İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Bu CHP’nin gelecekte bir yeri olabilir mi?

Bu CHP’nin gelecekte bir yeri olabilir mi?

26 Şubat 2012 Pazar, 09:33

Kadri Gürsel /Milliyet

Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’si ile Vladimir Putin’in Rusya’sı arasında şaşırtıcı benzerlikler bulunduğu aşikâr.
İki ülkede de baskıcı devlet geleneğini sahiplenen otoriterleşmeci siyasi kültür ve liderlik etme anlayışları, benzerliklerin oluşmasında en önemli rolü oynuyor.
Putin ve Erdoğan’ın temsil ettiği ideolojilerin birbirinden farklı olmasının bu bakımdan bir ehemmiyeti yok. Neticede ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Seçimli otoriterliğe...
Rusya’daki otoriterlik petrol ve gaz gelirleri ile sübvanse ediliyor. Türkiye’deki popülist otoriterliğin siyasi yakıtı ise ekonomik büyüme...
AKP iktidarı her seçimden oyunu artırarak çıkmışsa, bunda, büyüme sayesinde genişleyen kamu parasını harcama imkânlarını, yoksul seçmeninin hayatını iyileştirici kaynak transferlerinde de beceriyle kullanmasının önemli payı var.
Sonra, Türk ve Rus medyalarının durumu da benziyor birbirlerine...
Rusya’da medyanın neredeyse tamamı Kremlin tarafından kontrol ve sübvanse edilir.
Türkiye’de ise medyanın yarısından fazlası siyasi iktidar koalisyonunun kontrolündedir. Geri kalanı da büyük ölçüde sindirilmiş ve kendi kendisini iktidarın menfaatine oto-sansürüyle kontrol eder hale getirilmiştir.
İki ülkenin muktedirleri birbirlerine iktidar modeli oluştururlar.
Benzerlikleri arasında, muhalefetlerinden yana şanslı oluşları da var.
Üstelik tarihsel bir şans bu, çünkü istikbal adına bir değer ve alternatif ortaya koyarak, politika üreterek kendilerine dünyayı dar eden ve dolayısıyla ciddiye alınmayı da hak eden bir ana muhalefet yok ülkelerinde...
Her iki ülkede de ana muhalefet geleceği değil, geçmişi temsil ediyor. Zamanın, toplumsal dinamiklerin ve nesnel değişimin geçersiz kıldığını, eski rejimleri...
Rusya’da ana muhalefet, Gennadi Züganov liderliğindeki Rusya Federasyonu Komünist Partisi. Geçen 4 Aralık’ta yapılan Rusya Parlamentosu (Duma) seçimlerinde oyların yüzde 20’sini aldı; Putin’in yüzde 50 kaydeden “Birleşik Rusya”sının ardından ikinci sırada, ana muhalefet konumunu sürdürdü.
Komünist Parti’nin duygu ve düşünce ikliminin ana unsuru “Sovyetler Birliği nostaljisi”... Stalinci, solcu-milliyetçi bir siyasi doğrultudalar. En büyük desteği emeklilerden alıyorlar. Reaksiyoner bir tabanları var. Onları birleştiren, nelerden yana olduklarından ziyade nelere karşı oldukları...
Komünist Parti gösterilerinde çekilmiş fotoğraflarla ne zaman karşılaşsam yaşını başını almış insanların öfkeli yüzlerini görürüm. Bu karelerde gençler hep küçük bir azınlıktır.
Partinin eskiyi ve geçmişi temsil ettiğinin görsel kanıtıdır bu hüzünlü fotoğraflar.
Bu duygunun bir benzerini geçen 4 Aralık’ta İzmir’de düzenlenen CHP mitinginin fotoğraflarına bakınca da yaşamıştım. Alanı dolduran kitle çoğunlukla orta yaş ve üzerindeki insanlardan oluşuyordu; gençler bir hayli azınlıkta kalmışlardı.
Bugünkü CHP’nin başlıca iki sorunu var...
Birincisi ve en önemlisi, etkin parti tabanının, tıpkı Rusya’nın Komünist Partisi’ninki gibi nostaljik ve gelecek korkusuyla karakterize olmuş kimliği...
Hayli reaksiyoner ve stresli bir taban bu ve partideki değişimci girişimleri sürekli biçimde akamete uğratmak yönünde etkide bulunuyor. Muhafazakâr Kemalist, katı laikçi ve ulusalcı... Anti-Kürtçü, anti-İslamcı ve anti-Batıcı...
Sekülerleşmiş kentli orta sınıflarla Aleviler arasındaki CHP buluşmasının ortak paydası, yaşam tarzları ve özgürlüklerinin, baskılayan İslamcı muhafazakârlaştırma karşısında güvence altına alınmasıdır.
Deniz Baykal liderliği, siyasi varlığını bu korkulardan ürettiği rantla, yüzde 20’lik bir oy seviyesi konforuna kanaat ederek sürdüre gelmişti. Ta ki röntgenci siyaset mühendisleri çetesinin 2010 mayısındaki video darbesine kadar...
İkinci sorun da işte bu noktada, Baykal’ı terke zorlayan konjonktürde oluştu.
CHP’de bir kesim, değişmek ve partiyi geleceğe hazırlamak gerektiğinin farkındaydı. İktidarda ve ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak için partinin devletçi siyasi kültürünü, bölgesel ve sınıfsal sınırlanmışlığını aşan, yenilikçi ve modern bir sosyal demokrat hüviyet kazanmak...
Ama aradan geçen zamanda olmadı ve olmuyor. Liderlik değişiminin parti tabanından kaynaklanan özgün dinamikler ile değil de dışarıdan tetiklenerek zorlanmış olmasındaki çarpıklığın beraberinde getirdiği sorunlar bir taraftan engelledi...
Yeni liderliğin, tabanın muhafazakâr reflekslerine rağmen hem partiyi dönüşüme ikna etmekte, hem de değişimi planlayıp sürdürecek kifayet ve dirayeti sergilemekte başarısızlığa uğraması diğer taraftan mani oldu.
Neticede, işte yine CHP bütün anketlerde Baykal zamanında olduğu gibi yüzde 20’de görünüyor.
Bu haliyle bile CHP’nin bir geleceği olabilir. Ama ülkenin geleceğinde bir yeri olabilir mi, orası şüpheli.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız