CHP kurultayları genellikle böyle oluyor. Salonda sola vurgu yapıldıkça coşku artıyor. Ancak, o salondan çıkan yönetcicilerin bu mesajı pek almadıklarına tanık olduk bu güne kadar.
Coşku bu kez de aynı. Silivri'den yeni çıkan Doğan Yurdakul'un, Kılıçdaroğlu'nun davetine sağlık sorunları nedeniyle katılamayıp, \'devrimci\' selamlarını göndermesi de aynı coşkuyla karşılanıyor.
Parti örgütünün ve militanlarının dışında kalan CHP'lirde pek heyecan uyandırmayan ve o eski itiş kakışın bir devamı gibi algılanan bu kurultay, görünen o ki örgütlerde heyecan yaratmış. Belki de şu sürekli yaşanan itiş kakışlar partisi olma görüntüsüne bir son vermek, \'yeter\' demek için bir araç olarak görülmüş.
Kurultay tüzük kurultayı. Ve eskisyle kıyaslandığında CHP'nin yeni tüzüğü tartışmasız son derece ileri, çok daha demokratik bir tüzük. Sol vurgular taşıyan bir tüzük. Gerek çarşaf liste, gerek kadın ve genç kotası ve gerekse de \'amaçlar\' bölümünde yazanlarla geçmiştekine kıyasla ileri bir tüzük.
Eski tüzüğün amaçlar bölümünün il cümlesinin \'ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü, ulusal birliği...\' diye başladığını, yeni tüzükte ise amaçlara \'insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne; laik, çağdaş, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye dayanan hakça bir düzen oluşturmak...\' cümleiyle girildiğini görmek, eski ve yeni arasındaki farkı işaret etmek için yeter.
Aslında, bu tüzük kurultaylarının \'tüzük bahane, Kılıçdaroğlu'na peşrev şahane\' diye tanımlayabilirdik. Içeriğe uyar, sonuca uymazdı bu tanımlama. Tüzük kurultayı isteyen muhaliflerin istediklerinin çoğu yerine gelmesine karşın salona gelmemeleri, asıl derdin Kılıçdaroğlu'nun liderliğinin test etmek olduğunun kanıtıydı. Test etti ve gördüler ki, şimdilik o bileği bükebilecek durumda değiller. Belki de tarihi bir hata yapıp, kendi kendilerini bitirdiler.
Belli ki, Metin Lokumcu CHPliler gönlünde de taht kurmuş, eşkıyalığı ona yakıştıramasalar da. \'METİNler adamdır eşkıya olamaz. Yeter artık yeter, bunalttınız bizi\' diyor, salnda kürsünün kaşısına asılan CHP Esenler Halkın Gönüllüleri'nin pankartı. Ümraniye İçe Başkanlığı, \'Biz Türkiyeyiz, Solcu Kemal'in yanındayız\' pankarını asmış küsrün soluna. Sağ tribünde, \'Mustafa Kemal'den Denzilere, Denizlerden bizlere, Tam Bağımsız Türkiye\' diyor Çorlu Gençlik Kolları.Kılıçdaroğlu saygı duruşuna çağırırken, cumhuriyetin kurucularını,Mustafe Kemal'i, şehitleri ve devrim şehitlerini anıyor. Türibinde sol yumruğunu kaldırmış bir CHP'li \'akın var akın, güneşe akın, güneşi zaptedeceğiz\' diye katılıyor saygı duruşuna.
Konuşmasına \'Devrimciler, Kuvva-yı Milliyeciler, Cumhuriyetçiler\' diye salonu selamlayarak başlıyor, ve konuşması içinde \'denizleri ve arkadaşlarını her zaman anacağız\' diyor.
Anadolu Ateşi'nin \'Haydar Haydar\' diyerek ve semah dönerek başlattığı toplantıda, Anadolu'nun tüm renkleri danslarla salona taşınıyor.
Daha bugün olmadan, dünkü salonun şölen havasında, bugünkü muhalifler kurultayının bütün havası sönüyor. Muhalifler, Önder Sav ve Baykal bu salonda yer almayarak belki de kendi kalelerine bir daha çıkaramayacakları bir gol atıyorlar.
CHP bir kurultayı daha sola vurgu yaptıkça coştuğunu görerek noktalıyor. Bu kez, bir adım ileri gidip tüzüğünde de aynı doğrultuda adım atıyor. Şimdi, Kılıçdaroğlu'nun önünde iki yol var. Biri, o eski yol; sol heyecanı salonda bırakıp çıkmak. Ikincisi, bu heyecanı programa ve hayatın içinde atacakları somut adımlara taşımak.
Göreceğiz!
|