Yeni yılın ilk yazısını yazmak için epey zorlandım.
Doğrusu bu karışık günleri, çelişkili duyguları, kötümser havayı atlatıp ondan sonra bir şeyler yazmak istedim.
Ama sevgili İlker Yaşar’ın birazdan, “yazı ne zaman geliyor!” diyeceğini bilerek mecburen oturdum bilgisayarın başına!…
****
Ne yazacaktım?…
Kötümser yoksa iyimser mi olacaktım?!
Neyi nasıl kıvıracaktım.
Felaketleri nasıl anlatacak?
Güzellikleri nasıl abartacaktım?..
****
Geçen yıl çektiklerimiz, başımıza gelenler, yaşadığımız facialar bu yıl tekrarlanacak mıydı?..
Yoksa hepsini unutacak, en azından “yaşıyoruz ya!” Diyerek Poliyannacılık mı oynayacaktım?..
Doğrusu karar veremedim!..
****
Gidene boş ver!..
Gelen bize “umut versin!” demek zor!..
****
Daha bugünden bir düşünce aldı beni!
Ne olacak bu memleketin hali?
Bu soruya cevap vermek için hayli düşünmek gerekli!..
****
Aslında alışılmıştır...
Her yılın başında yazılan yazılarda yeni yıl için iyi şeyler söylenir…
Güzel temennilerde bulunulur…
Umutlar sıralanır!..
Yani dizilen sözler hep aynıdır!..
Yeni bir yılda ne kadar umutlu, ne kadar mutlu olunduğu anlatılır…
Ve yeni yıl karşılanır!
****
Ya sonra!..
Yıl geçer, acılar çok olur..
Sevinçler azınlıkta kalır!..
Göz yaşları ile geçen bir yılın ardından yine geleceğin umutla beklendiği açıklanır!..
Eski tas eski hamam yıllar devam eder gider!..
Olan bize olur!
Çünkü her geçen yıl, acısını bizden çıkarır!
Bir yıl daha yaşlanırız!..
Sayılı zamanın geçip gittiğinin farkına vardıkça,
Bir garip telaş başlar içimizde!..
Vakit azalıyor,
Ne oluyoruz?!..diye.
****
Kendinizle ilgiliyseniz derdiniz var demektir!..
Sağlık sorunları her şeyin önüne geçer!..
Aile dertleri alır başını gider…
****
Yok şayet ülke ve dünya ile ilgiliyseniz!..
İşte o zaman yandınız!..
Belki yaşlanmazsınız ama, mutlu da olamazsınız!..
Çünkü önce insana olan saygının kaybolduğunu görürsünüz!..
Korkunun her yanı sardığını anlarsınız!..
İktidarın yandaşları abat ettiğini ancak, büyük bir çoğunluğu da dışladığını fark edersiniz!..
****
Demokrasi, sanal alemde ileride!..
Özgürlük,var ama kıt!..
Eşitlik, sözde!..
Baskı, özde!..
Yargı, siyasette!..
Düşünce hapiste!..
Millet, cepte!..
****
Şöyle etrafınıza bakınca;
Yüzlerce öğrencinin, “başta parasız eğitim, iyi bir yaşam” istedikleri için tutuklu, Deniz Gezmiş’i andıkları için sorguda,puşi taktıkları için mahkemede olduğunu görürsünüz!
Şike yasasını çıkaran gücün, küme düşmeyi de önleyerek futbolda mafyalaşmayı teşvik ettiğini tespit edersiniz!
****
Ülke değerlerinin yitirildiği,
kanın aktığı, anaların ağladığı,
toplumların birbirine hasım olduğu gerçeği ile karşılaşırsınız!..
Ötekileşen,yabancılaşan,kinlenen yurttaşlar!..
****
Barışın oluşturulmadığı, hak ve özgürlüklerin baltalandığı,
Eşitlik ve adil paylaşımın unutulduğu bir ülkede yaşadığınızı anlarsınız!
****
Bakın daha dün TBMM’de;
35 yurttaşımızın ölümüne neden olanları bulamayan bir irade vardı!..
Ölenleri Kürt ve kaçakçı olduğu için önemsemeyen bir anlayış hüküm sürüyordu!..
Yapılması gerekenleri bırakıp hakaret eden, hamaset yapan,
hatasını kabul etmeyen, narsist bir söylem vardı!
Ülke bütünlüğüne yaklaşımı bilinen, Kürtlere ve Alevilere bakışı belli çarpık düşünce, tekrar tekrar kürsüden kendini gösterdi!..
Sergilenen bu anlayış,irade ve de düşünce, büyük bir itirafta bulunuyordu aslında!..
Onlara göre iki şeyin değeri yoktu!
İnsan ve zaman!..
****
Ancak bilinmeli ki;
İnsanı da, zamanı da hovardaca harcayanlar,sonunda kendileri harcanacaktır!..
Toplumu bir zamana kadar uyutursunuz!.
O nokta bu yılın sonu olabilir!
Belki yeni yıllardan beklenen umut bu olmalı!
|