Ergenekon soruşturması kapsamında gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasını protesto etmek isteyen meslektaşları, İstanbul’da bir araya geldi. Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na yürüyen gazeteciler, “Nedimime, Ahmetime dokunma”, “Bizi içeri değil, siz kendinizi dışarı atacaksınız” yazılı pankartlar taşıdı.
Ergenekon soruşturması kapsamında gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasını protesto etmek isteyen meslektaşları İstanbul’da bir araya geldi. Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na yürüyen gazeteciler, “Nedimime, Ahmetime dokunma”, “Bizi içeri değil siz kendinizi dışarı atacaksınız” yazılı pankartlar taşıdı.
Gazetecilere Özgürlük Platformu tarafından düzenlenen eylem, Şener ve Şık’ın tutuklanmasından bu yana İstanbul'da düzenlenen ikinci gazeteci eylemi olarak biliniyor. Cezaevlerindeki gazetecilerin en kısa sürede özgürlüğüne kavuşması için bir araya gelen gazeteciler, protesto yürüyüşü düzenledi.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ!
Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na kadar gerçekleştirilen protesto yürüyüşüne, çok sayıda köşe yazarı ve gazeteci katılırken, gazeteciler ellerinde “Nedimime, Ahmetime dokunma", “Bizi içeri değil, siz kendinizi dışarı atacaksınız" yazan pankartlar taşıdı.
Platform sözcüleri, cezaevlerindeki gazetecilerin en kısa sürede özgürlüğüne kavuşması, ceza kanunlarında, ceza muhakemesi usul kanunlarında, Terörle Mücadele Kanununda, iletişim özgürlüğünü engelleyen diğer kanunlarda değişiklik yapılması taleplerini dile getirdi. Platformun Dönem Başkanı Ercan İpekçi yaptığı açıklamada, gazetecinin birinci görevinin halkın gerçekleri öğrenme hakkına saygı duymak olduğunu hatırlatarak, hiçbir fikir ayrılığı gözetmeden, tüm yayın kuruluşları için, tüm gazeteciler için özgürlük talebiyle toplandıklarını belirtti. İpekçi, “Gazeteciler, kendi özlük hakları için, halkın haber alma hakkını kullanabilmesi için bugün meydanlarda. Gazeteciler, yargılanmaktan, tutuklanmaktan korktukları için değil, halkın sesinin kısılmasından, bilgi edinme hakkının engellenmesinden derin endişe duydukları için bugün sokaklarda haykırıyorlar. Yozlaşmış, yönlendirici, gerçekleri halktan saklayan, niteliksiz yayıncılığı basın özgürlüğü olarak kabul etmiyoruz. Halka gerçekleri anlatan, araştıran, soran, eleştiren, meslek ilkelerine uygun nitelikli yayıncılığın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Yargısız infazlara, hakaretlere, yalan ve iftiralara değil, doğrulara, gerçeklere, bağımsız ve tarafsız yayıncılığa özgürlük istiyoruz” diye konuştu.
-"BU MÜDAHALELERİ REDDEDİYORUZ"-
Gazetecilerin, görevlerinin özelliği itibarıyla her zaman devlet baskısına muhatap olduklarının da altını çizen Ercan İpekçi, şöyle devam etti:
“Gazeteciler, mesleki faaliyetlerini özgürce yapabilmeleri için, halka gerçekleri korkmadan anlatabilmeleri için yasalarla özel olarak korunmalıdır. Gazeteciler, yalnızca devlet güçlerinin müdahalesine karşı değil, diğer silahlı örgütlerin ya da çıkar gruplarının tehditlerine karşı da koruma altında olmalıdır. Haklarındaki takibatlar gerekçe gösterilerek, evlerinden, otel odalarından apar topar gözaltına alınarak gözdağı verilmemelidir gazetecilere. Gizli ve yasa dışı telefon dinlemeleriyle, ağır ithamlar içeren suçlamalarla, hukuka aykırı arama ve delil toplama faaliyetleriyle, infaza dönüştürülen tutuklamalarla, yargılama sürerken kamuoyu gözünde itibarsızlaştırma niyetiyle yapılan bilgi kirliliğiyle yaratılan korku ortamında ne basın özgürlüğü kalır, ne de halkın gerçekleri öğrenme hakkı! Somut vakalarda gördüklerimizin ve yaşadıklarımızın haricinde kulaktan kulağa fısıltıyla anlatılan senaryoları işittikçe, sadece gazeteciler için değil bu ülkede yaşayan tüm yurttaşların en temel demokratik haklarının geleceğinden duyduğumuz endişeleri bile ifade edemeyecek kadar bireyleri ürküten, sessizleştiren, sindirilmiş kitlelere dönüştüren bir ortam içinde güçlükle soluk almaya çalıştığımızı fark ediyoruz. Biz gazeteciler için hâlâ soluk alabildiğimiz dar bir alan mevcut. Ancak bu koşullar altında yakında nefesimiz kesilecek, yazamaz, düşünemez, düşündüğümüzü ifade edemez hale geleceğiz. Uluslararası meslek kodlarına göre, gazeteciler, mesleki konularda hükümetlerin ve çıkar gruplarının her türlü müdahalesine kapalıdır.
Gazeteciler, yalnızca meslektaşlarının yargılarını kabul eder. Oluşturulan bu korku ve sindirme ortamında, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin, kamu otoritelerince tartışılır hale getirilmesi bir müdahaledir. Bu müdahaleleri reddediyoruz. Bu manipülasyonun bir parçası olmayacağız. Kanunlara saygılıyız, ancak meslek ilkelerine uygun gazetecilik faaliyetlerinin, bu kanunlarla engellenmesine karşı yine meslek ilkeleri çerçevesinde direneceğimizi ve susmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz."
Öte yandan Gazetecilere Özgürlük Platformu gazetecilerin tutuklanmasını protesto etmek için 20 Mart'ta Ankara'da basın açıklaması düzenleyecek. 13-20 Mart tarihleri arasında da gazeteci cemiyetleri tarafından her gün farklı illerde basın açıklamaları yapılacak.
|