Koruculuğu kaldıracağız

15 Mart 2011 Salı, 07:38

Tanrıkulu, yaptığı açıklamada, Kürt meselesinin seçim yatırımı olarak ele alınamayacağını söyledi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’da yaptığı açıklamada, Kürt meselesinin seçim yatırımı olarak ele alınamayacağını ve devletin güvenlik hizmetini özel kişiler aracılığıyla yürütülmeyeceğini söyledi.

Tanrıkulu, Diyarbakır, Batman ve Şırnak ve bölgenin diğer illerinde 10 bin yeni korucu kadrolarının açıldığını ve cami hoparlörlerinden korucu alımları için çağrı yapıldığını duyduklarını ifade etti.

Yeni korucu kadrolarının açılması ve Başbakan’ın Diyarbakır’a yeni cezaevi yapılacağı yönündeki açıklamasının, bölgede kırılgan olan güven artımını tuzla buz ettiğini ve sorunu kangrenleştirdiğini savunan Tanrıkulu, “AKP, özgürlüğü, adaleti, barışı değil çözümsüzlüğü tercih edip, kutuplaştırarak Kürt sorunun bitirmek değil, sürdürmek istiyor.

AKP’nin asıl hedefi, her kesimi kutuplaştırma üzerinden gücünü koruma ve toplumda bir cephe savaşı yaratıp sonra da kendini ’kurtarıcı’ olarak yansıtmaktır.

Özellikle, Kürt sorunu bağlamında, bu tarz seçim stratejisi, son derece sarsıcı etkiler yaratacaktır” dedi.

Çözümün önünde engel

Tanrıkulu, koruculuğun bir suç işleme mekanizmasına dönüştüğünü ileri sürerek, CHP’nin, koruculuğun Kürt meselesinin çözümü ve kalıcı bir barışın tesisi önündeki en önemli engellerden biri olarak gördüğünü söyledi.

CHP iktidarında koruculuk sisteminin kaldırılacağını ifade eden Tanrıkulu şöyle devam etti:

“Elinde silah olan insanların ’Bizim elimizde silah var.

Bu silahı bırakmayız’ deme lüksü yok.

Devlet onlara böyle bir istihdam olanağı sağlamışsa ve bu istihdam olanağına son verdiği zamanda direnemezler.

Talep edecekleri şudur, bir yurttaş olarak istihdam güvencesi istemektir.

Onları işsiz bırakacağız diye bunları söylemiyoruz. AKP’nin tersine biz, köy koruculuğu sisteminin Kürt meselesinde çözüm olmadığını, çözüme hizmet etmediği iddiasındayız.

Bu nedenle ben AKP’ye oy veren insanların AKP’yi sorgulaması lazım bu noktada.”