|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Padişahta bile böyle bir yetki yoktu
14 Şubat 2012 Salı, 08:20
Can Ataklı /VATAN
|
|
Başbakan’ın çok güvendiği MİT Müsteşarı’nı korumak ve kollamak için “kişiye özel tek kişilik bir kanun çıkarmaya“ kalkması çok yanlış ve şaşırtıcıdır.
Konu en başta Anayasa’ya aykırı. Çünkü anayasamız devam etmekte olan bir dava ile ilgili olarak yasal düzenleme yapılmasını veya davanın seyrini etkileyecek bir yasa çıkarılmasını yasaklıyor.
Sanıyorum bu madde iktidara göre de demokratik olmalı ki, 12 Eylül referandumundaki “daha demokratik anayasa” paketinde bu madde yer almamıştı.
İkincisi kişiye özel kanun çıkarılması, bazı devlet görevlilerini korumak için zaman zaman yapılan bir uygulama olsa da, yine devam etmekte olan bir soruşturma aşamasında bu tür bir yasal düzenleme yapmak, en azından hukuk ahlakı açısından yanlış.
Ancak benim asıl dikkatimi çeken ve tehlikeli bulduğum nokta farklı. Bu tek maddelik yasa, zamanında padişahlara, krallara bile tanınmayan çok geniş bir yetki sağlıyor Başbakan Erdoğan’a. Üstelik bu “ulusal güvenlik” bahanesiyle suç işlemeyi teşvik eder nitelikte görünüyor.
Bugün Meclis’e gelecek olan “tek maddelik” yasa, eğer komisyonda bir değişikliğe uğramazsa aynen şöyle:
“MİT mensuplarının veya Başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenlerin, görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 250. Maddesinin 1. Fıkrasına göre kurulan Ağır Ceza Mahkemeleri’nin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla, hakkında soruşturma yapılması Başbakan’ın iznine bağlıdır.’’
Bu yasadaki “kilit” kelime, hemen başta geçen “veya” kelimesidir. Yani sanıldığı gibi MİT’te çalışanlara bir tür dokunulmazlık getirilmiyor. Başbakan tarafından özel olarak görev verilen herkes kapsam içinde tutuluyor.
Hürriyet Gazetesi’nin dünkü manşetinde Adalet Bakanı’nın ağzından “Bu madde askerleri de kapsayacak” biçiminde sunuluyordu. Bu belli ki Adalet Bakanı’nın psikolojik etki yaratma çabası. Çünkü kamuoyu Genelkurmay Başkanı “terörist” olmakla suçlanarak hapiste tutulurken, MİT Müsteşarı’nın dokunulmazlık zırhı ile donatılmasına vicdanen pek razı değil. “Askerler de kapsamda” diyerek bu vicdani rahatsızlık giderilmek isteniyor.
Vahim olan yasada ne olduğu tanımlanmayan “Başbakan’ın özel görev verdiği kişiler” kavramıdır. Bu kişi/kişiler MİT görevlisi olabilir, asker olabilir, bürokrat olabilir, yeri gelir sivil bir kişi, iş adamı, sanatçı, gazeteci olabilir.
Bu kişilerin söz konusu özel görev nedeniyle suç işlemeleri halinde de yargılama için Başbakan izni gerekiyor. Başbakan izin vermezse ne olacaktır?
Ayrıca yasalar, kişilerin ahlak, namus ve vicdanlarına güvenilerek yapılmaz, hukukun ruhuna aykırıdır bu. Bugünkü Başbakan vereceği özel görevlerde hiçbir art niyet taşımayabilir, ama yarın öbür gün iş başına gelecek bir Başbakan’ın da aynı olacağını kim garanti edebilir?
Günün birinde bir Başbakan bu maddeden yararlanarak bir suç çetesi kurarsa ne yapacağız?
Tek maddelik yasa her haliyle bir garabettir.
*****
Emniyet denilen kim?
İktidar yandaşları en azından benim 4 yıldır yazdıklarımı ve söylediklerimi tekrar ederek “Özel yetkili savcıların gücünü, gizli olması gereken soruşturma bilgilerinin sızdırılmasını, telefon ve ortam dinleme deşifrelerinin medyada yayınlanmasını” eleştiriyorlar.
