|
Odatv davası kapsamında tutuklu olarak yargılanan gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk’un tahliyelerine karar veren İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye gerekçesi olarak da suç vasfının değişmesini gösterdi.
Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 10'u tutuklu 13 sanık hakkında açılan davanın 11. duruşması bugün görüldü. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müyesser Uğur ile tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli katıldı.
Tutuklu sanıklardan Yalçın Küçük ile tutuksuz sanıklar Şükrü Doğan Yurdakul ve Ahmet Mümtaz İdil ise duruşmaya gelmedi.
Ahmet Şık mahkemedeki sorgusunda “Yine susma hakkımı kullanıyorum. Bilin ki susmam suçsuzluğumdan ve haklılığımdan. Taleplerin tamamının okunması lazım. Savcı işine gelen yerleri almış, gelmeyen yerleri almamış. Nedim Şener'in bu kitapla hiçbir ilgisi yok. Olsaydı söylerdim. Ben kimsenin emeğini yemem. Bu kitabı yazmakta tek katkı benim haber kaynaklarım” dedi.
AHMET’E KATKIM YOK
Nedim Şener ise “Bu davada herkes yazdığı şeyden sorumlu. Benim zorluğum, başkalarının yazdıkları yüzünden suçlanıyor olmam. Beni dinleten Emniyet. İçine şifre de konmuş. Dink cinayeti üzerinden emniyet ve jandarma yıpratılıyor.Ahmet'le mahkemede ayrıldık. Ben 'ilahi adalet' diyorum, o 'diyalektik' diyor. Kitapları yazdığıma ve katkı yaptığıma dair tek delil yok. Yargılama konum gazetecilik faaliyetimdir. 100'e yakın davaya çıktım. ‘İleride soracaklar neden yattın?’ diye ‘Yazmadığım kitaplardan’ demek zorunda kalacağım” dedi. Şener’in savunmasının ardından mütalaasını açıklayan Savcı Ufuk Ermertcan, Odatv yazarı Sait Çakır’ın tahliyesini isterken, diğer dokuz sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesini istedi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın tutuklu sanıklarından gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliyesine karar verdi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk’un tahliye edilmesi yönündeki kararını, “suç vasfının değişme ihtimali” ve “tutuklu kaldıkları süreyi” gerekçelerini göz önüne alarak verdi.
Kararın açıklanmasıyla birlikte mahkeme salonunda alkışlar ve sevinç çığlıkları yükseldi. Tam 375 gündür tutuklu bulunan Ahmet Şık ve Nedim Şener'in eşleri tahliye kararının ardından gözyaşlarına boğuldu.
VECİDE ŞENER: ÇOK ŞAŞKIN VE HEYECANLIYIM
Nedim Şener’in eşi Vecide Şener, tahliye kararlarını değerlendirirken, “Karar o kadar mutlu etti ki çok şaşkın ve heyecanlıyım” dedi.
Kararı NTV'ye değerlendiren Nedim Şener’in eşi Vecide Şener, “Çok şaşırmış durumdayım” dedi. Başından beri tahliyeyi beklendiklerini söyleyen Şener, “Geçen sürecin bunca desteğe rağmen kolay olduğunu söyleyemem” dedi.
Eşini bugünkü duruşmada gördüğünü dile getiren Şener, “Karar o kadar mutlu etti ki çok şaşkın ve heyecanlıyım. Cezaevinde boş yere yatan insanların hepsinin tahliye edilmesini istiyorum” dedi.
Şener, tahliye kararını hemen kızına haber verdiğini de sözlerine ekledi.
AHMET ŞIK'IN AVUKATI: OLAN AHMET'İN BİR YILLIK ÖMRÜNE OLDU
Ahmet Şık’ın avukatı Akın Atalay, tahliye kararlarını değerlendirirken, “Olan Ahmet Şık’ın bir yıllık ömrüne olmuş oldu” dedi.
İstanbul 16 Ağır Ceza Mahkemesi Odatv davası kapsamında tutuklu yargılanan Nedim Şener, Ahmet Şık, Şait Çakır ve Coşkun Musluk’un tahliyesine karar verdi. Kararı NTV’ye değerlendiren Atalay, “Gecikmiş de olsa, olması gereken bir karar olduğunu düşünüyorum. İnsanların bir kısmının da olsa özgürlüğüne kavuşmuş olmasını kısmı olarak olumlu görüyorum. Olan Ahmet Şık’ın bir yıllık ömrüne olmuş oldu. Ahmet Şık bundan sonra da yargılanmaya devam edecek. Keşke bütün yargılanmalar zorunlu olmadıkça herkesin özgürlüklerine saygı gösterilerek görülmeye devam etse. Sevindirici bir karar olarak görüyoruz” dedi.
Tutukluluğun çok zorunlu olduğunda uygulanacak bir yöntem olduğuna dikkat çeken Atalay, tahliye kararını, ifade özgürlüğü yönünden atılmış küçük bir adım olarak görmek gerektiğine dikkat çekti.
|