İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

İstihbarat suç işleme özgürlüğü değildir

İstihbarat suç işleme özgürlüğü değildir

19 Mart 2012 Pazartesi, 07:59

Can Ataklı /VATAN

Sevgili okurlar; son günlerin en hararetli tartışması MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılması üzerine yapılıyor. İktidarda da bir “kırılma noktası” yaratan savcılık eyleminden sonra özellikle yandaş medyanın da ikiye bölündüğünü görüyoruz.

Suç ihtimali

Savcılar elbette MİT Müsteşarı’nı keyif için ifadeye çağırmak istemediler. Henüz doğrulanmasa da sızan bilgilere göre MİT’in terörle mücadele için yaptığı istihbarat çalışmaları sırasında çok ciddi suçlar işlediği belirtiliyor.

Kısa bir hatırlatma

Daha önce de yazmıştım, yandaş medyaya yansıyan iddialara göre MİT KCK’yı kurmak, yönetmek, terör eylemlerini bilerek haber vermemek, bu eylemlerde pek çok asker-polis şehit verilmesine ve can kaybına neden olmakla suçlanıyor.

Oslo görüşmeleri

MİT’in suçlandığı en önemli iddialardan biri de PKK’lı terör liderleriyle yurt dışında yapılan görüşmeler. Bu görüşmelerden Oslo’da yapılanın ses kayıtları medyaya sızmış ve büyük bir tartışmanın başlamasına neden olmuştu.

Kişisel suçlar

Şimdi olayı farklı bir açıdan tartışalım. Adam öldürmek suç mu? Evet. Terör örgütü ile gizli görüşmeler yapmak suç mu? Evet. Terör örgütüne destek sağlamak suç mu? Evet. Bunu biri yaparsa cezasını mutlaka çeker mi? Evet.

Devlet suç işler mi?

Peki aynı suçları devlet işlerse ne yapacağız? Devlet yaptığında “amacı neydi?” diye sorgulama ve suçu görmeme hakkı var mı bir hukuk devletinde? Böyle şey olmaz. Ama şu anda bir kısım yandaş devletin suç işlemesini aklamaya çalışıyor.

Şeytanla bile görüşme

MİT’in PKK liderleri ve Apo ile yaptığı görüşmeler için “Devlet güvenliği için gerekirse şeytanla bile görüşür” diyorlar. Haklı olabilirler, ama unutulmamalı ki burada kural asla deşifre olmamaktır. Oysa MİT bu olayda deşifre olmuştur.

Dünyada da böyle

İstihbarat dünyasını biraz araştıran herkes şunu görür ki, birçok devlet ülke güvenliği adı altında “pis işler” denilen operasyonlara girişmişlerdir. Bunlar gizli kalabildiği ve başarıya ulaşabildiği sürece hiçbir sorun yaşanmaz.

Deşifre olursa

Sorun “pis” diye tanımlanan operasyonların deşifre olmasındadır. Bir hukuk devleti kendi çıkarına olsa bile yasa dışı bir gizli operasyonun ortaya çıkması halinde hukuk sistemini işletmek ve sorumlulardan hesap sormak zorundadır.

Amerika örneği

Amerika dünyanın hemen her ülkesinde gizli operasyonlar yapıyor. İstihbarat örgütleri “ülke güvenliği” için olağanüstü bütçelerle çalışıyor. Ancak Kongre denetimi o kadar ağır ki, istihbarat örgütlerinin en büyük korkusu deşifre olmak.

Deşifre olduğun an

Amerika’da ve diğer batılı ülkelerde, gizli ve yasa dışı bir operasyon deşifre olduğu an kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Çünkü aksi takdirde anayasa ile çizilen hukuk devleti kavramının hiçbir anlamının kalmayacağı biliniyor.

Türkiye’deki durum

Türkiye’de de çok uzun yıllardır ülke güvenliği bahanesiyle istihbarat örgütlerinin çeşitli gizli ve yasa dışı operasyonlar yaptığı bir sır değil. Eğer bunlar deşifre olursa, bizde de hesap sorma mekanizması işliyor aslında. Ama..

Demokrasi eksikliği

Türkiye’deki demokratik sistem ağır ve eksik işlediği için yasa dışı operasyonlar deşifre olsa bile “devleti koruma” refleksi ağır bastığı için hesap sorulması ya erteleniyor ya da suçun üstü örtülüyordu. Şimdi bundan farklı nedenlerle vazgeçtik.

İktidarın hedefi

Bugünkü iktidar, zamanında kendisini “sistem dışı” gördüğü ve sürekli “ezilme, yok edilme” tehdidi altında olduğunu düşündüğü için, ilk günden itibaren bu tehlikeyi bertaraf edecek önlemler aradı. Sonunda gizli bilgileri kendisi deşifre etti.

Jitem’in varlığı

Yıllarca Jitem diye bir istihbarat örgütünü tartıştık. Jandarmaya bağlı bu istihbarat örgütünün varlığı uzun yıllar yetkililer tarafından hep reddedildi. Çünkü bu kuruluş gizliydi. Buna karşı yasaldı. MGK kararıyla kurulmuştu.

