İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Anayasa ideolojisiz olur mu?

Anayasa ideolojisiz olur mu?

19 Aralık 2011 Pazartesi, 09:59

İzzettin Önder /Evrensel

Bu sorunun en yalın yanıtı “hayır”dır.
Bu kısa yanıtı temellendirmek için önce “ideoloji” sözcüğünü biraz irdelememiz gerekmektedir. Bu sözcük ile akla Marks geldiği için kötü, sözcük de halkımıza genellikle çirkin ve çekinilecek bir kavram olarak algılatılmaktadır. Böylece hem Marks halledilmiş, hem de istenmeyen her fikir bu kavram sepetine atılarak sorun ortadan kaldırılmış olmaktadır. Oysa halkımız çok iyi bilmektedir ki, kendilerinin en samimi ve sadık dostu, günümüz medyasında yer tutmuş bir dizi yandaş ve sisteme sadık yazar ve aydınlar değil, Marks’tır.
İdeoloji kavramına baktığımızda, genel açıklama şöyledir. Toplumun büyük kesimlerinin sistemin başat grupları tarafından kendi çıkarları doğrultusunda uygun fikir ve düşüncelerle donatılmasıdır. Eğer ideoloji bir toplumda ekonomik sistemin düşünce kılıfını oluşturuyorsa ve eğer toplumda devlet yapısını kuran, aygıtlarını belirleyen, halkın çıkarlarını koruyucu şekilde hakimiyet sınırlarını çizen temel yasaya anayasa adı veriliyorsa, anayasa ve onun altında yer alan tüm yasalar, kısacası hukuk sistemi ideolojisiz olmaz, olamaz!
Evet, anayasa ideolojisiz olamaz; hiçbir yasa da ideolojisiz olamaz! Bunun nedeni, başta anayasa olmak üzere tüm hukuk sisteminin varolan üretim ilişkisinin bir üst-yapı ağı olmasıdır. Hal böyle olunca, bir ülkede uygulanan ekonomik sistemin felsefesi tüm kurumlara ve oradan da temel yasa olan anayasaya ve bir bütün olarak tüm hukuk sistemine yansır. Bundan dolayı farklı üretim sistemleri farklı devlet sistemlerini ve böylece şekillenen hukuk sistemini ortaya çıkarmıştır. Kısacası, her üretim ilişkisi kendi devlet ve hukuk sistemini yaratır ve onun içinde gelişir.
Böylece nitelenebilen yapısal temel ideolojinin alt ideolojileri de vardır. Başka bir deyişle, kapitalist sistem ve onun ideolojik kılıfı altında yer alan ikincil ideolojiler de vardır. Örneğin, devlete gelir dağılımı konusunda nasıl bir görev verilmektedir ya da bazı sosyal alanlarda kamu fonksiyonları nasıl tanımlanmaktadır gibi konular temel sistemik doku içinde “farklı bakış açılarına göre” farklı şekillenmeyip, hakim sınıfın çıkarına göre, yani “ana ideoloji” çerçevesinde belirlenir ve yasalarda da öylece somutlaşır.
Sözcükleri ve ifadeleri yumuşatmak sistemin ideolojik yapısını arkaplana çekerek halkı aldatmaktır. “Farklı bakış açılarına göre” ifadesi ne demektir, duygularımızda nasıl bir algılama ve his yaratmaktadır? Sanki toplumda ekonomik güç ve çıkarları açısından az-çok birbirine denk farklı kesimler vardır ve bunların farklı bakış açıları vardır, birbirine yakın bu bakış açıları üzerinde oylama yapılmaktadır ve çoğunluğa bakılarak bir karar verilmektedir. Ne anayasanın ne de hukuk sisteminin yapısı böyle belirlenmektedir. Örneğin, devletin hizmet verdiği ileri sürülen “sosyal alanlar” genellikle toplumda gelir adaletsizliğini hafifletmeye yönelik hizmet alanlarıdır. Başka bir deyişle, bu alanlarda düşük gelirliler hizmet almakta, toplumun diğer kesimleri, yani görece varsıl kesimler ise sükûnet içinde vergilerini ödeyerek bu hizmetleri finanse etmektedir. Hâlbuki durum hiç de böyle yumuşak ifade ediliş biçimde değildir. Toplumun büyük kesimini oluşturan düşük gelirli vatandaşlar bu hizmetlere muhtaçtır, toplumda görece küçük kesimi oluşturan varsıl ve güçlü kesim vatandaşları ise söz konusu hizmetleri finanse etmek istememektedir. Başka bir deyişle, bu iki kesim arasında sakin ortamda cereyan eden bir görüşme yok, tam tersine fevkalade çekişmeli bir mücadele var. Dolayısıyla, mesele “farklı bakışa açıları” konusu olmayıp, temeldeki hak ihlalinden kaynaklanan hak çatışması konusudur.
Mesele böyle basit şekilde ortaya koyulduktan sonra iki konuya değinmek istiyorum. Sosyo-ekonomik nitelikli birinci mesele, günümüze hakim çıkar çevreleri görüşlerine göre,“Sosyal devlet” anlayışının yeni anayasada (eğer yapılırsa!) yer almasının epey bir tartışma konusu oluşturacak olmasıdır. Hatta bu durum anayasanın yapılışını engelleyebilir dahi. Şöyle ki, tasarlandığı ileri sürülen “ileri demokrasiye geçiş”(!) anayasasında sosyal devlet ilkesinin yer almamasının toplumda geniş kesimleri tedirgin etmesi, aynı zamanda halk oylaması ile cumhurbaşkanlığı rüyasını görenlerin de huzurunu bozuyor olabilir!
İkinci meseleyi ise, tasavvur edilen anayasada, sosyolojik alanda, etnik kökenlerle ilgili bir ifadenin yer alması ya da almaması konusu oluşturmaktadır. Hangi yönde adım atılırsa atılsın, her durum ideolojik konumlanmayı gerektirir ve bunu somutlaştırmış olur.
Yeni bir yıla giriyoruz. İki haftalık bir tatil için değerli okurların huzurundan ayrılıyorum. Tüm okurlara, toplumlara ve insanlara kapitalizmin gazabından arındırılmış mutlu gelecekler diliyorum!

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız