CHP mahkeme yolunda

09 Ocak 2012 Pazartesi, 07:06

EMİN PAZARCI /TAKVİM

Kemal Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs 2010'da CHP Genel Başkanı oldu. O günden bu yana yaklaşık 20 ay geçti...
Şimdi, kendisini getirip o koltuğa oturtanlar göndermeye uğraşıyor. Çünkü, Kılıçdaroğlu'nun taahhütlerinin hiç birini yerine getirmediği ve partide ciddi bir \'eksen kaymasına\' yol açtığı düşünülüyor.
Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs 2010'daki kurultayda şöyle demişti:
- Daha demokratik bir yapı olacak.
Tüzüğü değiştirerek bunu gerçekleştireceğiz.
Ardından gelen 15. Olağan Kurultay'da tekrarladı:
- Benim size \'Parti içi demokrasiyi getireceğim\' diye bir sözüm vardı. Yeni bir tüzük gelecek, bütün demokratik kanalları açacağız.
28 Haziran 2011'de Fatih Altaylı'nın \'Teke Tek Programı\'nda devam etti:
- Lider sultasını kaldıracağız. Parti içi demokrasiyi getireceğiz. Tüzük değişikliği yapacağız. Bu tüzükle kurultay yapılmayacak.
Kılıçdaroğlu, bu sözleri daha pek çok yerde tekrarladı. Ancak, parti içi muhalefetin ısrarlı \'tüzük değişikliği\' taleplerine de sürekli olarak kulaklarını tıkadı.
Muhalifler de baktılar ki olmuyor, \'Yeniden CHP Taban Hareketi\' adı altında örgütlendiler. Bugün imza toplamaya başlayacaklar. Olağanüstü Tüzük Kurultayı için topladıkları imzaları hafta sonu CHP Genel Merkezi'ne gönderecekler.
İşte ondan sonra takke düşüp kel görünecek!
Kılıçdaroğlu, birkaç gün önce Ulusal Kanal'da \'İmzalar toplanırsa tüzük kurultayını derhal toplayacağım\' demişti.
Normal olarak yapması gereken de bu. Yasa gereği, imzaların Genel Merkez'e ulaşmasının ardından 45 gün içinde Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nı toplamak zorunda. Zorunda, ama gelen bilgiler farklı bir taktik izleyeceğini gösteriyor. Kılıçdaroğlu'nun, yine çark edeceği iddia ediliyor!

* * *

Kılıçdaroğlu ve ekibinin amacı, ilçe kongrelerini Mart'ta, il kongrelerini de Haziran ve Temmuz'da bitirmek. Ağustos ayında kendi getirdiği delegelerle Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nı toplamak. Bu yüzden Genel Merkez imzaların gereğini yerine getirmemek için direnecek. \'Yeniden CHP Taban Hareketi\' de doğal olarak mahkemeye gidecek. Mahkeme, kurultayın toplanmasını isteyecek. CHP itiraz edecek. \'Kurultay zaten Ağustos'ta toplanıyor\' diyecek. İtirazlar ve yazışmalar birbirini izleyecek.
Hukuki oyunlar ve zaman kazanma çabalarının her türünden örnekler verilecek!
Tabi bu arada, geçmişte Saadet Partisi'nde olduğu gibi mahkemenin CHP'ye kayyum atayıp, kayyum nezaretinde kurultay yapılması riski de var, kurultay toplanmazsa CHP'de kırılmalar yaşanması riski de!
Sonuçta, CHP'de neler olacağını yargı belirleyecek gibi gözüküyor!


CHP'deki bu savaşta en ilginç olan nokta şu:
Bugün taleplerine kulak tıkanan delegeler, Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanlığı'na getiren isimler. Kılıçdaroğlu, buna rağmen onlarla kurultaya gitmek istemiyor. CHP'de \'İlle de yeni delege\' ısrarı sürdürülüyor.
Geçen ay Kastamonu İl Yönetimi, CHP Genel Merkezi'ni ziyaret etmişti.
Kılıçdaroğlu onlara \'partiye yeni üyeler kazandırın\' dedi:
- Özellikle de sağ kesimden isimleri üye yapın. O üyelerle kongreye gidin.
Bu arada CHP'li Faik Tunay, 6 Ocak'ta MÜSİAD'ı ziyaret etti. Faaliyetlerini \'merakla izlediğini\' söyleyip, \'Sizlerle beraber çalışmak istiyoruz\' dedi.
CHP, sağ kesime gösterdiği bu sıcaklığı, mevcut üye ve delegelerine göstermiyor!
Doğu ve Güneydoğu'da BDP ile yakınlaşıyor. BDP'li isimlerle yan yana gezip, basın toplantıları düzenliyor. Buna karşılık, CHP içinde yönetime tepki gösteren isimlerden alabildiğine uzaklaşıyor.
Belli ki...
Kılıçdaroğlu ve mevcut CHP yönetimi, CHP içinde ciddi bir güven bunalımının ortaya çıktığının farkında!

* * *

Oysa, Tüzük Kurultayı'nda Kılıçdaroğlu'nun kaybedeceği bir şey yok.
Koltuğu gitmeyecek. Sadece tüzük değişecek.
Kılıçdaroğlu, buna rağmen istemiyor, direniyor. Çünkü, \'Bu kadarla kaymayabilir, arkası gelebilir\' endişesini yaşıyor. Sırf bu endişe bile, CHP'de ne kadar büyük bir savaş ve kaynama yaşandığını açıkça ortaya koyuyor!