Bekir Bey dururken on binlerce hâkime, savcıya ne gerek var?

10 Şubat 2012 Cuma, 07:36

Mustafa Mutlu /VATAN

İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi ve Terörle Mücadele Şubesi bugüne kadar Ergenekon’da, Balyoz’da, Devrimci Karargâh’ta, Odatv’de ve KCK’da...

Hayatlarını terörle mücadeleye adamış yüzlerce komutan...

Tam 100 gazeteci...

Onlarca hukukçu...

Onlarca bilim insanı...

Onlarca parti ve sivil toplum örgütü yöneticisi...

Onlarca emniyet mensubu...

Onlarca iş adamı, bürokrat, memur hakkında fezleke hazırladı.

Özel yetkili savcılar, onların yürüttüğü soruşturmalar nedeniyle bu kişileri gözaltına aldı, çoğunun tutuklanmasını sağladı.

Tutuklananlar arasında eski kuvvet komutanları ve hatta bir Genelkurmay Başkanı bile var...

Hükümet o gözaltı ve tutuklamalara hep “sağduyuyla yaklaşılmasını ve yargıya güvenilmesini” istedi...

Ve hiçbirinde operasyonları yürüten polis müdürlerini görevden almadı...

Ama...

Aynı müdürler, PKK’lılarla pazarlık yapıp yapmadıklarını sormak için MİT’in eski ve yeni başkanlarıyla yardımcıları hakkında bir soruşturma başlatınca... Özel yetkili savcı da bu soruşturma nedeniyle adı geçen MİT yöneticilerini ifade vermeye davet edince görevden alındı...

Hem İstihbarat Şube Müdürü hem de Terörle Mücadele Şube Müdürü, birlikte kızağa çekildi...

Suçları ne?

MİT yöneticilerine soru sormaya kalkışmak!

Densizliğe (!) bakar mısınız?

Tamam; bu ülkede muvazzaf orgeneralleri, hatta Genelkurmay Başkanı’nı bile sorguya çekebilirsiniz...

Ama Başbakan’a ve “temsilcilerine” dokunmak, haddini (!) aşmaktır!

MİT yöneticileri de PKK’nın elebaşlarıyla Oslo’da yaptıkları pazarlığa, “Başbakan’ın özel temsilcisi” sıfatıyla gittiklerine göre...

Hiç kimse onlara hesap soramaz...

Çünkü bugün onlara hesap soran...

Allah korusun (!) iki gün sonra Başbakan’a da fezleke yollar!

O yüzden yılanın başı küçükken ezilmelidir!

Ve bu uğurda son dört yıldır tüm muhalifleri keklik gibi avlayan polis müdürleri bile feda edilmelidir!

İşte; son üç gündür yaşadıklarımızın özeti bundan ibarettir...


***


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ dün, MİT yöneticilerinin PKK elebaşlarıyla buluşmasını “terör örgütünün içine sızmak” olarak nitelendirmiş ve bunun MİT’in doğal görevi olduğunu buyurmuş!

Sonra da eklemiş:

“Ortaya çıkan şeylere baktığınızda MİT yöneticilerinin işlediği herhangi bir suç yok. Yapılan bir vazife var...”

Açıkça yazıyorum:

Başbakan Yardımcısı Bekir Bey olayı çarpıtıyor...

Çünkü MİT yöneticileri PKK’ya sızdıkları için suçlanmıyorlar... Zaten bu olayda “sızma” falan da yok...

Onlar, “Başbakan’ın özel temsilcisi” sıfatıyla...

Yani Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın adına, terör örgütüyle bir toplantıda buluşup, pazarlık yapmakla suçlanıyorlar...

Terör örgütüne, Başbakan adına vaatte bulunuyorlar...

İşte; savcı da tam bu nedenle kendilerini sorgulamak istiyor!

Çünkü bu pazarlığın, yasalarımıza göre “suç” olduğunu düşünüyor...

Tabii; konu Başbakan’a gelip dayanınca, savcıların ne düşündüğünün bir önemi kalmıyor...

Koca koca komutanlar ve bu ülkenin tüm muhalif aydınları tutuklanırken “Yargı sürecinin bitmesini beklemek gerekir” diyen AKP iktidarı, bu kez doğrudan “yargıçlığa” soyunup, Bekir Bey’in ağzından hükmü veriyor:

“Ortada suç falan yok!”


***


İlahi Bekir Bey;

Madem bu kadar çabuk kararlar verebiliyorsunuz; o zaman on binlerce hâkime, savcıya neden maş ödüyoruz?

Siz çıkın, kim suçlu, kim değil söyleyin; bitsin bu iş!


***


Ve son söz:

Muhalifler tutuklanırken ve yıllarca cezaevlerinde çürütülürken “yargının işine karışılmamasını” önerenlerin, bugünkü telaşlarını ve peşinen “beraat” kararı vermelerini...

Bir korku filmi izler gibi izliyorum!


*****


İLK 11’E ADAY!

Yakın zamana kadar uluslararası basının gözdesi olan AKP’nin başı bugünlerde yabancı gazetecilerle fena halde belada...

Türkiye’deki baskıları gerekçe göstererek, “Bu ülkeye gitmem” diyen yazar Paul Auster’dan sonra şimdi de ekonomi gazetesi Financial Times’ın yazarı Ayaan Hirsi Ali diye biri çıkmış; Türk ekonomisinin dinamizmini AKP’ye değil, Atatürk reformlarına borçlu olduğunu yazmış...

Kesin, Ergenekoncu’dur!

Bakalım; AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, onu Ergenekon’un ilk 11’ine ne zaman alacak?


*****


GÜNÜN SORUSU

Asker, polis, MİT ve savcılar birbirine girdi. Komutanlar Hasdal’da, MİT Başkanı mahkeme yolunda, polis müdürleri kızakta... Herkes birbirini izliyor, hepsi bir diğeri hakkında suçlamada bulunuyor! Sorum size:

Ülkenin ne kadar iyi yönetildiğini hâlâ görmüyor musunuz?


*****


Tansu Çiller’in saklayacak bir şeyi olduğuna inanmıyorum!

Geçenlerde değinmiştim, “Son günlerde durmadan birileri çıkıp, ‘Ben konuşursam yer yerinden oynar’ diyor ve büyük bir olasılıkla da bu sözlerle birilerine tehdit mesajı gönderiyor” diye...

Bu sözü son olarak, eski Başbakan Tansu Çiller kullanmış...

28 Şubat belgeseli için kendisiyle konuşmak isteyen Mehmet Ali Birand’a, “Ben konuşursam Türkiye sarsılır” demiş...

Kesinlikle inanmıyorum!

Tansu Hanım bir şey bilecek de; bu gizli kalacak... Olacak iş değil!

Anlaşılan o da modaya uymuş; adı son günlerde Susurluk’la ve Ergenekon’la ilgili sıkça geçmeye, hatta tutuklanacağı bile söylenmeye başladı ya... Bana göre, buna kalkışabileceklere gözdağı veriyor...

Ayrıca; hangi “çok gizli” bilgi, bu ülkeyi bugünkü hâlinden daha fazla sarsabilir, çok merak ediyorum!