Kılıçdaroğlu!..

04 Şubat 2012 Cumartesi, 10:26

FİKRİ SAĞLAR /Birgün

BirGün’ün Ankara Temsilcisi Yaşar Aydın ile birlikte çarşamba günü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile söyleşide bulunduk. Kılıçdaroğlu tüm samimiyetiyle, parti içi sorunlardan Türkiye’nin bugününe kadar birçok konuya, zamanın el verdiği sürede değindi...

CHP Genel Başkanı ilk olarak, “Tüzük kurultayından” beklentisini dile getirdi. İki Kurultay yapılmasının zorunluluğunu ortaya koydu. İmza toplayanların gündeminin yetersiz olduğunu, oysa tüm tüzüğün elden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Beklentilere cevap veren bir tüzüğün bilinçli ve yoğun bir emekle oluşturabilineceğine değindi.
Kılıçdaroğlu haklı!..

CHP; sol, değişimci ve devrimci bir çizgiye yani taşıdığı “misyona” dönebilmesi için demokratik bir tüzüğe sahip olmalı.

Bilinmeli ki; üye hakkı, hukuku ve sorumluluklarını ortaya koyan, toplumla bağlantılarını kuran ve siyaset yapma biçimini şeffaflaştıran bir tüzük, CHP’yi iktidara taşıyacak altyapıyı oluşturacaktır.

CHP, siyasete bakışını, sorunlara koyduğu teşhisi, iktidar hedefini ortaya koyacağı program, proje ve planlarla belirleyebilir... Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu vahim durumdan çıkışın “umudu” olabilmek için CHP, sosyal demokrasinin gereğine uygun, ülke şartlarını gözeten ve toplumsal değişimi yakalayan bir parti olmak zorunda!..
Kılıçdaroğlu’nu bu konuda kararlı gördük!...

****

Erdoğan’ın yönettiği siyasi iktidarla ilgili yorumunu 10 yılın özeti olarak almalıyız. “Türkiye’de demokrasi yok. Postmodern bir dikta yönetimi var. Bu dikta yönetiminin özelliği ise dikta yönetimi başındaki kişinin apoletsiz olması!... Geçmişle farkı bu!”

****
Başbakan Erdoğan’ın dünkü yaptığı konuşma bu görüşü kuvvetlendiriyor.
Başbakan “dindar bir gençlik yetiştireceğim!..”diyor.
Bir şeyi toplumun hilafına yapmaya kalkışmak “faşizmdir!.”.
Daha düne kadar,”ne yiyeceğimize, ne giyeceğimize ve de nasıl düşüneceğimize karışılan yerde demokrasi yoktur!..” diyenler bu inadı nasıl yorumlayacaklar, doğrusu merak konusu!..

****

Kılıçdaroğlu,dış politika ve Uludere olaylarında çok net konuştu. Türkiye’nin komşularıyla dünden daha sorunlu hale geldiğine dikkat çekti. Bunun Türkiye için büyük tehlike olacağını söyledi. Uludere'de ölen 34 yurttaşımızın katliamının sorumlularının hala ortaya çıkarılmamasına değindi. Bu ölümlerin nedeni olan yanlış istihbaratı verenler, gerçek sorumlular bulunmadıkça, ölümlerin birinci derecede sorumlusunun Başbakan olduğu yineledi.

****

Kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmeden başkaların “dış politika taşeronluğuna soyunan” bir ülkenin geleceğinin de o patronlar tarafından ipotek altına alınacağı açık!.. Üstelik komşuların en yakıcı meselesi olan mezhep ve ırk kavgasının bizim iç sorunlarımızı daha da tetikleyeceğini görmemek, safdillik olacaktır...

Erdoğan, hala Uludere olayıyla ilgili bir şey söylemiyor. 34 yurttaşın ölümünü kapatmak için oluşan suni gündemin peşinden giderek kurtulmaya çalışıyor. Ancak KIlıçdaroğlu bu konunun kararlı takipçisi olacağını belirtiyor.

****

Kılıçdaroğlu’nun en önemsediği konu “yargı.”
Özel yetkili mahkemeleri çok eleştiriyor… Apoletsiz iktidarın elindeki en önemli silah olarak ÖYM'leri görüyor. DGM’lerde görülmeyen bir şekilde hukuktan uzak olduğunu açıklıyor…İktidarın muhalefeti susturmak için yaptığı “operasyonlarını” ÖYM aracılıyla sürdürdüğünü söylüyor… Deniz Feneri savcılarına yapılan muameleyi “Postmodern dikta yönetiminin” somut göstergesi olarak nitelendiriyor!..

****

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığımız söyleşide, “CHP’nin bundan böyle daha kararlı, cesur ve halkın anlayacağı dilde ve halkla içice bir siyaset yapmaya hazırlanıyor” sonucu çıkıyor. CHP, bugüne kadar partinin ağır işlemesine neden olan yapısal sorunları çözerek yeni projelerle siyaset yapmaya hazırlanıyor!..
Kılıçdaroğlu’nda gördüğümüz diğerlerinden ayıran en önemli fark, Türkiye’yi yönetmeye talip olması ve iktidar olmayı samimiyetle hedeflemesi!..

Yeni ve gerçek sol kadrolar bularak bu hedefine ulaşması mümkün!.. Tabii içlerinden birileri ayağına dolanmazsa!