir İran bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracak ve Türkiye'nin de önde gelen bir oyuncusu olduğu bu bölgedeki hassas dengeleri değiştirecektir. CHP, bu konuyu diplomatik yollardan çözüme kavuşturmak için, uluslararası toplum ile uyum içinde çaba sarf edecektir" dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Lizbon'daki NATO zirvesinde füze savunma prensibini imzalamasının doğru bir karar olduğunu belirtirken Ortadoğu ve Libya'daki gelişmelere ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı:
"Bu halk ayaklanmaları sırasında meydana gelen can kayıplarından büyük üzüntü duyuyoruz. İlgili ülkelerin ve diğer Arap uluslarının yetkililerine sivil göstericilere karşı kuvvet kullanmama çağrısında bulunuyoruz. Arap halkı yeterince acı çekmiştir. Hiçbir polis önlemi ya da herhangi bir güç kullanımı bu ayaklanmaları engelleyemeyecektir. Artık daha yaygın bir demokrasi ve refahın ve fırsat eşitliğinin daha adil sağlanması için yapılması gereken değişim ve reformların zamanı gelmiştir. CHP, Arap halklarının demokratik talep ve emellerinin barışçıl ve ileriye dönük bir şekilde gerçekleştirilmesi için ilgili hükümetler, meşru siyasi partiler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışmaya hazırdır."
|