CHP’de görevden düşen Mudanya, Karacabey yönetimlerinin yerine, İl Başkanı Gürhan Akdoğan’ın Genel Merkez’den aldığı yetkiyle oluşturduğu listelere, önceki gün toplanan MYK’dan onay çıktı.
Sürecin netleşmesi ve durulması açısından olumlu bir gelişme gibi görülse de, Bursa CHP’de seçim sürecinin parti içi kavgalarla geçeceğinin de sinyallerini veriyor!
Parti içinde ilginç diyaloglara tanık oluyor, işitiyoruz…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bursa ziyaretinin ardından yaşanan iç çekişme öylesine büyüdü ki, bir türlü bitmek bilmedi.
Basında her gün CHP’deki karışıklıklara ilişkin bir haber yer alıyor.
Karşılıklı taktik ataklarla 3 ayı bulan bir beklemenin ardından, il başkanı görevden alındı alınacak derken yetkilendirilerek ilçe atamaları yapıldı.
CHP Mudanya yönetimi içinde, AK Parti üyeliği bulunan bir kişiye, yönetim kurulu üyesi olarak görev verildiği iddiası siyasi kulislerde yankılanıyor!
Kılıçdaroğlu’nun ülke çapında yarattığı sinerjinin, Bursa örgütlerine pek yansımadığını görüyoruz.
Siyaset ötesi yöntemlerle, belden aşağı ithamlarla birbirilerini egale eden insanların yarışına şahit oluyoruz. Bu kaos ve kargaşa ortamında olan parti örgütleriyle, CHP seçim sürecini nasıl götürecek çok merak ediyorum!
Ağızlarından düşürmedikleri demokrasi ve sol söylemlerin aksine, siyasetle bağdaşmayan yöntemlerle ilçe örgütlerinin anahtarlarının teslim alınması iddiaları şaşılacak bir durum!
Ziyaretime gelen CHP eski yöneticisi bir arkadaşımın söyledikleri çok ilginç.
Son parti tüzüğünün tamamen anti demokratik olduğunu ifade ederken, “Bu tüzükle tüm demokratik temayüller ortadan kalkmış durumda” diyor.
Örnek olarak, son zamanlarda istifa yöntemiyle düşürülen yönetimlerin, salt çoğunluğun bir altına düşmesi yerine, 11 kişilik parti yönetiminde 2 kişinin istifa etmesiyle yönetimin düşürülmekte olduğuna dikkat çekiyor.
Keza, “Genel başkana verilen yetkilerin, sol bir partide liderlik sultası değil de nedir” şeklinde yorumlar yapılıyor.
Suskun kalan partililer içinse, eleştirdikleri biat kültürünü benimsedikleri yönünde eleştiriliyor var. Yaşanan olayların sol kültürle, sosyal demokratlıkla uzaktan yakından ilgisi olmadığını düşünenler hayli fazla.
CHP’de parti içinde en önemli şey; dinginliği, huzuru ve iç barışı sağlamak. Kimseyi kaybetmeden, kırmadan, gücendirmeden, tepeden bakmadan, ayak oyunlarına başvurmadan samimiyetle kazanmak.
Yazımı bir fıkrayla tamamlayayım…
Köyde muhtar seçimi yapılır ve Hasan ağa seçimi kazanır. İşte ne olduysa o zaman olur. Hasan ağanın yürüyüşü, tavrı, edası, giyimi, kuşamı, konuşması değişir. İlk değişiklik ise eşine karşı başlar. Muhtarlık mazbatasını alır ve çok ciddi bir şekilde kapıdan içeri girer.
Eşi her zamanki gibi karşılar. Koskoca muhtar oldum, bu nasıl karşılama diyerek eşine fırçayı atar. Yerine oturur. Hanım sağıma bir yastık koy bakayım der. Hanımı da yorulmasına yorumlayarak söyleneni yapar, aradan biraz geçer soluna da yastık koymasını eşine emreder. Kadın şaşırmış, sinirlenmiş bir vaziyette “Bre herif sana ne oldu, emir verip duruyorsun, kör müsün git kendin al da yastığı nerene koyacaksan koy” der. Hasan ağa bağırır “Gız gelürsem oraya senü depelerüm, ben gayrı muhtar oldum” der.
Hasan ağa muhtar olmuştur ama, o anı düşünmektedir. Gelecek seçimde muhtar olamayıp eşinin ellerine bakacağını hiç düşünmez.
Bugünün siyasetçisi de, yarınını düşünerek hareket etmeli!
Ne de olsa makamlar gelip geçici, insanlık kalıcı.
|