Şu sıralar medya ortamında çok renkli “şahane yorumlara” maruz kalıyoruz.
Neymiş, MİT hükümetle koordine biçimde Güneydoğu sorununun müzakereler yoluyla, barış içinde sonuçlandırılması için çaba harcıyormuş, ama Emniyet buna karşıymış.
Saçmalığa bakar mısınız?
Kimdir bu Emniyet? Neyi temsil eder? Devlet içindeki yaptırım gücü nedir?
Hani “asker” deseler bir mantığı var. Kuruluşu farklı, yapısı farklı, darbelerden gelen bir gelenekle “vesayetçi” bir anlayışa sahip diyebilirsiniz.
Ama Emniyet öyle değil ki. O halde nasıl oluyor da hükümet çok önemli bir politikayı uygulamaya çalışırken, emniyet çelme takmaya kalksın.
Aslında bu arkadaşların anlatmak istediği başka da, cesaretleri olmadığı için söyleyemiyorlar galiba.
*****
İsrail etkisi
MİT şoku yaşayan iktidar ve yandaşları Hakan Fidan’ı desteklemek için “MİT’te yeni anlayış başlattı, Türkiye istihbaratta da süper güç oluyordu” yorumları yapıyorlar. Sonuçta söyledikleri şu; “MİT’in artık dış istihbarata da yönelmesi, bölgedeki diğer istihbarat örgütlerini korkuttu. İsrail zaten Fidan’ı İran’ın adamı olarak görüyor. Operasyonda parmağı olabilir.”
Ama kimse şaşırmasın, Türkiye’deki istihbaratın bir numaralı isminden İsrail rahatsız olabilir. Aynı şekilde Mossad’ın başındaki kişiden de Türkiye rahatsız olabilir.
Nedeni basit; Türkiye NATO dolayısıyla batı ittifakının içinde. İstihbarat örgütleri de çoğu alanda ya ortak çalışır ya da sürekli bilgi alışverişinde bulunur. Ayrıca pek çok sır da ortak havuzda herkesin bilgisi içindedir.
Eğer İsrail, dolayısıyla Amerika ve diğer müttefikler, MİT Müsteşarı’nın bazı radikal dinci örgütlerle ve İran’la bağlantısı olduğuna inanıyorsa rahatsızlık duymalarından normal bir şey olamaz. Sorulması gereken şudur; Bugüne kadar MİT’in başında bulunan kişilerden rahatsız olmayan batı ittifakı ülkelerinde şimdi neden böyle bir kuşku var?”
*****
MİT’çiler kendilerine verilen görevi yapıyor; ifadeye çağrılıyor. Savcı MİT’çileri ifadeye çağrıyor; soruşturmadan alınıyor. Türkiye garip ülke; insanlar işlerini yapmadığı zaman değil, yaptığı zaman kaos yaşanıyor! (Gani Yıldız)
*****
İkinci “Sarıkaya” vakası
Tesadüfe bakın ki Van’da, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ı ifadeye çağıran ve bu nedenle başını derde sokan savcının da soyadı Sarıkaya idi.
Ferhat Sarıkaya Şemdinli’de bir kitabevinin bombalanması olayının “derin devlet” işi olduğundan yola çıkarak Kara Kuvvetleri Komutanı’nı da ifadeye çağırmıştı.
O günün yasalarına göre kuvvet komutanları sivil savcı tarafından ifadeye çağrılamıyordu. Tıpkı bugün olduğu gibi o tarihte de hükümet devreye girmişti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in talimatıyla, HSYK Savcı Sarıkaya’yı anında görevden almıştı.
Sarıkaya daha sonra meslekten de atılmıştı. Sonra aradan biraz zaman geçti, askere yönelik operasyonlar başladı, AKP bir seçim zaferi daha kazandı ve Ferhat Sarıkaya’ya iade-i itibarda bulunuldu.
MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağıran savcı Sadrettin Sarıkaya. O da Ferhat Sarıkaya gibi iktidarın hışmını çekti ve görevden alındı. Umarım meslekten de atılmaz. Gerçi atılsa da fark etmez, burası Türkiye. Bir süre sonra hava değişir, bu kez Sadrettin Sarıkaya’ya iade-i itibar sağlanır.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|