Son yazımda, “CHP’yi yenileştiriyorum” diye, yanlış yaptığını hâlâ göremeyen Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu eleştirmiştim. Bunu yaparken de, dolduramıyor olsa da Atatürk’ün, İnönü’nün, Ecevit’in ve Baykal’ın koltuğuna onun gelmesinde en büyük payı olan Sav’ın ve eski genel başkanın hırslarını yenemeyip, parti içinde çekişmeyi sürdürmelerini de sorgulamıştım.
İki değerli partili arkadaşımdan tepki aldım; Nuriye Berberoğlu, (yıllarca parti meclisi üyeliği yapmış, Kılıçdaroğlu-Tekin ikilisine destek vermiş, aklı ve yüreği sağlam bilinçli bir solcu olduğunu herkes bilir) şunları yazmış; \'yeni CHP’lilere ve medyanın yeni yetmelerine karşı tavsiye ve nasihati aşan bir radikalizm gereklidir. Bu görevde eski bakan, milletvekili, genel başkan ve onur üyelerinin bu partinin emektarı ve sahiplerinin radikal vurucu bir deklarasyonu gerekir. 2001’de, eski genel başkanlar E. İnönü, M. Karayalçın, H. Çetin, C. Kartay tarafından Deniz Baykal’a verilen ve onun ‘açmıyorum bile’ dediği biçimde değil bu, geleneğin gücü ve sesi olarak algılanmalı ve basınla da paylaşılmalıdır. Bunun yeri ve zamanlaması denizin değirmenine su taşımadan yapılması sizin işinizdir”.
Diğeri, Gündüz Türem (eski Amasya il ve belediye başkanı); “İyi de, Önder Sav ne yapsın her şeyi kabullensin otursun mu? Gidişat çok kötü...”
Son şike yasası dolayısıyla, Abdullah Gül ile R. T. Erdoğan’ın arasına kara kedi girdi sanılmasın. Cumhurbaşkanı'na en yakın iki ismin, Taha Akyol ve Fehmi Koru’nun, son tahminlerinden, gerçeğin hiç öyle olmadığı anlaşılıyor. Ne diyorlar, “2014’te Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanı olacak”. O zaman kim başbakan olacak diye sorulduğunda, ikisinin de dilinin altında, Abdullah Gül’ün olduğu açıkça gözüküyor. İkisi de Cumhurbaşkanı Gül’ün zımnî de olsa iznini almadan, bu izlenimi vermezlerdi.
Daha önce yazdığım gibi benim tahminim de, 2014’te üç seçim bir arada olacak. Cumhurbaşkanını, başbakanı belirleyecek genel seçim ve İstanbul başta belediye başkanlarını çıkaracak yerel seçim. Üstelik üç seçim birlikte olduğu için, dünyalara ün salmış Başbakanımız, diğer sandıklardaki oyun da kendi oyu kadar yüksek çıkmasını sağlayacak. Öylece, Erdoğan cumhurbaşkanı, Gül başbakan olacak. Onların istediği biri, büyük olasılıkla Topbaş da İstanbul’da yola devam edecek.
Pekâlâ, bunlar oluyorken CHP ne yapacak! Parti içi çekişmeye devam mı edecek! Mahalle delegeleri seçiminden başlayarak kurultaya kadar sürekli halk, CHP’nin parti içi çekişme dizisini mi izleyecek! Bu çekişmenin sonunda da Baykal-Sav ikilisi, yeniden başa gelecek ve Erdoğan-Gül ikilisini 2014 seçiminde durduracak!
İşte ben, bunun olmayacağını, olamayacağını anlatmaya çalışıyorum. Ve yukarıdaki arkadaşlarıma yanıt olarak da şunu yazdım; “Her şeyin kötü gidiyor olması gerçeğini, eğer Önder Sav kabullenmeyip değiştirecek ve iyiye götürecekse, yani tek çaremiz Sav'sa, Ecevit'in 1980'de partiyi terk ederken dediği, \'CHP, tarihi misyonunu tamamlamıştır\' sözü çoktan gerçek olmuş demektir!”. Onlar (Baykal-Sav) yani benim kuşağım, artık geri durmasını bilsek, CHP'nin tarihi misyonunun bitmediğini, Kılıçdaroğlu'na gösterecek omurgası sapsağlam çok genç çıkar. Yeter ki eskiler hırslarını yenip, gölge etmesinler.
|