Kurultay sürecinde CHP-II

25 Şubat 2012 Cumartesi, 08:34

ENVER AYSEVER /BİRGÜN

CHP tarihinde bugüne benzer kırılma süreçleri yaşandığını biliyoruz. Ecevit 1977’de sosyal demokrat olma noktasında radikal ve ilerici adımlar atmış, sonucunda %40’ların üstüne çıkan bir parti doğurmuştu. Sürekli bu örnek üzerinden, avunarak çözümlemelerde bulunmak gerçekçi olmaz. Dünya değişti, denklem bozuldu ve saflar artık başka türlü oluşuyor. Ancak o örneğin anlamlı bir yanı var; sol değerler içselleşip, sahicileşirse ve günün koşullarıyla yeniden biçimlenirse, en azında saldırgan liberalizme karşı anlamlı bir direnç noktası oluşur.

Elbette farklı gerekçelerle CHP’de olmayı düşünen, işbirliği arayan çevrelerin bu türden bir dümen kırmaya itirazı olacaktır. Tam da bu nedenle “Herkes için CHP” diye tarif edilen yapı kuşku uyandırmakta. “Herkesten Oy Almak İsteyen CHP” ile duruma göre tutum takınan CHP algısı arasında fark var. Bir yanıyla eski ANAP, DYP olan, bir yanıyla MHP’yle kesişen söylemlerde bulunan, duruma göre BDP’ye yakın duran, büyük söylemde ve iktisadi meselelerde ABD ve liberal çizgide duran CHP olsa olsa bir ucubedir. Bu durum pek de hayırla anılmayan Baykal CHP’sini aratır hale gelmiştir tabanda! Tuhaf ama öyle…


Şoför koltuğunda bulunan Kılıçdaroğlu bu kurultayla kimlik arayışını sonlandırma olanağına sahip. Yeni anayasayı önce parti içinde yapan, ardından ilk kurultayda ideolojik söylemine uygun seçim yapan ve gelen üyelerle birlikte seçimlere hazırlanan bir CHP, bulanık bir söylem yerine durduğu noktayı doğru tarif eder ve bunu bir manifesto olarak toplumla paylaşırsa etkili olabilir. Bu durum kendi dışında duran diğer muhalif partilerin de söylemlerini güçlendirecektir. Sosyalistler, sosyal demokratlar, Kürt hareketi, TKP gibi kurumlar daha çok ses verecektir. Siyasal başka bir dilde tartışma olanağı bulacaktır.

Batı tipi sosyal demokrat partilerin bu meseleleri nasıl olgunlaştırıp, tartıştığı biliniyor. Partinin kanatları var. Değişimden yana olan ve öncülük edenlerse SOL KANAT adı altında olanlar! Geçmiş CHP’de bu yönde başarılı çalışmalar yapanlar da var elbet. Şimdi de aynı arayış söz konusu. Özellikle yeni bir kitapla bu meselelere ışık tutma çabası içinde olan Ercan Karakaş’ın önerileri ciddiye alınmalı.

Batıda göçmen sorunları, çevre meseleleri, küresel ısınma, yeni sınıflar(beyaz yakalı işçiler), genç nüfus türü konular solcuların gündemindeyken, CHP’nin henüz pusula bulamamış olması elbette siyasal seçenek olamamasının önünde önemli engel. AKP tüm varlığıyla küresel kapitalizme teslim olduğunu “Milli görüş gömleğini çıkardık” diyerek dile getirdi. Peki CHP ne söyleyecek?

ERCAN KARAKAŞ’IN ÖNERİLERİ
Sosyal demokrasiye inanan, kavga veren Karakaş çok temel bir soruna işaret ediyor ve ‘Her aşamada seçim’ diyor kısaca. Örgütlü olmanın, ancak demokratik seçimlerle anlamlı olacağına işaret ediyor. Kadınların, gençlerin temsil edilebilmesine vurgu yapıyor. Yerel yönetici seçimlerinden, milletvekili adaylığına dek her üyenin değerli olduğu bir kurumsal yapı öneriyor. Tartışma kültürünü kişilerden arındırıp, fikirlere taşımak gereğine vurgu yapıyor. Evrensel sosyal demokrat ilkelerin bir an önce ortak bir ideoloji haline gelmesine dikkat çekiyor. Kürt sorunu, inanç özgülüğü, demokratik anayasa yapmanın da buradan geçtiğine işaret ediyor. Partinin tüm yönetiminin üyelerde seçilmesine vurgu yapıyor. MYK dahil. Bu sese kulak vermek gerek. Kitabı okumak ve tartışmak gerek.

Karakaş, özellikle Alman sosyal demokratlarını iyi bilen, iletişim halinde olan biri olarak, hem tutuculuğa meydan okuyor kitabında, hem de örgüt olmadan siyasal bir kavganın kazanılamayacağını netlikle ortaya koyuyor.

SON ÇÖZÜMLEME
CHP bugün siyasetin tam göbeğinde önemli bir sorun olarak duruyor. Büyüyüp iktidar seçeneği olmadıkça, kendi dışındaki oluşumları olumsuz etkiliyor. Yok olup, tarihteki yerini almadıkça, yine aynı sonucu doğuruyor. Oysa giderek iki kutuplu hale indirgenen siyasetin çoğulcu olması için CHP’nin kendini tarifi önemli. Ya kendi solundaki renklerle işbirliği yaparak, %10 barajının doğurduğu mağduriyeti gideren özgürlüğün, emeğin partisi olacak ya da kısır çekişmeler, ülkenin önünü tıkayan iç sorunların partisi olarak anılacak.

Kurultaylar medyanın olumsuz pompalamasına karşın önemlidir. Tartışma olanağı doğurur. Yeni düşünme biçimleri geliştirmek için zemin yaratır. Kılıçdaroğlu’yla yaptığım görüşmelerde, sanki yapılan yanlış tercihlerden ders almış gibi geldi bana. Samimi biçimde CHP ve ülke tarihinde büyük bir değişimi gerçekleştiren kişi olmak istediğini görüyorum. Yola çıktığında bu çok kolaydı. Şimdi hayli zor! Olsun. Eğer bunu başarırsa hepimiz için önemli bir görevi yerine getirmiş olacak.