Hayır duası ve kıyak emeklilik!

27 Aralık 2011 Salı, 06:02

Metin Özkan /GÜNEŞ

Ayıp...
Günah...
Adaletsizlik...
Hatta insafsızlık!
Yapılan bu yakıştırmalar,
“Al takke, ver Külah' misali alel acele meclisten gece yarısı kendileri için maaş zammı çıkartan Milletvekilleri için.
Tepkiler haksız mı?
Hayır.
Sen üç milyona yakın emeklinin 200 bin lira zam için 15 aydır TBMM’den yasa beklediği bir dönemde yangından mal kaçırır gibi kendine '15 saniye' de zam yaparsan kusura bakma ama ayıplanırsın.
Hem de 40 kere değil...
Kırk bin kere ayıplanırsın.
***
Hani aslolan seçendi?
Bu mudur aslolmak?
Vekile yüzde 100, aslolana yüzde 4 zam!
Eleştiriyoruz diye kızıyorsunuz.
Ne yapacaktık yani?
TBMM’de 'egemenlik kayıtsız şartsız kıyak emeklilik için' diyerek geçirdiğiniz yasa için...
'Ulusal irade ne de güzel tecelli etti' mi diyecektik?
'Bal tutan parmağını yalar' sözünün boşa söylenmediğini bizlere bir kez daha hatırlatan vekillerimiz gösterdi ki,
Gerçekten altta kalanın hap canı çıkıyormuş.
***
İşin komik olanı,
Bağ-Kur emeklisi 450...
SSK emeklisi 750Ö...
Emekli Sandığı emeklisi 840 lira maaş alırken,
Sekiz bin lira emekli maaşı alacak olan Milletvekillerimizden bazılarının hemen söylemeliyim 'İstemem yan cebime koy' edasıyla naz yapmalarını da pek inandırıcı bulmuyorum.
Bana göre bunun adı 'tribüne oynamak' dan başka bir şey değil!
Tamam, milletvekillerimizin yüksek harcamaları var...
Hatta bazılarının maaşları masraflarına yetişmiyor...
Katılıyorum,
Ancak,
Kendilerine zam yaparken eli titremeyen meclisi mebuslarımızın aldığı maaşın 'bir asgari ücretlinin 1,5 yıllık geliri olduğunu düşünmeleri gerekmez miydi' diyorum?
Yani balığın baştan kokması ve imam cemat örnekleri gibi.
***
Dün sohbet ettiğim Türkiye'nin tanınmış işadamlarından Yasin Davut Bilen'in söylediği bir söz beni çok etkiledi.
'Hayırduası almak ve hayır üretmek, insanların faydasına işler ve eserler ortaya koymak bir nefis terbiyesidir. Güzel vicdanın en büyük göstergesidir' dedi.
Ülkemizin hayırsever bir vatandaş olan Sayın Bilen,
Kaç çocuk okutuyor...
Kaç muhtaca yardım ediyor...
Kaç fukaranın karnını doyuruyor...
Kaç hayır kurumuna bağış yapıyor...
Kaç evsize barınak sağlıyor hiç ama hiç kimselere anlatmıyor.
Veren el alan eli görmesin diyerek, biz olmadan ben olmaz desturu ile son noktayı şu sözlerle koyuyor.
'Eğer hayırlı bir insan olmak istiyorsak önce insanlara faydalı olmalıyız.'
Millete faydalı olmak için meclise gidip, önce ben diyenlere duyurulur!
Not: Cumartesi günkü 'Cezayir yasası çıkartalım' başlıklı yazımda Osmanlı’ya borcumuzu ödemek, yerine Osmanlı’nın borcunu ödemek yazılarak bir tashih hatası gerçekleşmiştir düzeltir özür dilerim