PARMAĞI kesilen işçi var. Kolu kesilen işçi var. Vücudunun çeşitli yerleri kesiklerle dolu işçiler var. Sigortası yatmayan işçiler var.
Varlar karşılığında yoklar eksik değil. Örneğin, fazla mesai karşılığı ücret yok. Yıllık izin yok.
Burası Gerede deri atölyeleri. Bu atölyelerde ham deri işleniyor. Ham deri işleme Tehlikeli İşler Tüzüğü kapsamında. Ancak, tüzük ve kapsam burada pek geçerli değil. Geçerli olan, tehlikeli işler. O tehlikeli işler sonucunda işçilerin sağlığı tehlikeye giriyor.
Gerede’de yaklaşık 120 deri işleme atölyesi var, 2 bin 500 dolayında işçi çalışıyor. Gerede, 2 bin 500 işçi, Türkiye’de kimin umurunda.
SÖZ VERİLDİ
Geçenlerde Gerede’den bazı sahneler TV’lere yansıyor, polis ve biber gazı ve gözaltına alınan işçilerin çığlıkları.
O çığlıklar orada kalıyor, oysa işçilerin “artık yeter” diye ayağa kalkmaları Gerede’de ilk kez yaşanıyor. TV’lerden yansıyan biber gazının devamını kimse merak etmiyor. Türkiye’de yaşanan onca skandal arasında Gerede unutuluyor. Nasıl unutulmasın, unutulmak için geçerli neden var, onlar yasal haklarını istiyor.
TV’lere yansıyan sahnelerden sonra Çalışma Bakanlığı Gerede’ye iş müfettişleri gönderiyor. Giden müfettişler kısa süre sonra geri dönüyor. Atölye sahipleri hayli güçlü.
Müfettişlerin geri dönüyor ama, işçiler amaçlarına ulaştığını sanıyor. İş verenler çalışma koşullarının düzeltileceğine söz veriyor. Aradan kısa süre geçiyor, ne verilen hak var ortada, ne düzelen çalışma koşulları. Ortam yeniden geriliyor.
AKP YÜZDE 85
İki hafta önce Ankara’dan Gerede’ye yeniden iş müfettişleri geliyor. Sahne aynı. İşçiler haklı, iş veren güçlü. Olağan durum, yadırganacak bir şey yok.
Ancak, devrede farklı bir etken var. Gerede AKP’nin en güçlü olduğu ilçelerden biri, son seçimde Gerede’de AKP yüzde 85 gibi rekor oy alıyor. Hem yüzde 85 oy al, hem o gariban işçilerin hakları göz göre göre çiğnensin, üstüne üstlük cop ve biber gazı yesin, gözaltına alınsın, bu biraz fazla. Yüzde 85’e ihanet gibi.
CHP Bolu milletvekili Tanju Özcan durumu sürekli izliyor. İş müfettişlerinin yazacağı rapor “Tehlikeli İşler Tüzüğünü” ne kadar işletecek, göreceğiz.
Taraftar davaya rakamla bakıyor
SEZON sona eriyor, maçlar bitiyor, haziran ve temmuz ayları kulüplerin forma, top, eşorfman gibi ürünlerinde satışlarının en düşük olduğu aylar.
Geçen yıl 3 Temmuz’da şike tutuklamaları başlıyor. O durgun döneme rağmen, Fenerbahçe mağazaları Fenerium’da satışlar yüzde 52 oranında artıyor, ciro 60 milyon liraya yükseliyor.
Fenerium dışında, Fenerbahçe’nin lisans verdiği ürünler var, çanta, kaşkol, kalem, çocuk eşyası gibi Fenerbahçe armasını taşıyan ürünler. Bunların yıllık satışı 5 milyon lira artıyor.
Fenerbahçe Stadı Saraçoğlu’nda kombine bilet satışı 27 binden 30 bine yükseliyor. Loca satışları çoktan kapanıyor. Kombine satış dışında, her maçta Saraçoğlu tıklım tıklım doluyor. Bu arada bayan seyirci sayısı hızla artıyor.
Fenerbahçe yönetiminde bu işlerden sorumlu Asbaşkan Abdullah Kiğılı 35 yıllık Fenerbahçe’de görev yapan yönetici olarak:
“Fenerbahçe’nin bu kadar büyük olduğunu biz de bilmiyorduk. Bu dava ile birlikte Fenerbahçe taraftarının kulübe verdiği destek müthiş, taraftar kulübe şimdi çok daha fazla sarılıyor.”
Bu tablonun ortaya koyduğu bir gerçek var. Fenerbahçe taraftarı açılan davaya inanmıyor, inanmadığı için kulübünü maddi, manevi destekliyor.
Lüks merakı + enerji = 94 milyar dolar
İTALYAN mobilyası, Fransız parfümü, altın, lüks arabalar, kadın-erkek giyim eşyası, aksesuar, çarşaf, perde, hatta sabun, deri eşya ve devamı, bunların toplam değeri 40 milyar dolar, yani lüks tüketim. Bu ürünler bizde üretiliyor, ama biz bunları yine de ithal ediyoruz.
Türkiye ihracatta ve ithalatta rekor kırıyor. İthalat rekoru tatsız rekor, fazla para harcıyoruz. Olmayacak ürünlere çok para veriyoruz. Çin malları cabası.
Geçen yıl ihracat yüzde 18.5 artarken, ithalat yüzde 29.8 artıyor, bunun sonucunda bir rekor da cari açıkta geliyor. Cari açık adım adım 100 milyar dolara doğru gidiyor. Açığı azaltmanın ilk adımı lüks ithalatın sınırlanması olabilir.
İthalatın kompozisyonunda en çarpıcı rakamlardan biri enerjide. Enerji ithalatına 54 milyar dolar ödüyoruz. Petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artış bir yana, bir önceki yıla göre yüzde 40 oranında artan bu faturanın anlamı önemli:
Enerjide dış bağımlılık fazla. Enerji üretiminde iç kaynaklar yeteri kadar harekete geçirilemiyor.
Pek çok yönden okunabilecek ithalat rakamları lüks tüketim ve enerji faturası ile daha çarpıcı hale geliyor. Enerji artı lüks tüketim eşittir 94 milyar dolar.
|