İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Seçmek lâzım: MİT'le mi toplumla mı?

Seçmek lâzım: MİT'le mi toplumla mı?

15 Şubat 2012 Çarşamba, 09:28

Kürşat Bumin /Yeni Şafak

Diyelim ki MİT/Hükümet ve Yargı/Emniyet arasında başgösteren \'kriz\'in asıl nedeni Kürt sorununa ilişkin uygulanması gerekenler konusunda ikinci grubun birinci grubun tercihine katılmamasıdır. Yani bir tarafta (birinci grup) sorunun çözümü yolunda \'siyaset\'in asla unutulmaması gerektiğini savunulurken, diğer tarafta asıl olarak \'güvenlik\'i merkeze alan bir tercih ve yaklaşım söz konusudur. Nitekim sorunun \'siyasetsiz\' çözülemeyeceği fikrinde olduğu söylenen hükümetin MİT dolayımıyla gerçekleştirdiği \'Oslo görüşmeleri\'nin birinci grubun söylediğimiz niyetinin bir işareti olarak yorumlanması gerektiği söyleniyor.

\'Oslo görüşmeleri\'ne İstanbul özel yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen'in önceki gün yaptığı açıklamada da –ismi anılmayarak- atıfta bulunulduğu söyleniyor. Bu yöndeki yorumlar haksız sayılmaz, çünkü Başsavcıvekili, MİT'e ilişkin soruşturma hakkında \'Yürütme organı tarafından terörün sona erdirilmesi amacıyla belirlenen ve icra edilen tercih ve politikaların soruşturma konusu yapılması hiçbir şekilde söz konusu değildir\' diyor.

Bu durumda son günlerin ağır tartışmasını –çokça tekrarlandığı gibi- bu çerçevede anlamamız gerekiyorsa söylenmesi gereken şudur: Hükümet, Kürt sorununun \'siyasetsiz\' çözülemeyeceği dair görüşünü niçin topluma değil de PKK-KCD'nin ileri gelenlerine anlatıyor?

Bu muammayı nasıl açıklamak gerekir acaba? Hükümetin MİT'in tek başına bu işi gerçekleştirebileceğini sanması-inanması daha baştan olmayacak duaya amin demek deği midir? Bu anlaşılmaz tutum sadece seçmenlerini ürkütmek endişesinden mi kaynaklanıyor? Yani bir yandan başta İçişleri Bakanı olmak üzere olmayacak açıklamalarda bulunulurken diğer yandan MİT yöneticilerinin PKK-KCD'nin ileri gelenlerine \'siyaset\'in erdemlerini sıralatmak... Sürecin istenildiği gibi işlemesi ve MİT'in bu olmayacak işin altından kalkması durumunda da sıranın \'toplum\'a seslenmeye gelmesi...

Bu tutum tek başına bile \'siyaset\' safını seçtiği söylenenlerin siyaseti ne derece yanlış anladıkları ve küçümsediklerinin iyi bir delili değil midir? Olup bitenden \'toplum\'u haberdar etmemenin, daha doğrusu olacak bitecek olanları \'toplum\'la birlikte düşünüp gerçekleştirmek yolunu seçmemenin \'siyaset\' ile nasıl bir ilgisi olabilir?

\'Oslo görüşmeleri\' adı altında medyada yer alan toplantı kayıtlarına mutlaka göz atmışsınızdır. Bu kayıtlarda MİT Müsteşarı'nın muhataplarına anlatmaya çalıştığı bir konu özellikle dikkatimi çekti. Hakan Fidan, görüşmenin bu bölümünde yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasından söz ediyor: \'İktidar beş sene önce dedi ki biz yerel yönetimler yasasını geçiriyoruz, belli şeylerin mahalli teşkilatlarını kaldırıyoruz. Milli eğitim, şunlar, bunlar bakanlıklarını kaldırıyoruz, valiliklere ve belediyelere veriyoruz. İlk önce valiliklere, uzun vadede belediyelere gidecek. Aslonan şudur yani, şimdi Hakkari'de yol yapılacak, Ankara'dan Devlet Planlama Teşkilatı'ndan görüşülüp şeye çıkıyor. İşte Çemişgezek'te ne olacak, şurada ne olacak. Bu adamı şimdi öğretmen alacaksınız oradaki valiliğe kontenjan verilecekti. Valilik bu öğretmeni alacak, adama oraya gidecek kardeşim bilinçli olarak geliyor, ben burada öğretmenlik yapacağım. Daha sonra adamın tayin derdiyle başka yerde başka pozisyon açılır oraya gitmek ister o ayrı. Biz bunu yapamadık yani Cumhurbaşkanı iki defa geri çevirdi. Aldı Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. O zaman kaldı, gitti. Şimdi bu son derece verimliliğe dayalı bir şeydi. Hani bunun siyasi ideolojiyle falan filanla alakası yok bunun, aklın yoludur bu.\'

Fidan, -bu sözleri Sabri Ok tarafından iki cümleyle geçiştirildikten sonra- şöyle devam ediyor: \'Daha anlamlı işlerle daha büyük bir şeylerle ve Türkiye'nin gideceği yer de odur. Yani ben size burada siyasi iktidarın psikolojisini, fikrini ve parametrelerini elimden geldiğince şeffaf bir şekilde bir taraftan yansıtmaya çalışıyorum.\'

Nedir bu söylenenler-okuduklarımız? MİT Müsteşarı'nın muhataplarına iktidarın \'psikolojiisinin, fikrinin, parametrelerinin\' nasıl da \'özerkliğe\' yatkın olduğunu anlatmaya çalıştığını mı söyleyeceğiz? Fidan'ın hükümetin mahalli idareleri güçlendirmek için –bir zamanlar- Meclis'ten geçirdiği yasayı hem de \'siyasi ideolojiyle falan filan ilgisi yok bunun\' yorumuyla hatırlatması \'siyaset\'e öncelik tanımak mıdır şimdi? Bu hatırlatmanın muhataplar nezdinde nasıl bir olumlu-işlevsel rolü olabilir ki? Üstelik söz konunu yasanın \'veto\'dan sonra hükümet tarafından kapağının asla kaldırılmadığı gerçeği de ortadayken...

Kürt sorununun çözümü yolunda \'siyaset\'in öncellendiğinden bu ve benzer açıklamaları-hatırlatmaları anlıyorsak, yandık demektir! 2003 tarihli Kamu Yönetimi Reformu'nun bile izinin kalmadığı ama öte yandan Kürtçü siyasetin artık \'idari ademi merkeziyetçilik\'le bile yetinmediği bambaşka bir Türkiye'de bu türden hatırlatmalarda bulunmanın neresi \'siyaset\'i öne çıkarmaktır?

Oysa \'siyaset\'in yolu hâlâ tabii ki açıktır. Siyasi iktidar MİT yöneticilerine \'Oslo\'da muhataplarına söyletmeye çalıştığı hususları açık-seçik biçimde \'toplum\'la paylaşabilir. Ceza yasalarından idarenin siyasi zeminde (\'siyasi ideoloji\' çerçevesinde yani!) ademi merkeziyetçi bir yapıya ulaştırılmasına, kültürel-eğitimsel hakların tanınmasına ilişkin önerilerini sıralayıp, seçmenleri veya değil toplumu bu yönde ikna etmeye çalışabilir. Gerçek anlamıyla \'siyaset\' de işte o zaman gerçek anlamıyla başlar. MİT yöneticilerini hakim olmadıkları konular hakkında açıklama yapmaya –\'siyaset yapmaya\'- memur etmeden önce.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız