Gerginliğin Nedeni Adnan Keskin Şov!

03 Mart 2012 Cumartesi, 09:39

İmambakır Üküş /İstanbul Gerçeği

Başta Önder Sav olmak üzere birçok CHP üst düzey yönetici Adnan Keskin’in mağdurluğuna gönlü el vermez…

Çok gergin ve tartışmalı geçmesi beklenen CHP kurultayı, aslında beklenenden de “sakin” geçti…

Kurultaya damgasını vuran Adnan Keskin Şov oldu…

Basit ve kolay çözülebilecek bir olayı, gerilim noktası haline getirmek Adnan Keskin’in başarısıdır…

Adnan Keskin, bu konularda oldukça “deneyim”li ve “başarılı”dır…

***

Divan ve Divan başkanı bütün kongre ve kurultaylarda tüm delegelerin sözlü ve yazılı taleplerini alır, dinler…

Ve gereğini yerine getirir…

Delegelerin taleplerini almak, dilekçelerini ve yazılarını almak onu kabul etmek değildir…

Talepleri alırsınız…

İşleme koyup, koymama yetkisi divandadır…

Talepleri alırsınız…

İster talepleri oylatır, ister oylatmazsınız…

Yetki ve sorumluluk divandadır…

***

Ama, Adnan Keskin Şov yapmayı tercih etti…

Kendini gösterme fırsatını bulduğunu sandı…

Ve iyi kullandı…

Partiyi düşünmedi…

Salonun “ruh” halini düşünmedi…

Çıkacak olayları düşünmedi…

Bir CHP Milletvekilinin linçin eşiğinden dönmesi umurunda olmadı…

O, tribüne oynuyordu…

O, yeni “askerliği”nin kabul töreni gibi gördü kurultayı…

Ve o gerilimleri yaşattı…

***

Ne oldu, ikinci gün İsa Gök konuştu…

Yer yerinden mi oynadı…

Delegelerin “fikri”mi değişti…

Parti mi “elden gitti”?

Ne oldu…

Çıktı, konuştu…

Ve bitti…

Hepsi bu kadar…

***

Ama, beni ve salonda ki eski CHP’lilerle birlikte sohbet ettiğimiz basın mensuplarını en çok güldüren Adnan Keskin’in açıklamaları oldu…

Adnan Keskin, İsa Gök’ün yaptığı konuşmadan sonra, divan başkanı gibi değil de, bir “taraf” gibi ajitatif bir konuşma yaptı…

Konuşmanın güldüren bölümü “ben hayatım boyunca kimsenin askeri olmadım, bütün siyasi hayatım bir örnektir. Şimdi de kimsenin askeri değilim” dediği bölümde…

Hal bu ki, hepimiz onu Deniz Baykal’ın askeri olarak biliyoruz…

Hani o CHP’de parti içi demokrasi yok denilen ve binlerce insanın CHP’den istifa ettiği, binlercesinin disiplin kurulu yoluyla CHP’den ihraç edildiği dönemde Deniz Baykal adına CHP’de Kılıç sallayan sekreter olan Adnan Keskin’i hepimiz ve kamuoyu Deniz Baykal’ın “askeri” olarak biliyoruz…

Hepimizin Deniz Baykal’ın “askeri” olarak bildiği Adnan Keskin kimsenin “askeri” olmadığını söylüyor…

İnsan merak etmeden duramıyor?

Peki, Askeri değildin de; nesiydin Deniz Baykal’ın…

Deniz Baykal ve Adnan Keskin demişken bir şeye daha değinmek gerekiyor…

Deniz Baykal’ın genel başkanlığında bir dönem genel sekreterlik yapan Adnan Keskin’in daha sonra Deniz Baykal’la yolları ayrılır…

Uzun bir süre böyle devam eder…

Ama daha sonra Adnan Keskin İş bankası yönetim kuruluna girmek ister…

Gerekçesi, zor durumdayım bu işe ihtiyacım var…

Çok sayıda CHP yöneticisi devreye girer…

Önder Sav dâhil birçok kişi araya girer…

Hatta, o görüşmeleri yürüten o dönemin bir yöneticisi “günlerce Deniz Baykal’ın kapısında yattık” diye durumu özetler…

Başta Önder Sav olmak üzere birçok CHP üst düzey yönetici Adnan Keskin’in mağdurluğuna gönlü el vermez…

Sonuçta, Deniz Baykal ikna edilir…

Adnan Keskin, CHP kontenjanından “iş bankası” yönetim kuruluna seçilir…

Kısa zamanda mağduriyeti giderilir…

Çok sayıda kişinin bankaya alınmasına “aracılık” yapar…

Bu durum ona Denizli’de yeniden bir “güç” ve “itibar” kazandırır…

Kazandığı yalnızca “itibar” ve “güç” olmaz…

O dönem dağıtılan iş bankası “temettü”lerinden oldukça “yüklü” bir para kazanır…

İş bankasından kazandıkları, ona siyasetin yollarını yeniden açar…

***

Bugün basında çıkanlar Adnan Keskin Şov’un nedenini daha da ortaya koyuyor…

Hemen herkes, “kurultay performansıyla Adnan Keskin’in Haziran Kurultayında önce parti meclisine, sonrada daha üst görevler üstleneceğini yazıyor”…

Zaten kendisine sorulan sorulara da “ben göreve hazırım, görevden kaçmam” diye cevap veriyor…

***

O sorulara cevap verirken “ben zaten CHP’de en üst görevleri daha önce de aldım” demiş…

Benim takıldığım konulardan biri de buydu aslında…

Nasıl olurda CHP’de en üst düzeylerde görev almış, CHP genel sekreterliği yapmış bir isim meclis idare amirliğinde görev alır…

Mecliste idare amirliğinin ne olduğunu meclisteki herkes bilir…

Bir CHP genel sekreterliği yapmış bir isim sırf kırmızı plaka uğruna böyle bir görevi kabul edebilir mi?

İmambakır Üküş