Olağanüstü Hâl

Jitem Güneydoğu’da ilan edilen Olağanüstü Hâl döneminde kurulmuştu. Amacı PKK terörünün içine sızmak, bilgi almak ve terörü yok etmekti. Adı üstünde, Olağanüstü Hâl. Normal hukuk kurallarının işlememesi.

Topyekûn mücadele

O dönemde terörle mücadele için Milli Güvenlik Kurulu kararıyla Olağanüstü Hâl bölgesi valisine ve diğer askeri yetkililerine olağanüstü yetkiler verilmişti. Bu yetki bir kere verildikten sonra kimse uygulamaları öğrenmek istemez.

Kendileri belirler

Anayasa’da da var olan Olağanüstü Hâl durumu, güvelik güçlerine olağanüstü yetkiler veriyorsa, her birim bunları uygulama yöntemlerine de kendisi karar veriyordu. Bunun için gerekirse “yasa dışı yöntemler” kullanılması da vardı.

Zincirleme suçlar

Terör ortamında devletin güçlerine olağanüstü yetkiler verilirse, uygulamaları denetlemek çok zordur. Ülke güvenliği esas alınıp işlenen suçlar deşifre olmadıkça kimsenin yapacak bir şeyi de olmaz. Bu da zincirleme suç demektir.

Yıllar sonra deşifre

İktidar kendisini korumak için darbe girişimleri ihtimalini sorgular ve geniş tutuklamalara izin verirken, devletin gizli arşivlerini de deşifre etmekten çekinmedi. Böylelikle geçmişin “kirli işleri” bir bir ortaya çıkmaya başladı.

Hesabı soruluyor

Şimdi kimse “Ama onlar devletin güvenliği için işlenmiş suçlardı” diyerek hesap sorulmasına karşı çıkabiliyor mu? Hayır. Tam tersine, hesap sorulması için büyük bir destek var. Davalar, tutuklamalar, suçlamalar birbirini izliyor.

Çatlı- Kocadağ- Bucak

1996 yılında Susurluk’ta meydana gelen bir kaza çok dikkat çekmişti. Lüks bir Mercedes bir kamyona çarpmış, içindeki Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ, Mehmet Özbey ve bir kadın ölmüş, milletvekili Sedat Bucak ise kurtulmuştu.

İlişki deşifre oluyor

Kısa bir süre sonra Mehmet Özbey’in aslında Abdullah Çatlı adlı “aranan” bir kişi olduğu anlaşılmıştı. Arkası çorap söküğü gibi geldi. Devlet içinde devlet adına “kirli operasyonlar” yapıldığı gerçeği ilk kez gün yüzüne çıktı.

Eski bir eylemci

Çatlı 12 Eylül döneminin hızlı ülkücülerinden biriydi. Adı birçok cinayete karışmıştı. Ancak bu sırada istihbarat örgütlerinin de dikkatini çekmiş ve koruma altına alınmıştı. Çatlı artık devlet adına çalışan bir ajan haline gelmişti.

Suç nereye kadar?

Abdullah Çatlı ve içinde bulunduğu örgütün birçok yasa dışı operasyon yaptığı anlaşıldı. Ancak bunların hangileri devletin bilgisi ve izni dâhilindeydi? Bunu saptamak kolay değildi. Çatlı kimine göre çeteci kimine göre ise kahramandı.

Kahraman da olsa

Çatlı ve deşifre olan benzerleri, muhtemelen aldıkları talimatlar gereği devletin güvenliği için birçok eyleme katılmışlardı. Ama buralarda işlenen suçlar deşifre olmuştu ve hesabının sorulması gerekiyordu. Bu kısmen de olsa yerine getirildi.

İşlenen suçlar

Jitem, Susurluk çetesi, kimi özel harekâtçılar, işledikleri suçları “devletin güvenliğini korumak için yaptıklarını” söyledi hep. Adam da öldürmüşlerdi, PKK’ya da sızmışlardı, maddi kaynak bulmak için uyuşturucu da kaçırmışlardı.

Günümüze dönelim

Geçmişin hesabı sorulurken, ortaya MİT soruşturması çıktı. Dünü sorgulayanlar şimdi “Ama MİT terörü bitirmek için çalışıyor, bu sorgulanabilir mi?” diye itiraz ediyorlar. Geçmişin isimleri de aynı şeyi söylüyor oysa. Fark ne?

Fena mı yapmış

Terörü bitirmek için devletin terör örgütü liderleriyle konuşabileceğini ileri sürenler MİT’in KCK’ya sızması hakkında, son günlerde yakalanan eylem hazırlığındaki teröristleri göstererek “Fena mı oldu” diye soruyorlar. Elbette fena olmadı da...

Ortaya çıkmayacaksın

İşin püf noktası bu zaten. Devlet adına görev alıp devletin izniyle suç işleniyorsa, asla deşifre olunmaması gerekiyor. Oysa MİT deşifre oldu. Ülke güvenliği için yararlı işler yapmış olsa da bunu suç da işleyerek yaptığı anlaşıldı.

Neyi tartışıyoruz?

Demokratik bir ülkenin temel ilkesi suça ve suçluya nedeni ne olursa olsun asla prim vermemektir. Nasıl geçmiş geç de olsa sorgulanıyorsa Türkiye’nin bugünüyle de hesaplaşması ve asla yasa dışı eylemlere izin vermemesi gerekir.

Hepinize iyi haftalar dilerim.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız