İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Soru ve cevaplarla ‘Cemaat’ meselesi

Soru ve cevaplarla ‘Cemaat’ meselesi

17 Şubat 2012 Cuma, 11:17

Ahmet HAKAN /Hürriyet

SORU: Sen daha önceki yazılarında “Cemaat” ile “hükümet” arasında bir kavganın yaşanmayacağını yazmıştın. Ama bak kavga ettiler...


Ne diyorsun?
CEVAP: Doğrudur: Daha önceki yazılarımda “Hükümet ile ‘Cemaat’ etle tırnak gibidir” demiştim. Doğrudur: Etle tırnak kapıştı. Doğrudur: Ortada ciddi bir çelişki var gibi görünüyor. Oysa yok. Çünkü benim iddiam, bu iki yapının “iktidar gücü” ellerinde olduğu müddetçe esaslı bir kapışma içine girip ayrışmayacakları yönünde... İşte bakın: Kapıştılar ama hemen de silahları gömüverdiler. Ayrışmadılar. Birbirlerine girmediler. Karşılıklı meydan okumayı uzatmadılar. Sonuç? İktidar gücü ellerinde olduğu müddetçe ayrışmayacaklar. Yani iddiamın arkasındayım.

* * *

SORU: Yazılarında “Cemaat’i bırakalım, hükümete bakalım” diyorsun. Oysa “Cemaat”, Türkiye’de hükümete bile meydan okuyan bir güce erişti. Bu durumda niye “Cemaat”i bırakıp hükümete bakalım ki?
CEVAP: Şundan dolayı: “Cemaat”e muhalefet ederek bir yere varılamaz. Muhatap bulamazsınız. Çünkü “Cemaat”in bir genel başkanı yok, yönetim kurulu yok, örgütlenme şeması yok... “Bürokrasideki ‘Cemaatçi’ yapılanma” falan diyerek de bir yere varılamaz, çünkü bunun da kanıtlanabilir bir tarafı yok. Ancak bazı kuşkulardan hareketle analizler yaparsın, o kadar... Bu analizlerle de bir sonuç alamazsın... Oysa bizim yurttaşlar olarak tek muhatabımız etiyle kanıyla karşımızda somut olarak duran hükümettir.

SORU: “Cemaat”i bırakıp hükümete bakmanın ne faydası olacak?
CEVAP: Çok fazla faydası olur. Mesela sen “özel yetkili mahkemeler”den mi şikâyetçisin? “Özel yetkili mahkemelerin arkasında cemaat var” diye sabahtan akşama kadar ağlasan ne olacak? Ne sonuç alacaksın? Hiç. Hatta “arkada ‘Cemaat’ var” diyerek, bu konunun esas muhatabı olan hükümeti de inceden mazur
göstermiş olacaksın. Oysa bunun yerine “Cemaat”i falan unutup sorunun doğrudan muhatabıyla baş başa kalman gerekmez mi?

* * *

SORU: Peki ya kavga? Ortada müthiş bir gerginlik ve gerilim var. Tarafların da “hükümet” ile “Cemaat” olduğu söyleniyor. Bu konuya kayıtsız mı kalınacak?
CEVAP: Meraklıysan kayıtsız kalma... Komplo teorisi üzerine komplo teorisi üret... Elindeki bilgileri bir araya getir. “Şu cemaatin adamı / bu hükümetin adamı” falan diye çetele tut... Şifreli yazılardan kavganın boyutlarını öğrenmeye çalış... Bütün bunların kimseye bir zararı yok... Eğleniyorsan devam et... Benim söylediğim şu: Bundan bir fayda elde edemezsin. Buna kapılıp gitmenin sana bir yararı olmaz. Ayrıca görmüyor musun, adamların kavgaya başlamaları ile barışmaları bir oluyor... Sen de kendini kavgaya kaptırdığınla kalıveriyorsun.

SORU: “Cemaat” ile “hükümet” bir gün esaslı bir kavgaya girişir mi?
CEVAP: 4 Aralık tarihinde şunları yazdım: “Cemaat ile AK Parti büyük bir ittifak yaptı. Beraber risk aldılar, beraber mücadele ettiler, beraber atıldılar kavgaya. Zaten ortak duyarlılıkları bulunan bu iki yapı kısa sürede kaynaştı, iç içe geçtiler. Neredeyse birbirlerinin içinde eriyecek hale geldiler. Bu iş “Cemaat”in DSP’ye verdiği desteğe ya da Ecevit’in cemaati koruyup kollamasına benzemiyor. “Cemaat”in daha önceki siyasal ittifaklarıyla alakası olmayan bir durum söz konusu...” Evet, 4 Aralık tarihinde bunları yazdım. Ardından da ekledim: “Bu büyük ittifak, ancak AK Parti’nin çok esaslı tökezlemesi sonucu bozulabilir”. MİT olayına rağmen hâlâ böyle düşünüyorum.

Tarafsız bir bakışla: Tuncay Özkan kararı

TUNCAY Özkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne üç konuda şikâyette bulundu:
BİR: Adil yargılama...
İKİ: Kötü muamele...
ÜÇ: Tutuklama...
Tek tek gidelim:

* * *

Önce “adil yargılama”.
AİHM, adil yargılamayla ilgili şikâyetleri ancak dava kesinleştikten sonra ele alır.
Bu nedenle bu başvuru reddedildi.
Ancak bu ret kararından “adil yargılama yapılıyor” sonucu çıkarılamaz.
Çünkü AİHM, adil yargılama olup olmadığına ancak dava tamamlandıktan sonra bakabileceğini söylüyor.

* * *

“Kötü muamele”ye gelince...
Tuncay Özkan’ın Emniyet’teki sorgusunda işkence ve kötü muamele gördüğüne dair şikâyeti reddedildi.
Çünkü AİHM, işkence ve kötü muamele için “acının belli eşiğe ulaşması” ve “bunun doktor raporuyla saptanması” gerektiğini söylüyor.
Tuncay Özkan açısından bu iki durum da söz konusu değil.

* * *

“Tutuklama” meselesine gelince...
Tutuklamayla ilgili Tuncay Özkan’ın dört şikayeti var:
BİR: Tutuklama süresiyle ilgili şikâyet.
İKİ: Tutuklamaya itiraz için Türkiye’de etkili bir yargı yolunun bulunmadığı şikâyeti.
ÜÇ: Tutuklamanın makul bir şüpheye dayanmadığı şikâyeti...
DÖRT: Davacı gözaltına alındığında neyle suçlandığının kendisine bildirilmediği şikâyeti...
AİHM bu dört maddeden ilk ikisini kabul etti, son ikisini reddetti.
Bu şu anlama geliyor:
AİHM, başlangıçtaki tutuklamanın makul şüpheye dayandırıldığını ve somut olguların bulunduğunu kabul etti. Ancak bu karar, tutuklamanın devam etmesinin haklılığına onay anlamına gelmiyor.
AİHM, tutuklamanın devam etmesine yönelik şikâyetleri inceleyip bir karara varacak.
Ayrıca AİHM, “tutuklamaya itiraz için Türkiye’de etkili bir yargı yolu bulunmadığı”na dair şikâyeti de kabul etti. Kısacası...
Siz yazılıp çizilenlere bakmayın:
AİHM, Tuncay Özkan’ı mahkûm etmemiştir.
Zaten AİHM’nin böyle bir karar verme yetkisi yok.
Ayrıca hakkında henüz Türk mahkemelerinin bile bir karar vermediği Tuncay Özkan hakkında AİHM’nin bir karar vermesi mantıksızlığın daniskası olurdu.
Yine AİHM, “Ergenekon terör örgütü”nün var olduğuna dair bir karar da vermemiştir.
AİHM’nin elinde “Türkiye’de Ergenekon terör örgütü var mıdır, yok mudur” konusunu araştıracak dedektifler yoktur.
Bu konuda elindeki tek bilgi “iddianame”dir.
AİHM kararında da “iddianame”de söylenenler “savcının ve mahkemenin iddiası” olarak yer almıştır.

* * *

AİHM’nin verdiği kararda hem Ergenekon savunucularını memnun edecek, hem de Ergenekon karşıtlarını destekleyecek unsurlar var.
Ergenekon savunucuları...
Uzun tutukluluğun AİHM tarafından kabul görmediğini...
Ergenekon karşıtları ise...
Başlangıçtaki tutuklamanın AİHM tarafından onaylandığını... Söyleyerek bayram edebilirler. Bense kendimi AİHM kararının doğru dürüst anlaşılmasına katkı sunmakla mükellef sayıyorum.

Ata’yla dalga geçen türbanlı öğrenciler

KARTAL Anadolu İmam-Hatip Lisesi’nin bahçesindeki Atatürk büstünün yanında dört türbanlı öğrenci poz vermiş.
Biraz haylazca bir poz bu...
İki gazeteye manşet oldu bu poz.
“İşte hükümetin özlediği dindar nesil” diye başlıklar atıldı.
Dört öğrencinin amaçsız haylazlığından büyük genellemelere gidildi yani...

* * *

O dört genç kızın başları açık olsaydı...
Okul bir imam-hatip lisesi yerine düz lise olsaydı...
Ve başı açık dört düz lise öğrencisi, Atatürk büstünün yanında haylaz bir şekilde fotoğraf çektirseydi...
Asla ve kata mesele yapılmazdı.
Böyle bir olayın mesele yapılabilmesi için şu dört unsurun bir araya gelmesi gerekir:
BİR: Türban... İKİ: İmam-hatip... ÜÇ: Atatürk büstü... DÖRT: Haylazlık.
Ancak bu dört unsurun bir araya gelmesi halinde büyük siyasi sonuçlar çıkarılabilir.
Parçalanması atomun parçalanmasından daha zor olan önyargı dedikleri şey bu olsa gerek...

* * *

NOT: Sakın “Düz lisede okuyan başı açık kızlar böyle bir şey yapmaz” demeyin, elimde yapabileceklerine dair deliller var.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız