İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Yanlışta ısrar edenler değil doğruda direnenler kazandı

Yanlışta ısrar edenler değil doğruda direnenler kazandı

13 Mart 2012 Salı, 07:56

Ruşen Çakır /VATAN

Ergenekon soruşturmasını yürüten polis şefleri ve savcılar, aradan geçen 375 gün içinde yaşananları önceden görme imkanına sahip olsalardı herhalde Ahmet Şık ve Nedim Şener’e dokunmazlardı. Sonuçta Şık’ın polisler tarafından götürülürken söylediği “dokunan yanar” sözü tam tersinden işlemiş oldu.

Şener ve Şık’ın tutuklanmaları, Prof. Türkan Saylan olayından sonra Ergenekon soruşturmasının ikinci büyük kırılma noktasını oluşturduğu ilk andan itibaren ortaya çıkmıştı.

Cumhurbaşkanı’nın müdahalesi

Adım adım hatırlamaya çalışalım: Önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gözaltıların kamu vicdanını yaraladığını söyledi. O ana kadar herhangi bir konuda ağzını açmamış olan savcı Zekeriya Öz ise yazılı bir açıklamayla ellerinde “gizli deliller” bulunduğunu söyleyerek geri adım atmadı. Fakat kısa bir süre sonra soruşturmanın kritik isimlerinden polis şefi Ali Fuat Temizer ile savcı Zekeriya Öz, terfi ettirildiler ama bu davayla ilişkileri kesildi.

İkinci adım, gazetecilerin üzerlerindeki ölü toprağını atıp Ahmet ve Nedim ekseninde yoğun bir basın özgürlüğü mücadelesi başlatmalarıdır. ANGA (Ahmet ve Nedim’in Gazeteci Arkadaşları) adını alan inisiyatif bir dizi engel ve zorluğa rağmen, iç ve dış kamuoyunda beklenmedik ölçüde büyük etki yaratan dayanışma eylemleri düzenledi. Öyle ki hem Batı’da, hem de Türkiye’yi kendilerine örnek almak isteyen İslam dünyasında ülkemizdeki basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ihlaller daha fazla görünür oldu; AKP hükümetinin yaratmak istediği “ileri demokrasi” imajı ciddi bir şekilde yara aldı.

Sonuçta yeni savcı Cihan Kansız’ın, Ahmet ile Nedim’i “terör örgütü üyeliği”nden değil, yardım ve yataklıktan suçlamak durumunda kalması, yapılan yanlışın ilk itirafı olarak kayıtlara geçti.

AKP de rahatsızdı

Bu olayı yakından takip etmeye çalışan biri olarak AKP hükümetinin bu tutuklamalarda birinci derecede dahili ve bundan herhangi bir çıkarı olmadığını gözledim. Hatta bazı önde gelen isimlerin, tutuklamaların içerde ve dışarda doğurduğu tepkilerden son derece rahatsız olduğunu, bu nedenle bir an önce tahliye edilmelerini istediğini de biliyorum. Ama olmadı. Ergenekon soruşturması üzerinden kendi hesaplarını görmek isteyenler, hükümete de direnip (hatta ona meydan okuyup) yanlışta ısrar ettiler. Hükümet de bu ısrara karşı koyamadı, belki de koymadı. Başbakan Erdoğan’ın “bazı kitaplar bombadan daha tehlikelidir” sözü de, bir ayrım noktasında hükümetin tercihini doğrudan yana yapmadığının açık bir simgesi oldu.

Ancak birileri yanlışta ısrar ederken, Ahmet ile Nedim doğruda direndi. Sonuçta, haklı oldukları için, bir yıl gecikmeli de olsa kazandılar. Dolayısıyla bu sürecin esas aktörleri öncelikle Ahmet Şık ile Nedim Şener, ardından onların eşleri, kızları, yakınları, dostları ve basın özgürlüğü için her türlü riski göze alarak onlarla dayanışma içinde olan vatandaşlardır.

Ahmet ve Nedim’e ek olarak Odatv’nin iki genç yazarı, Coşkun Musluk ve Sait Çakır da tahliye oldu. Ancak dünkü duruşmada başta Fikret İlkiz olmak üzere avukatlar ve sanıklar tarafından bir kez daha çürütülen bu iddianameyle kimsenin bir gün daha tutuklu yargılanması normal olarak mümkün değil. Dolayısıyla adaletin tam olarak tecelli ettiği asla söylenemez.

Kaldı ki Türkiye’de basın özgürlüğü sorunu Ahmet ile Nedim’le ve Odatv Davası ile sınırlı değil. 100’ü aşkın gazetecinin cezaevinde olduğu bir ülkedeyiz. Gazetecilere ek olarak Prof. Büşra Ersanlı, yayıncı Ragıp Zarakolu gibi nice aydın da sırf düşünceleri nedeniyle tutuklular.

Şurası açık: Nasıl Ahmet ve Nedim’in tutuklanmaları bir kırılma noktası olduysa, tahliyeleri de bir dönüm noktası olacaktır.

Kısaca, MİT krizinin ardından Türkiye’nin normalleşme sürecine gireceği öngörüsü galiba gerçekleşiyor.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız